Şura-yı Devlet’ten Danıştay'a Uluslararası Sempozyumu

Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan: (2)- "(Danıştay'ın 'öğrenci andı' kararı) 2018'e kadar niçin acaba bu konuda bir karar verilmedi de şimdi veriliyor? Şimdi mi aklınıza geldi?"- "Yargının bağımsızlığı ve tarafsızlığı nasıl demokrasinin olmazsa o
Şura-yı Devlet’ten Danıştay'a Uluslararası Sempozyumu

ANKARA (AA) - Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Danıştay'ın "öğrenci andı" kararına ilişkin "2018'e kadar niçin acaba bu konuda bir karar verilmedi de şimdi veriliyor? Şimdi mi aklınıza geldi?" dedi.

Erdoğan, Beştepe Millet Kültür ve Kongre Merkezi'nde düzenlenen "Şura-yı Devlet'ten Danıştay'a Uluslararası Sempozyumu"na katıldı.

Burada bir konuşma yapan Erdoğan, hukuk devletinin mütemmim cüzünün, etkin ve hızlı işleyen, milletin vicdanını rahatlatan kararlara imza atan bir yargı sisteminin mevcudiyeti olduğunu belirterek, hukukun üstünlüğünü esas alan bir devlette yargının hakem vasfında bulunduğunu ifade etti.

Yargının bu görevini yerine getirebilmesinin ise önüne gelen sorunları objektif adil, anayasanın ve yasaların çizdiği sınırlar içerisinde kalarak çözmesine bağlı bulunduğunu anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, yargı organlarının kanuni çerçeveye sadık kalarak hareket etmesi, diğer tüm kurum, kuruluş ve şahısların tavırlarından çok daha önemli olduğunu vurguladı.

- "Jüristokrasi de büyük bir tehdit"

Bu konuda yaşanacak en küçük ihmal ya da ihlal milletin yargıya olan güvenini zedelemekle kalmayacağını, aynı zamanda yönetimde de telafisi zor zararlara sebebiyet vereceğini anlatan Erdoğan, "Yargının bağımsızlığı ve tarafsızlığı nasıl demokrasinin olmazsa olmaz şartıysa, jüristokrasi de büyük bir tehdittir. Yargının öncelikle kendi itibarını tehlikeye atan jüristokrasi tuzağına düşmesini engelleyecek en önemli unsur, kararlarını verirken yetkilerini aşmamaya göstereceği özendir." değerlendirmesinde bulundu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti:

"Yasayı uygulamak yerine yasa koyucu gibi hareket etmek, hukuka uygunluk denetiminin sınırlarını yerindelik denetimini de içine alacak şekilde genişletmek asla doğru değildir. Bunun üzerinde de durmamız lazım. Ben, merak ediyorum, yerindelik görevi veya hakkı idareye mi ait yoksa yargıya mı ait? Bunun kavgasını 16 yıldır hep verdik, hala veriyoruz. O zaman yargı gelsin, idare görevini de üstlensin. Bir taraftan kalkıp bunların ayrılığından bahsediyoruz. Diğer taraftan bakıyorsunuz, yerindelik yetkisini de yargı kendinde kullanıyor. Böyle bir şey olamaz.

Şura-yı Devlet diyorsak, Danıştay olarak bir istişari organ olarak bunu değerlendiriyorsak, o zaman bir istişari organ görevini ifa etmesi gerekir. 'Yok ben karar merciyim' diyorsa, o zaman biz burada niye duruyoruz. Şu anda Cumhurbaşkanlığı kararnamelerini hazırlamadan önce biz kalkıp, Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle ilgili Danıştay'dan bunu soracak, oradan izin alacak, müsaade alacaksak o zaman ben bu makamda durmayayım, çekeyim gideyim. Böyle şey olur mu? Kusura bakmayın da benim yanımda da bunca hukukçu var. Anayasacı, cezacısı, medeni hukukçusu hepsi var. Bunlara bu devlet niye bu maaşları ödüyor. Orada yan gelip yatın diye ödemiyor ki... 'Cumhurbaşkanı'na bu hazırlıklarda gereken desteği verin, ona göre bunları en ideal şekilde hazırlayın, ona göre de bu adımları atın.' Bunları bunun için yapıyoruz."

- "Danıştay, 5 yılda and ile ilgili karar veriyor"

Kuvvetler ayrılığının tanımı içerisinde aynen uygulanması gerektiğine işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, "İşimize geldiği gibi uygularsak neticeye varamayız. Ondan sonra 2 yıl geçer, bize bir dönüşün yapılması, bir milyar doları da orada kaybedersin." ifadelerini kullandı.

Her zaman böyle olmadığını, bazen 5 yıl olduğuna değinen Erdoğan, "İşte şimdi oldu ya... Danıştay, 5 yılda and ile ilgili karar veriyor. 2013'te neredeyseniz? 2013'ten 2018'e kadar neredeydiniz? 2018'e kadar niçin acaba bu konuda bir karar verilmedi de şimdi veriliyor? Şimdi mi aklınıza geldi? Kusura bakmayın da bunu sormak da bizim hakkımız olsun. Biz alkışlanması gerektiği zaman yargımızı alkışlarız ama yanlış olduğu zaman da bunu söylemek zorundayız. Çünkü millet, tokatı atması gerektiği zaman bana atıyor, size atmıyor. Meydanlara çıktığımız zaman, yuhlaması gerektiği zaman bizi yuhluyor, sizleri yuhlamıyor. Hesabı veren biziz. Demokrasinin özelliği zaten burası... Onun için biz de sizlerden gecikmeyen adil kararlar bekliyoruz." şeklinde konuştu.

- "Vesayetçi zihniyetin tekrar hortlatılmasına asla göz yummamalıyız"

Türkiye'nin hukukun ve anayasanın askıya alındığı dönemde bu tür yanlış adımların acısını çok çektiğini kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, Yassıada mahkemelerinden 28 Şubat sürecinde yaşanan hukuk garabetlerine kadar yargının siyasallaşmasının bedelini vatandaşlarla beraber yargı camiasının da ödediğini anımsattı.

Hiç kimsenin bir daha Türkiye'de böyle bir atmosferin oluşmasına fırsat vermeyeceğine olan inancını ifade eden Erdoğan, "Türkiye'de bir dönem hepimizin mağdur olduğu veya hepimizi mağdur eden, demokrasimizin kalitesini düşüren vesayetçi zihniyetin tekrar hortlatılmasına asla göz yummamalıyız." dedi.

Bu noktada en büyük hassasiyeti gösterenin de yargı camiası olduğunu vurgulayan Erdoğan, "Bünyesine sirayet eden FETÖ'cüleri bertaraf etmekte ciddi başarılara imza atan Türk yargısı inanıyorum ki hukuku statükonun emrine veren zihniyetin hortlamasına müsaade etmeyecektir. Bu çerçevede son günlerde yaşanan kimi tartışmaların da hukuki süreç içerisinde çözüme kavuşturulacağına inanıyorum. Türk demokrasinin standartlarının geriye çekilmesine hiçkimsenin kayıtsız kalmayacağını temenni ediyorum." değerlendirmesinde bulundu.

Türkiye'nin son 16 yılda yargıdan ekonomiye kadar her alanda tarihi nitelikte reformlara imza atarken diğer taraftan da uluslararası siyasette gücünü, konumunu, itibarını daha da perçinlediğine vurgu yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, bölgesel ve küresel meseleleri tribünden izleyen bir ülkeden, ordusu, iş adamları, sivil toplum kuruluşları, diplomatları, kamu görevlileriyle hadiselere doğrudan müdahale eden bir ülke konumuna ulaştığını bildirdi.

Başkalarının empoze ettiği politikalarla istikameti çizilen bir Türkiye'den gerektiğinde bekası için risk alan, sorumluluk üstlenen bir ülke seviyesine gelindiğini kaydeden Erdoğan, "Bugün Türkiye, uluslararası alanda küresel vicdanın sesi olmuş bir ülkedir. Dünyanın dört bir köşesinde adaletin, hukukun, insan hayatının ve demokrasinin vazgeçilmezliğini savunan bir Türkiye var." diye konuştu.

(Sürecek)

Kaynak: