Siz susun beden diliniz konuşsun!

Sağlıklı bir iletişim kurmak için beden dilini yerinde ve zamanında kullanmanın önemine dikkat çeken İletişim Uzmanı Mehmet Emin Yumuşak, “Beden dili dediğimiz şey aslında ulusal değil evrenseldir" dedi.
Siz susun beden diliniz konuşsun!

Sağlıklı bir iletişim kurmak için beden dilini yerinde ve zamanında kullanmanın önemine dikkat çeken İletişim Uzmanı Mehmet Emin Yumuşak, “Beden dili dediğimiz şey aslında ulusal değil evrenseldir. Konuşurken oluşturduğumuz hareketleri aslında tüm dünya da kullanıyor” dedi.

Günlük hayatta konuşurken bazen istemli bazen de istemsiz kullandığımız el, kol ve mimik hareketlerimizin her birinin bir anlamı var. Her Milletin bir dilinin olduğunu vurgulayan İletişim Uzmanı Mehmet Emin Yumuşak, beden dili dediğimiz şeyin ulusal değil evrensel olduğunu, konuşurken oluşturduğumuz hareketleri aslında tüm dünyanın kullandığının altını çizdi.

mehmet-emin-yumusak.jpg

“NE SÖYLEDİĞİMİZ DEĞİL, NASIL SÖYLEDİĞİMİZE BAKIYORUZ”

Beden dilinin konuştuklarımızı ve anlattıklarımızı desteklediğini belirten Yumuşak, “Bir iletişimin yarısından çoğu beden dili, bizler aslında ne söylediğimize değil daha çok nasıl söylediğimize bakıyoruz. Anadolu kültüründe de var, kollarını kapatma kısmetin bağlanır demişler, uzmanlar da buna iletişime kapalılık diyor. Ellerin açık halde kullanılması, pozitif bir mesaj verir karşı tarafa. İletişim kurduğumuz insanlara kendimizi daha doğru ifade edebilmek için, ilk şartımız dik durmaktır. Omuzların dik durması, boyun uzun ve dik olması ve yüzde de minicik bir tebessümün olması gerekiyor. Beden dilini doğru kullanan insanlar her zaman kendilerini daha doğru ifade ederler karşı tarafa.” şeklinde konuştu.

img_8241.jpg

“İLETİŞİM HER ZAMAN SÖZCÜKLERLE BAŞLAMAZ”

İletişimin her zaman sözcüklerle değil, beden diliyle de başlayabileceğini ifade eden Yumuşak, “İlk etapta gözler. Biz gözlerimizin büyümesini gözlerimizi kaçırmayı gözlerimizi kısmayı beden dili olarak algılarız. Örneğin gözlerin büyümesi korkunun yakarışın ifadesiyken gözleri kaçırmak utangaçlığın edebin ifadesi,  gözleri kısmak ise bir düşüncenin bir fikir üretebilmenin ifadesi olur. Ayrıca insanların yüzlerine dik bir bakış atmak onlara duyduğunuz güvenin ifadesidir. Dünya’da en çok kullanılan dillerden birisi yine ellerin havaya kaldırılmasıdır. İki elin düz bir şekilde yukarıya avuç içleri açık karşıya dönük bir biçimde kaldırılması bu zararsızım bana güvenebilirsin demek. Bununla birlikte omuzların ellerle yukarıya kalkması ellerin gökyüzüne doğru açık bir pozisyonda olması bilmiyorum anlamına gelir. Örneğin İngiltere’ye gittiniz İngilizce bilmiyorsunuz, biri size İngilizce bir şeyler sordu ve sadece ellerinizi yukarıya kaldırıp omuzlarınızı geriye attığınızda karşı taraftaki bilmediğinizi anlayacaktır.” diye konuştu. Yumuşak, “İnsanların oturuyorken ve ayaktayken dik bir duruş ile ellerin hareketli ve ileriye dönük olması bu liderlik yönünün olduğunu gösterir. Yani ellerin sürekli kullanılması kelimelerle birlikte parmakların daire çizmesi ve topyekûn kullanımı sizin öncü olduğunuzu ve insanları bedeniniz de topladığınızı gösterir.” dedi. Bacak bacak üstüne atmanın da bir üstünlük göstergesi olduğunu söyleyen Yumuşak, bunu liderlerin toplantısında çok rahat görebileceğimizi ifade ederek ABD Başkanı Donald Trump’un karşısında, Cumhurbaşkanımız Recep Tayip Erdoğan’ın bacak bacak üstüne atmasındaki amacın temsil edilen bir devletin itibarını korumaktan ibaret olduğunu kaydetti.

img_8248-001.jpg

“KAŞLAR EN ÖNEMLİ SİLAHTIR”

En çok mimiklerimizi kullandığımıza değinen Yumuşak şöyle devam etti: “Kaşlar aslında bir kadınınya da bir erkeğin en önemli silahlarıdır. Kirpikler hakeza. Biz kaşlarımızı kaldırdığımız zaman gözlerimiz hafif büyüdüğü zaman anlıyoruz ki teslim olmuşuz, o bir korku anıdır. Teslimiyet anıdır. Fakat kaşlarımızı çatmışsak aşağı yukarı bir dalgalanma varsa orada bir sinir bir öfke vardır diyoruz. Bununla birlikte bizim ses tonumuz kullandığımız her harekette aslında en vurucu noktadır. Çünkü kelimeler yani sözcükler yüzde 10’u,  ses tonumuz ise yüzde 30’u oluşturur fakat beden hareketlerimiz iletişimin başlaması ve bitmesi noktasında yüzde 60 gibi ciddi bir etki yaratır. Bununla birlikte baş hareketlerimiz vardır. Tebessümü kullanırken ya da çene kemiklerimizi kaldırırken baş hareketlerini kullanırız. Örneğin mutsuzsanız ya da sinirliyseniz ya da karşınızdakine çok ciddi bir şeyler anlatıyorsanız başınız hafif arkaya dönüktür. Kaşlar çatıktır. Gözler karşıya dik bakış atar. Fakat siz konuşmaya başladınız karşı tarafın güvenini aldınız. Karşı tarafın baş hareketi otomatik olarak sağ ya da sol tarafa yatar. Bu size duyulan güvenin ve karşı tarafın sizin anlatacaklarınızı merak edeceğinin bir ifadesidir.

img_8249.jpg

“BİR İNSANA SAYGI DUYDUĞUNUZU ONA DÖNEREK İFADE EDERSİNİZ”

İletişimde dönüklüğün önemine dikkat çeken Yumuşak, “Siz biriyle ya da binlercesiyle iletişime geçiyorsanız mutlaka o tarafa doğru dönmeniz gerekir. Bir öğretmen düşünün sınıfa ders anlatacak fakat sırtı sınıfa dönük. Yani yüzüyle gözüyle sınıfa bakmıyor burada sağlıklı bir iletişimden kesinlikle bahsedemeyiz. İki kişi konuşurken de aynı şekilde bir insana saygı duyduğunuzu ona dönerek ifade edersiniz. Bu konuşana dönüklük dediğimiz beden hareketidir. Genelde baş omuzdan döner ya da tamamen bütün vücudu çevirirsiniz. El, yüz, parmak, bacak, mimik, jest bunlar tamam fakat bizim gövde dediğimiz bölgenin dönüklükte payı çok büyüktür“ ifadelerini kullandı. Yüzlerce beden hareketinin sadece 30’unu çok ciddi kullandığımızı belirten Yumuşak, “Dünya liderlerine baktığımızda parmaklarını üçgen biçiminde yapıp kavuşturdukları zaman buranın hâkimiyiz anlamını çıkarırız. Osmanlı padişahlarının çizilen resimlerinde ise; yandan bir duruşla omuzların dik oluşu, başı sağa çevirerek omuzdan kayık olarak hafif dik bakılması, bu cihana ben hükmederim, yani ‘asıl lider benim’ mesajını alırız” diye konuştu. •SÜMEYRA KENESARI