Sistem Değişikliği Konusu Yeni Değil

Mevcut hükümet rejiminin başkanlık veya yarı başkanlık sistemi olarak değiştirilmesi yönündeki tartışmalar yeni olmayıp, seksenli yıllardan beri ülke gündemini meşgul etmekteydi.
Sistem Değişikliği Konusu Yeni Değil

HER LİDERİN İDEAL SİTEMİ; BAŞKANLIK

Türkiye yeni Cumhurbaşkanlığı sistemi için referanduma gidiyor. Türkiye'de Cumhurbaşkanlığı sistemi kurulmasına yönelik çalışmalar geçmişte de birçok siyasi lider tarafından gündeme getirilmişti. Peki, eski liderler Cumhurbaşkanlığı ya da Başkanlık sistemi için ne düşünüyorlardı?

 

Mevcut hükümet rejiminin başkanlık veya yarı başkanlık sistemi olarak değiştirilmesi yönündeki tartışmalar yeni olmayıp, seksenli yıllardan beri ülke gündemini meşgul etmekteydi. Türkiye'de yeni bir sistem kurulmasına yönelik çalışmalar geçmişte de birçok siyasi lider tarafından gündeme getirilmişti. Liderler zamanında bu sistem ile ilgili neler söylemişti?

 

SİSTEM TARTIŞMALARI TÜRKİYE’DE İLK DEĞİL

Özal, Demirel ve Erdoğan gibi icranın içinden gelen güçlü liderler her zaman, sistem tıkanıklıklarını aşacak güçlü yönetimleri sağlayacak bir sistem arayışı içinde oldular. Bugün tekrar sistemi tartışıyoruz. Bazı siyasetçiler başkanlık sistemi tartışması uzaydan gelmiş gibi hareket ediyor. Ama işin aslı öyle değil. Başkanlık sistemini Turgut Özal Türkiye’nin gündemine soktu. 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel savundu. Recep Tayyip Erdoğan ise düşünce bazından sistem değişikliğine dönüştürüyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Özal ve Demirel’in isteyip yapamadığını gerçekleştiriyor.

BAŞKANLIK SİSTEMİ’Nİ İLK ÖNEREN TURGUT ÖZAL OLDU

Hükümet sistemi değişikliği konusu, seksenli yılların ikinci yarısında yeniden ülke gündeminde sıkça tartışılmaya başlandı. Özal’a yakın kaynaklara göre, Özal’ın gerçek amacı Amerikan tipi başkanlık sistemiydi ve yarı başkanlık sistemi yönündeki savunmaları, asıl hedefe ulaşmada ilk adım teşkil etmekteydi. Özal’ın sistem değişikliği ile ilgili önerilerine diğer parti liderlerinden destek gelmemiştir ve bu istekleri kendisi için gündeme getirdiği öne sürülmüştür. Hükümet sistemini değişikliğine ilişkin tartışmalar, anayasayı istenildiği gibi değiştirecek parlamenter çoğunluğun razı edilememesi nedeniyle geçici olarak rafa kaldırılmıştır. ANAP Genel Başkanı Turgut Özal’ın cumhurbaşkanlığına seçilmesi ülkede yeni tartışmaların yaşanmasına neden olmuştur. Başkanlık sisteminin ülke çıkarlarına daha uygun olduğu görüşünü savunan Özal, kendisine gücünün zirvesinde olduğu dönemde neden başkanlık sistemine geçmediğinin sorulması üzerine, hazırlıklı olmadığını söylemiştir. Özal’ın Cumhurbaşkanlığı döneminde yaşanan hükümet sistemi değişikliğine dair tartışmalar Özal’ın görevi başında hayatını kaybetmesiyle birlikte Demirel tarafından bir kez daha ülke gündemine sokuluncaya dek kapanmıştır. Özal’ın sistem değişikliğine dair sözleri; “Başkanlık sistemi diyorum ben, başkanlık sistemi tabii Fransa gibi değil daha çok Amerika'ya yakın. Sebebini şöyle tahlil ediyorum; bakanların benim kanaatime göre bizim tecrübelerimize göre parlamento dışından olması lazım. Çünkü 6 senelik parlamento hayatımda şunu gördüm. Bakanlarla milletvekilleri arasına devamlı problem giriyor. Çünkü bakanın da milletvekilinin de seçim kaygısı vardır. Aynı yerde veya aynı grupta olmadıkları takdirde birbirlerine zıt hareketler yapıyorlar ve dejenerasyon başlıyor."

DEMİREL; BAŞKANLIK SİSTEMİ İÇİMDE UKDEDİR

Türkiye’de mevcut hükümet sistemi olan parlamenter sistemin değiştirilip yerine, başkanlık veya yarı başkanlık sistemine geçilmesi önerisi 1997 yılında Cumhurbaşkanı Demirel tarafından tekrar gündeme getirilmiş ve bu yöndeki tartışmalar aynı yılın sonbaharında daha da yoğunlaşmıştır. Mısır gezisi esnasında gazetecilerle yaptığı söyleşide 65 milyonluk Türkiye’nin daha iyi yönetilmesi gerektiğini belirten Demirel, sorunun sistem meselesi olduğunu ifade etmekte, 4 yıl 3 ayda tam altı hükümet onayladığından yakınarak, bu durumun ister istemez parlamenter sistemi tartışılır hale getirdiğini belirtmektedir. Demirel’in açıklamaları sistem değişikliği tartışmalarının yaşanmasına neden olmuş, başkanlık ve yarı başkanlık sisteminin Türkiye’ye uygunluğu gerek siyasiler gerekse kamuoyu tarafından yoğun bir şekilde tartışılmıştır. Mesut Yılmaz, başkanlık sisteminin güçlü demokratik geleneklerin bulunduğu ülkelerde başarılı olduğunu, demokratik geleneklerin Türkiye’de başkanlık rejimini başarılı kılmaya yetecek ölçüde gelişmediğini savunurken, CHP lideri Deniz Baykal, Demirel’i sert bir şekilde eleştirmiş ve sistem değişikliği önerilerini Demirel’in fazladan 5 yıl kazanmak için gündeme getirdiğini iddia etmiştir. DSP lideri Bülent Ecevit ise, başkanlık sisteminin çok az ülkede demokrasiyle bağdaştığının üzerinde durmuştur. Meclis başkanı Mustafa Kalemli başkanlık sistemine bakış açısının olumlu olduğunu fakat bu konunun meclis gündeminde olmadığını ifade etmiş ve mecliste tartışılması gerektiğini belirtmiştir. DYP ve RP yöneticileri ise, Demirel’i gündemi değiştirmekle eleştirmişlerdir. Demirel’in başlattığı başkanlık veya yarı başkanlık sistemi tartışmalarında eleştirenler kadar Demirel’e destek çıkanlar ve Türkiye’nin bir an önce başkanlık sistemine geçmesi gerektiğini savunanlar da vardı. 1999 yılına gelindiğinde başkanlık ve yarı başkanlık sistemlerine ilişkin tartışmaların azaldığı görülmekle birlikte Demirel bu dönemde yine cumhurbaşkanını halkın seçmesi gerektiğini savunmaktadır: ‘’Cumhurbaşkanını halk seçsin diyenler bence bir gün bu dileklerinde, temennilerinde ve arzularında başarıya ulaşacaklardır.’’ diyen Demirel, Avrupa’nın yüzde sekseninde cumhurbaşkanını halkın seçtiğini ifade etmiştir. Gene 1999 yılında Cumhurbaşkanlığı bütçesinin Meclis Genel Kurulu’nda görüşüldüğü sırada başkanlık sistemi tartışılmıştır. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel de 2006 yılında katıldığı bir konferansta Başkanlık Sistemi’nin olması gerektiğini belirterek, "İsterdim ki siyaseten Türkiye, Cumhurbaşkanını seçsin. İstanbul'un 70 tane milletvekili var, kaç tanesini tanıyorsunuz? Halktan kopuk bir Cumhuriyet olmaz. Sistem işlemiyor, temsili sistem işlemiyor. Ben isterdim ki bunu yapabilelim, yapamadık. Ben aslında isterdim ki Türkiye’de başkanlık sistemini yapalım. İçimde ukdedir yapamadık. Çünkü devlet büyük, ülke büyük, halk çok dinamik. Biz bu ülkeyi idare edemiyoruz. Ülkeyi idare edememe gelip giden hükümetlerin kusuru da olabilir, içinde vardır ama genelde sistemde değişiklik yapmamız lazım.'' demişti.

ERDOĞAN; TÜRKİYE BU SİSTEM İLE BÜYÜK BİR SIÇRAMA YAPACAKTIR

Başkanlık sistemi tartışmaları, Erdoğan döneminde de devam etmiştir ve günümüzde de devam etmektedir. 59. Hükümetin kurulmasından bir ay sonra, Erdoğan katıldığı bir televizyon programında Başkanlık sistemi ile ilgili görüşlerini şu şekilde ifade etmiştir; ”Başkanlık sistemi konusunda bir uzlaşma sağlanırsa, Türkiye’nin ciddi bir sıçrama yapacağına inanıyorum. Siyasetteki arzum Başkanlık Sistemi. İdeal olanı Amerikan Modeli, tabi bunun için de ülkedeki tüm kurumların halkla bütünleşerek bir uzlaşma sağlanmalıdır. Bu uzlaşma sağlanmadan başkanlık sistemine geçiş sağlıklı olmaz. Ama bunu başardığımız takdirde Türkiye ciddi bir sıçrama yapacaktır.” Erdoğan, başkanlık sistemi mi yoksa yarı başkanlık mı sorusuna şu cevabı vermiştir; ”Her ikisinde de aynı şeyi düşünüyorum. Tabi benim için ideal olanı Amerikan modelidir. Amerikan modelinde yasama ile yürütme organları birbirlerine müdahale edememektedirler. Yani bir milletvekili, bakan olduysa milletvekilliğini bırakıyor. Sadece bakan olarak kalıyor. Kaldı ki siz oraya dışarıdan rahatlıkla bakan atayabiliyorsunuz. Türkiye’deki sıkıntı budur. Her milletvekili seçildiği bölgedeki insanlara iş bulmaya çalışıyor. Böyle yaptıkça oy alacağını zannediyor. Aslında böyle bir şey yok. Ama böyle olmadığı zaman yürütmede olmayanların böyle bir sorumluluğu olmayacak. Yasamadan gelen haklı talepler kabul edilirken, diğerleri rahatlıkla reddedilebilecektir.”

ESKİ LİDERLER BAŞKANLIK SİSTEMİ İLE İLGİLİ NELER DEDİ?

Başkanlık sistemi Türkiye’de Özal’dan beri gündeme gelen ama ciddi bir adım atılamayan konu olmuştur. Sistem ile ilgili Eski Başbakanlardan Necmettin Erbakan, Eski MHP Genel Başkanı Alparslan Türkeş, Eski BBP Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu ’da açıklamalarda bulunmuşlardır. Eski başbakanlardan Necmettin Erbakan'ın genel başkanı olduğu Milli Nizam Partisi'nin programında; "Daha hızlı kalkınmaya mecbur olan Türkiye’mizde devlet hizmetlerinin verimli, süratli ve kudretli yürütülebilmesi ve anayasamızın bünyemize intibakı bakımından daha mütekâmil bir yapıya kavuşturulması ve tatbikattaki aksaklıkların giderilmesi için başkanlık sisteminin getirilmesini zaruri görüyoruz. İcra organının daha kudretli olması ve süratli çalışabilmesi için reisicumhurun tek dereceli olarak halk tarafından seçilmesi ve icrai organın düzeninin başkanlık sistemine göre tanziminin yapılması gerekmektedir." değerlendirmesinde bulunmuştu. Eski MHP Genel Başkanı Alparslan Türkeş, sistem değişikliğine ilişkin görüşlerine 1979 yılında yayımlanan "Temel Görüşler" adlı kitabında yer vermişti. Türkeş, kitabın, ‘Güçlü İktidar Güçlü İrade, Tek Başkan Tek Meclis Sistemi’ başlıklı bölümünde, şu ifadeleri kullanmıştı: "Milliyetçi Hareket, tek başkan, tek meclis sistemini savunur. Çağımız kuvvetli, adil ve hızlı icra çağıdır. Türk milleti, dünya imparatorlukları kurduğu devirlerde kuvvetli, adil ve hızlı icra sistemini uygulamıştır, kuvvetli ve hızlı icra, icra gücünün tek elde toplanmasıyla mümkündür. Bunun için tarih ve töremize uygun olarak başkanlık sistemini savunuyoruz. İcrayı, cumhurbaşkanlığı ve başbakanlık olarak ikiye bölemeyiz. Her konuda bütünleşmeci olduğumuza göre, icranın başında da bütünleşmeci olmalıyız. Türk tarih felsefesi ve tarihinde icra organı hiçbir zaman bölünmemiş, yani tek bir başkan tarafından yürütülmüştür. Milliyetçi Türkiye'de de demokratik milli cumhuriyet ilkesi içinde başkan, Türk milletinin yürütme organının tek başı olacaktır. Tek başkan sistemine uygun olarak yasama organı yönünden de tek meclis sistemini savunuyoruz. Avrupa krallık veya federal devlet rejimlerinin bir mirası olan senatonun, millet meclisi yanında yasama işlerini geciktirici bir hüviyet taşıması dolayısıyla kaldırılmasını istiyoruz." Eski BBP Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu da bir röportajında cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesini savunduklarını bildirmişti. Yazıcıoğlu, sistem değişikliğine ilişkin, şunları kaydetmişti: "Parlamenter sisteme göre cumhurbaşkanının yetkileri çok fazla. Başkanlık sistemine göre yetkileri çok az. Bunu da yerli yerine oturtmak gerekiyor. Tercih yapılmalı. Başkanlık sistemi mi, parlamenter sistem mi? Biz başkanlık sistemini savunuyoruz." Merhum Başbakan Bülent Ecevit de, başkanlık sistemine ilişkin, "Demokratik ve Parlamenter sistem, Türkiye için idealdir. Allah, Türkiye'yi benzer bir yönetim sisteminden korusun. Başkanlık sistemi, Türkiye için çok tehlikeli olur" demişti.

BÜŞRA AKSAKBAĞI / YENİ HABER GAZETESİ