Günler birer birer geçiyor, veda zamanı yaklaşıyor artık. Her veda da olduğu gibi, içimizi saran burukluk, duygularımızı da raptı zapt altına alıyor ve melankolik bir hale sokuveriyor bizi. Ayrılığın hüznü yavaş yavaş sarıyor yüreğimizi.Gözlerimize mahmur bir bakış siniyor, bir çocuk masumiyeti sarıveriyor benliğimizi.

 Veda’ya hazırlanan on bir ay’ın sultanı Ramazan-ı Şerifin bize kazandırdıklarını şöyle bir hatırlayalım isterseniz. Bu ayda tuttuğumuz oruç sayesinde sabrın ne demek olduğunu bir daha hatırladık. Oruç tutarak açlık duygusunu tatdık, yoksulluk ve çaresizlik içinde kıvranan müslümanların neler yaşadığını anlamaya çalıştık. Oruçlu iken; bütün azalarımızla haramdan uzaklaşarak, nefsimizi kontrol altına aldık. Engin tavazu ve alçak gönüllülük örneği sergileyerek diğer fertler ile ilişkilerimizi tanzim ettik. Dilimizi yalandan ve riyadan; Ruhumuzu şehvet dolu istek ve arzulardan temizledik. Oruç bize Allah’a daha çok hamd ve sena etmemize, bolca ibadet ve taatta bulunmamıza vesile oldu. Oruçlu iken kavgadan uzak durarak, bazı anlaşmazlıklarımızı gönül lisanı ile çözdük ve hal yoluna koyduk. Oruç bizi aç değil, tok kıldı. Teravih namazları ile camiileri, iftar sofraları ile de sokaklarımızı doldurdu. Açların midesi türlü çeşitli yiyecekler ile tanıştı. Muhtaç durumda olanlar hatırlandı. Oruç bizi iliklerimize varıncaye dek sardı, sarmaladı. Ruhumuzu doyurdu, vucudumuzu rehabilite etti. Yaşam felsefemizi yeniden gözden geçirmemizi sağladı. Bizi tefekkür etmeye ve yaratılış amacımıza ilişkin sorular sormaya yöneltti.

                Bütün bu güzellikler manzumesi, bize mübarek ramazan ayının bir hediyesidir. Onun rahmet ve bereket menbaı’ndan nasiplenmiş isek kendimizi mutlu addedmeliyiz.Şayet tersi bir durum söz konusu ise yol haritamızı yeniden çizmeli, nefis muhasebemizi yaparak hayatımıza çeki düzen vermeliyiz.Çok geç olmadan toparlanmalı, kötü hal ve hareketlerimiz ile yüzleşerek kendimizi çek etmeliyiz. Bu yönü ile ramazan ayının bizde “farkındalık” hissi uyandırdığı da aşikardır.

                Artık yavaş yavaş ayrılık vakti yaklaşıyor, veda zamanı geliyor. Mübarek Ramazan-ı Şerif bize  bin aydan daha hayırlı olduğu bildirilen Kadir Gecesi mucizesi ile “Allaha ısmarladık” demeye hazırlanıyor.

                Yüce kitabımız Kur’an-ı Kerimin 97-el-Kadr suresinde: Bu gecenin bin aydan daha hayırlı olduğundan, meleklerin bu gecede yer yüzüne inişinden, bu gecenin fecrin doğuşuna kadar esenlikle dolu olduğundan ve  Kur’an-ı Kerimin bu gecede indirildiğinden bahsediliyor.

                Böyle bir geceyi ihya ederek Ramazan-ı Şerife güle güle demek, hepimiz için büyük bir kazanç olacaktır. Çünkü bu gecede sema kapıları açılacak, dua ve tövbeler kabul edilecektir.

                Allah hepinizin tuttuğu oruçları kabul, dua ve ibadetlerinizi makbul kılsın.

                Esenliğinizin daim olması dileğiyle..