'Sömürgecilerin en büyük silahı uyuşturucu bağımlılığı'

Yeşilay Zümrüdüanka Ödülleri töreninde konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, sömürgecilerin en büyük silahının uyuşturucu ve alkol bağımlılığının olduğunu belirtti.
'Sömürgecilerin en büyük silahı uyuşturucu bağımlılığı'

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Yeşilay Zümrüdüanka Ödülleri töreninde konuştu.

Erdoğan'ın açıklamalarından öne çıkanlar:

Titiz bir çalışma sonucunda ödüle layık görülen sanatçılarımıza, medya mensuplarımıza, akademisyen, sporcu ve siyasetçilerimize tebriklerimi, takdirlerimi iletiyorum. Yeşilay'ın Zümrüdüanka Ödülleri, takdim edilenler için şüphesiz çok önemli, çok kıymetli bir payedir. Bu paye aynı zamanda sorumluluk ve mesuliyet demektir. Bu ödül, son nefesine kadar sürecek bir gönül görevine adeta nefer yazmaktır. Ben buradaki her bir kardeşimin bu payeyi iş ve özel hayatında onurla, gururla ama aynı zamanda bir vazife şuuruyla taşıyacağına inanıyorum.

"O ülkelerin gelecekleri karanlıktır"

Gençlerini uyuşturucu, sigara, alkol, terör yüzünden kaybeden ülkelerin gelecekleri karanlıktır. Bir milletin en büyük hazinesi ruhen zihnen ve bedenen sağlıklı nesillere sahip olmasıdır. Uyuşturucu ve içki müptelası olmuş bir gencin ne kendisine, ne ailesine ne de ülkesine bir faydası vardır.

Adeta evladını Kandil'e kaçıranlar karşısında Diyarbakır Belediyesinin önünde günlerce hüngür hüngür ağlayan annelerin akıbetini düşünün. O neyse o da aynısıdır. Ne ekonomileri ne sanayileri ne paraları bu ülkeleri hızla yaklaştıkları karanlık akıbetten kurtarmaya yetmez.

"Sömürgecilerin en büyük silahı uyuşturucu bağımlılığıdır"

Tarih boyunca sömürgecilerin en büyük silahı uyuşturucu bağımlılığı olmuştur. İstanbul 1920 yılında işgal kuvvetlerinin eline düşüyor. İngilizler, Osmanlı gençliğini ifsat etmek, gençlerin direniş azimlerini kırarak zihnen köleleştirmek için, gemilerle getirdikleri binlerce kasa içkiyi bedava dağıtıyorlar. Bunu gören millet sevdalısı, sorumluluk ve şuur sahibi bir avuç insan, Şeyhülislam İbrahim Haydarizade'nin himayesinde Hilal-i Ahmer Cemiyeti'ni yani bugünkü adıyla Yeşilay'ı kuruyorlar. Yeşilay çalışmalarıyla gençlere milli mücadele bilinci aşılarken, işgal güçlerinin önünde adeta bir set kuruyor. Bundan bir asır önce, işgal ve istiklal mücadelesinin gençler üzerinden verilmesi gerçekten çok anlamlıdır. Kurtuluş Savaşımızın cephelerinden biri de gençlerimizi ifsat girişimlerine karşı, muhafaza ve müdafaa etmek olmuştur. Merhum Eşref Edip gibi Yeşilay'ı kuran kadrodan bir ismin Kuvayı Milliye ruhunun Anadolu'da dirilmesine öncülük etmesinin bir sebebi de budur. Çünkü onların nazarında nesilleri korumakla ülkeyi kurtarmak arasında hiçbir fark yoktur. Milletin gerçek bağımsızlığına giden yol, aynı zamanda sağlıklı, şuurlu, milli manevi değerlerle mücehhez gençlere sahip olmaktan geçer. İşgal kuvvetlerinin de aynı saiklerle genç kuşakların zihin ruh ve beden sağlığını hedef almaları bu yüzdendir. Uyuşturucu ve içki müptelası olmuş, ahlaksızlık batağındaki bir gencin ne kendisine ne ailesine ne de ülkesine bir faydası yoktur.

"Misafirlerime hiçbir zaman alkollü içki ikram etmedim"

Ben Belediye Başkanlığım döneminde alkolu kaldırdım. Çok fazla başlık atıldı, köşe yazısı yazıldı. Bunları yazıyorsun ama anayasaya neden bakmıyorsun? Anayasada devletin gençlikle ilgili görevleri yazılırken 'Gençleri uyuşturucudan, kumardan korur' diyor.

Şu anda bizim yönetimimizin olduğu yerlerde asla böyle bir şey olamaz. Geldiğimden bu yana hiçbir zaman ben misafirlerime alkollü içki ikram etmedim. Tasarruf benimse, ben de sevdiklerime 'sevdiğimi' ikram edeceğim. Ben bunu yaptım. Bu hususa hepimizin dikkat etmesi gerekiyor.