SÜ öğretim üyesinin odasında ölü bulunması
Selçuk Üniversitesi (SÜ) Mühendislik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Handan Kamış'ın avukatı Mustafa Atılgan, Kamış hakkında son günlerde basında yer alan iddialara ilişkin, "Müvekkile üzerinden senaryolar üretilerek olayın magazinleştirilmesi yerine, asıl suçlu ya da suçluların tespiti için çaba gösterilmesi en doğru olanıdır" dedi.
Atılgan, yaptığı açıklamada, yaklaşık 1,5 ay önce işlenen cinayetten dolayı müvekkili Kamış'ın çok üzgün olduğunu ve cinayette sorumluluğu olanların en hızlı şekilde en ağır cezayı almasını istediğini söyledi.
Kamış'ın adaletin tecellisi noktasında üzerine düşen her şeyi yapmaya hazır olduğunu belirten Atılgan, "Bu olayın en büyük mağdurlarından bir tanesi de müvekkilemdir. Eski eşinin kendisini aldattığını ve cinayeti aynı gün aynı anda öğrenmiş, büyük bir şok ve travma yaşamıştır. Yaşadığı travmayı en az zararla atlatma çabası devam etmektedir" diye konuştu.
Kamış'ın hiçbir sorumluluğu bulunmayan ve yargıya aksetmiş olayı konuşmak dahi istemediğini ifade eden Atılgan, bu sebeple kendisine yapılan bütün görüşme taleplerini geri çevirdiğini dile getirdi.
"Ancak müvekkilenin bu sessizliği üzerinden senaryolar üretilerek rencide edilmekte, kişilik hakları ihlal edilmektedir" diyen Atılgan, şunları kaydetti:
"İddia edildiği gibi müvekkile eski eşi sanık Ahmet ile sekreter Asuman arasında olduğu ileri sürülen ilişkiyi olay tarihinden önce bilmemektedir. Aldatma fiilini ilk kez olay günü eski eşinin söylemesi üzerine öğrenmiş, onuru incinmiş bir kadın olarak en sert tepkiyi vermiş ve eski eşinden derhal evi terk etmesini istemiştir. O günden itibaren de eski eşi ile hiçbir görüşmesi olmamış ve kamuoyunun da bildiği üzere boşanma davası açarak ayrılmıştır. Olayı bilerek haber vermediği, derhal haber verilse maktülün belki de kurtulma ihtimali olabileceği ve haber vermediği için sorumluluğu olduğuna yönelik beyanlar doğru değildir. Eski eşi müvekkileye olayın nerede olduğuna ilişkin bir beyanda bulunmamıştır. Sınav dönemi de olduğu için onlarca çalışan yüzlerce öğrencinin girip çıktığı fakülte binası içerisinde böyle bir olayın meydana gelebileceği müvekkilenin aklına bile gelmemiştir. Müvekkile üzerinden senaryolar üretilerek olayın magazinleştirilmesi yerine, asıl suçlu ya da suçluların tespiti için çaba gösterilmesi en doğru olanıdır."
- "Senaryolar üretilmeye çalışılmıştır"
Avukat Atılgan, Maktül Celalettin'in yakınlarının acısının çok büyük olduğunu, bu acıyı müvekkilenin de paylaştığını aktardı.
Kamış'ın eski eşinden ayrıldığını ancak tarafların sanık ile kan bağı olan müşterek çocukları olduğuna işaret eden Atılgan, şöyle devam etti:
"Çocuklar reşittir babaları ile ilişkilerini kendileri belirlemektedir. Böylesi ağır suçlamaya muhatap bir babaya sahip olmanın manevi ağırlığını çocuklarının üzerinde taşımak zorunda kalmasına çok üzülmektedir. Ancak kan bağını ortadan kaldıracak bir yol olmadığı için yapabileceği bir şey de yoktur. Sanığın, çocuklarından kimi isteklerinin bedelinin dahi müvekkileye ödetilmeye çalışılması, hiçbir hukuk mantığı ile bağdaşmamaktadır. Müvekkile asla yasaların arkasına sığınmaktan yana değildir. İnsani ve vicdani bütün sorumluluklarını yerine getirmeye hazırdır. Yaşadığı ağır şok ve travma halini atlatabilmek için müvekkilenin yasal hakkı olan iznini kullandığı, rapor aldığı olmuştur. Bunlar dahi haber yapılmış ve senaryolar üretilmeye çalışılmıştır."
Atılgan, Kamış'ın raporunun 27 Temmuz'da biteceğini ve 31 Temmuz itibariyle de görevi başında olacağını söyledi.
Prof. Dr. Kamış'ın fakültede idari boşluğa meydan vermeden, dekan yardımcılıkları için gerekli görevlendirmeleri yapacağını aktaran Atılgan, "Hizmete devam edecektir. Hiçbir yerinde olmadığı suçun bedelini ödemeyecek, onurlu bir şekilde dekanlık görevini ve akademik kariyerini sürdürecektir. Kamuoyuna mal olmuş bir olay elbette takip edilecek, her aşaması dikkatle izlenecektir. Müvekkile hakkında yapılan yanlış haber ve yorumlar için, kişilik hakkı ihlallerine karşı gerekli yasal yollara baş vurulacaktır" ifadelerini kullandı.
