SURİYE'DE İŞKENCE MAĞDURLARI REJİMİN ZİNDANLARINI ANLATIYOR - İşkence mağduru kadınlara ikinci darbeyi çevreleri vuruyor

Esed rejiminin hamileyken tutukladığı ve 11 ay alıkoyduğu öğretmen Sündüs Fülfüle, tecavüze uğradığı iddiasıyla eşi tarafından terk edildi- Bir yandan üçüncü kez üniversite okuyan bir yandan da çalışan Fülfüle: - "Tek kişilik hücrelerde kalıyorduk. Birine
SURİYE'DE İŞKENCE MAĞDURLARI REJİMİN ZİNDANLARINI ANLATIYOR - İşkence mağduru kadınlara ikinci darbeyi çevreleri vuruyor

AFRİN/ANKARA (AA) - MERYEM GÖKTAŞ/ÖMER KOPARAN - Beşşar Esed rejimince 11 ay alıkoyulan, cezaevinde doğum yapmak zorunda kalan ve çıktıktan sonra eşi tarafından terk edilen Sündüs Fülfüle, kendi ayakları üzerinde durabilmek için üçüncü kez üniversite okuyor.

Lazkiyeli öğretmen Sündüs Fülfüle, iki üniversite mezunu. Hemşirelik ve ilahiyatın ardından şimdi de Özgür Halep Üniversitesinde siyaset bilimi öğrenimi gören Fülfüle, 40 yaşında ve iki çocuk sahibi.

Hamile olduğu sırada 8 aylık bebeğine de bakan ve bu sırada alıkonulan Fülfüle, tutuklanma sürecini AA muhabirine şu sözlerle anlattı:

"Devrimin başında öğretmenlik yapıyordum. 10'uncu ve 11'inci sınıflara fıkıh ve kelam dersleri veriyordum. Dera'da devrim başlayınca bize de cesaret geldi. Kadınlar olarak Lazkiye'de edebimizle ahlakımızla devletimize karşı gelmeden gösterilere başladık. Sadece reform yapılmasını ve tutuklamaların azalmasını talep ediyorduk.

Hedef başta hiçbir şekilde rejimi devirmek değildi. 1980'deki Hama katliamı döneminden cezaevinde kalan birçok insan vardı, onların hakkını arıyorduk. Maaşların artmasını talep ediyorduk. Gösterilere kadın arkadaşlarla başladık. Bir anda bulunduğumuz alanın giriş ve çıkışları kapatıldı. Erkekler de protestolara dahil oldu. Onlarla istihbarat ve güvenlik güçleri de girdi. O günkü protestoda ben ve yanımdaki 3 kadın tutuklandık. Toplam 16 kişiyi tutukladılar."

- "Tutuklandıktan 4 ay sonra aileme öldüğümü bildirmişler"

Mayıs 2011'de cezaevine girdiğini söyleyen Fülfüle, "11 ay boyunca Adra Hapishanesi'nde kaldım. Tutuklandığımda kızım 8 aylıktı ve hamileydim. Tutuklandıktan 4 ay sonra aileme öldüğümü bildirmişler." dedi.

Fülfüle doğumu yaklaştığında askeri hastaneye götürüldüğünü, bir hemşirenin ricasını kabul etmesi ile ailesine telefon edebildiğini dile getirdi.

Ailesinin, savcıya yüksek miktarda rüşvet vermesi üzerine bebeğiyle döndüğü cezaevinden çıktığını belirten Fülfüle, güvende olabilmek için çocuklarını da alarak muhaliflerin kontrolündeki alanlara kaçtığını kaydetti.

- "Eski mahkum olduğumu saklamaya başladım"

Fülfüle, eşinin ise kendisini "tecavüze uğradığı" iddiasıyla terk ettiğini aktararak, şöyle devam etti:

"Cezaevinden sonra ilk karşılaşmamızda 'Hak ettin bunu. Kim sana protestolara çık dedi?" sözleriyle beni terk etti. Hapisten çıkan kadınlara ilk sordukları tecavüze uğrayıp uğramadığı oluyor. Elhamdülillah böyle bir şey yaşamadım ama çok duydum. Artık göç ettiğim yerde eski mahkum olduğumu saklamaya başladım. Çocuklarıma bakabilmek için çalışmam gerekliydi."

- "Tecavüze uğrayıp hamile kalanları gördüm"

Sündüs Fülfüle, cezaevinde yaşadığı en zor şeyleri ise şöyle anlattı:

"Tek kişilik hücrelerde kalıyorduk. Birine işkence etmek istediklerinde koridora çıkartıyorlardı. Vurma sesleri, yanık kokusu... Tecavüze uğrayıp hamile kalanları gördüm. Birçoğu hapishanede doğurdu ve bebekleriyle çıktı. Şahsi olarak yaşadığım en büyük acı, 8 aylıkken bıraktığım bebeğimin 11 ayda beni unutmuş olmasıydı."

Afrin'de insani yardım alanında çalışmalar yaptığına işaret eden Fülfüle, şunları kaydetti:

"Bir süre sonra kadınlar için çalışmalar yapmaya başladım. Cinsel tacize ve tecavüze uğramış, kabul edilmemiş, kenara atılmış kadınlar için çalıştım. Tanıştığım kadınlara eğitimler veriyordum. Psikolojik anlamda destek olmaya çalışıyordum. Hapisten çıkan kadınlar önce tebriklerle karşılanıyor sonra ise bir kenara itiliyor. Hapisten kurtulan kadınların her türlü desteğe ihtiyacı var. İnsani yardım kuruluşları bu konuda çalışma yapıyor ama onların da yöneldikleri tek şey, kaç kişinin tecavüze uğradığı ya da öldüğü oluyor.

Cezaevinden çıkanlara sahip çıkılması lazım. Kadınların çıktıklarındaki düşüncelerinden biri de bu 'namus' meselesi. Toplumumuz hapse giren her kadının tecavüze uğradığını zannediyor. Kadınlara yönelik çalışma yaptığım için çok fazla kadınla karşılaştım. Çok fazla tecavüz vakası var. Sayamayacak kadar çok, hala devam ediyor."

Fülfüle, en büyük isteğinin ise çocuklarına iyi bir gelecek verebilmek olduğunu vurguladı.

Kaynak: