Sözcü yazarı Soner Yalçın'dan başörtülü Kübra'nın projesine destek

Muhafazakar insanlar için yaptığı eleştiri haberleriyle bilinen muhalefetin haber kaynağı Sözcü Gazetesi'nden beklenmedik bir hareket geldi
Sözcü yazarı Soner Yalçın'dan başörtülü Kübra'nın projesine destek

Sözcü Gazetesi yazarı Soner Yalçın bugünkü köşesinde TRT'de düzenlenen 'Bir Fikrin mi Var' isimli yarışmada 'organik hoşaf' projesiyle finale kalan Kübra Ağaca'ya sahip çıktı.

Yazar Soner Yalçın, Kübra Ağaca'nın hakkının birincilik olduğunu söyledi.

İŞTE SONER YALÇIN'IN 'BAŞÖRTÜLÜ HOŞAF' BAŞLIKLI KÖŞE YAZISI

Fransa'da 2013 yılında “peynir ayaklanması” oldu!

Avrupa'nın en büyük peynir üreticisi Lactalis ile Isigny Sainte-Mere, Camembert peynirini geleneksel yöntem olan çiğ sütten değil, pastörize sütten yapacaklarını açıkladı. Ve deyim yerindeyse Fransa ayağa kalktı. Lactalis ve yandaşlarının satışları hızla düşünce, kararlarından dönmek zorunda kaldılar. Peki…
Biz peynirimize hangi zehirli katkı maddelerini koyuyoruz?

Yapıları itibarıyla doğada bulunmayan; ısıya, ışığa, asitlere, alkalilere karşı dayanıklı ve bu nedenle raf ömürleri oldukça uzun kimyasal katkı maddeleri neredeyse her yiyeceğin içinde var.

Örneğin…
– Yasal olmamasına rağmen “küflenmesin, tadı kokusu değişmesin” diye peynire-yoğurda “pimarisin” katkı maddesi ekleniyor.
– Kanserojen olduğu bilinen “aspartam”, “sakkarin” gibi kimyasal tatlandırıcılar ilave ediliyor.
– Piyasada, üretilen endüstriyel sütlerin-yoğurtların-peynirlerin imal tarihleri ile son kullanma tarihleri arasında büyük aralık var. Bazı markalarda süre 7 gün iken, bazı markalarda ise 1-1,5 aya kadar çıkabiliyor! Geleneksel yoğurdun dayanma süresi ise en fazla 4-5 gün. Aradaki fark birinin yoğurt olmadığını ispatlamıyor mu?
– Çocuklara yedirilen meyveli-aromalı süt ve yoğurdun içinde kimyasal sentez yoluyla üretilebilen yapay renklendiriciler var. Keza…
Kekler, bisküviler, gofretler, cikletler, bonbon şekerler, drajeler, kuru toz içecekler, tatlılar, krema tozları, hazır çorbalar, soslar, sosisler, konserveler aklınıza ne geliyorsa gıdalara bu yapay renklendiriciler konuyor! Dondurmanın külahında bile bu kimyasal renklendirici var!

Fakat sadece bu kadar değil…
Sizi öldürüyorlar
Düşük kalorili bir tatlandırıcı olan “asesülfam potasyum (asesülfam-k) e950” katkı maddesi var. Şekerden tam 130 kat tatlı ama kalorisi düşük; ölüm gücü yüksek! Süt ve süt ürünlerinde, diyet ürünlerde, meyveli yoğurtlar, hazır tatlılar ve pudinglerde kullanılıyor. Yapılan fare deneylerinde uzun süreli ve çok miktarlarda kullanımında göğüs-organ tümörlerine, akciğer-solunum yolu hastalıklarına sebep olduğu; ve kısa süreli çok miktarda kullanımda ise baş ağrısı ile depresyona yol açtığı tespit edildi.
– İçine katıldığı ürünün akışkanlığını-kıvamını düzenleyen, jelleştirici olarak kullanılan “carrageenan (karagenon) e407” katkı maddesi var. Yoğurtlarda, peynirlerde, puding ve dondurmalarda başta olmak üzere pek çok gıda ürününde bu kimyasal kullanılıyor. Kalp damar hastalıklarına, diyabet ve kansere sebep oluyor.
– Karışımı kolaylaştırmak için “monogliseritler ve digliseritler e470-477” adlı katkı maddesi var. En çok peynir, yoğurt, krema, tereyağı, margarin, dondurma ve sütlü tatlılarda kullanılıyor. Kalp ve damar hastalıklarına yol açıyor.
– Şekerden 600 defa daha tatlı kalorisiz suni tatlandırıcı “sukraloz e955” katkı maddesi kullanıyorsunuz. Süt ürünlerinde, aromalı gazlı-gazsız içeceklerde, tatlılarda, sakızda, çerez atıştırmalıklarda, ketçaplarda, fırıncılık ürünlerinde bulunuyor. Diyet yapanlarca tercih ediliyor ve hatta eczanelerde bile satılan bu madde diyabetin asıl sebebi idi.
Süt ürünlerinde bolca kullanılan “fosfat tuzları”, “guar gam”, “lesitin” gibi katkı maddelere girmeyeyim artık!
Ama…

Gardırop muhalefeti
Et konusunu yazmalıyım….
Türkiye'de kullanım izni olmayan, “bradmix” adlı Hollanda'dan getirilen kimyevi maddenin, etlerin hacmini yüzde 25-30 artırmak amacıyla kullanıldığını biliyor musunuz?
Ete katkı maddesi çok; fosfatlar, emülgatörler, askorbik asit, şekerler, kültürler, aroma maddeleri, baharatlar, asitlendiriciler, tuz (NaC1, KC1) gibi…
Raf ömrünün uzaması yani renk değişimi olmaması için özellikle şarküteri gibi işlenmiş ete, (E250 koduyla) sodyum nitrat ve sodyum nitrit konuyor!
Bozulmayı önleyici sodyum sülfat (E221) pankreas kanserini yüzde 67, lösemi riskini yüzde 700 oranında artırıyor. Çocuklarda beyin tümörü oluşturuyor; öğrenme bozukluğu yaratıyor. Özellikle cenin, bebek ve çocuklar için tehlikeli.
Sayfalarca yazabilirim… Gelmek istediğim şu…

Bir genç gıda mühendisi:
Adı Kübra Ağca.
TRT'de düzenlenen “Bir Fikrin mi Var” isimli yarışmada “organik hoşaf” projesiyle finale kalması sosyal medyada infial yarattı!
Genç Kübra'nın hoşaf üretim projesi, pastörize etmeden raf ömrünü uzatmaktı.
Eğer…
Kübra Ağca, katkı maddesiz raf ömrü uzun doğal bir içecek buldu ise, bu büyük buluştur. Diğer yarışmacıların hakkını yemek istemem ama yapım şirketinin açıklaması doğru ise Kübra'nın hakkı birinciliktir.
Bakınız…
Sırf başörtülü olduğu için bir genç bilim insanına saldırı doğru değildir.
Niye böyle gerici bir noktaya savrulduk biz? Meselenin özünü kaçırıyoruz. Küresel şirketlerin katkı maddelerle insanlığı ölüme sürüklediğini görmüyor musunuz?
Kübra Ağca buna karşı alternatif sağlıklı beslenme için çaba harcıyor ise nasıl onu desteklemeyiz?
Zihninizi kirleten “gardırop muhalefetini” bırakınız artık! Lütfen.
Sağcısı solcusuyla herkesin katıldığı Fransa'daki peynir ayaklanmasını şiar edininiz…

YAZIYI SÖZCÜ'DEN OKUMAK İÇİN TIKLAYINIZ