Taban mı,tavan mı?

Türkiye’nin tahıl ambarı Konya Ovası'nda arpa hasadı devamı ediyor.
Taban mı,tavan mı?

Türkiye’nin tahıl ambarı Konya Ovası'nda arpa hasadı devamı ediyor. Arpa fiyatlarının, devletin belirlediği fiyatın çok aşağısında satıldığını söyleyen Bekir Kağnıcıoğlu, “Tüccar bizim arpamızı, buğdayımızı ucuza alıyor. Devletin açıkladığı fiyata uyan yok. Devletin açıkladığı fiyat tavan fiyat mı, yoksa taban fiyat mı buna bir karar vermemiz gerekiyor” dedi.

arpa-8.jpg

Altınekin İlçesi’nde bu yıl 115 bin dekar alanda arpa ekildiğini söyleyen Kağnıcıoğlu, “Buğday ekim alanımız ise 150 bin dekarlık alanı buluyor. Buğday hasadımız da bir iki gün içinde başlayacak. Kıraç alanlarda arpalarımızın verimi dönümde 800-850 kilo arasında değişiyor. Bazı çiftçilerimizin 900 kiloluk verim aldığını da duyuyoruz. Kış boyunca beklediğimiz yağışı tam anlamıyla alamadık ne yazık ki. Son dönemde yağan yağışlar ise hububat çiftçisini olumsuz anlamda etkiledi. Son dönemde düşen yağışlar arpalara olumsuz yansıdı. Hububatımız tarlalarda önce sıcağı sonra yağmuru sonra tekrar sıcağı gördüğü için verim oldukça düştü. Mahsuller tarlada biçilecek kıvama geldikten sonra yağan yağmurun hububata faydadan çok zararı oldu” dedi.

arpanin-fiyati-001.jpg

‘FİYATA UYAN YOK’

Hububat fiyatlarının, devletin belirlediği taban fiyatın çok aşağısında satıldığını söyleyen Kağnıcıoğlu, “Tüccar bizim arpamızı, buğdayımızı ucuza alıyor. Devletin açıkladığı fiyata uyan yok. Devletin açıkladığı fiyat tavan fiyat mı, yoksa taban fiyat mı buna bir karar vermemiz gerekiyor. Devlet hububat fiyatlarını açıklarken taban fiyat diye açıklama yapıyor ama biz şu anda taban fiyatın yanına bile yaklaşamıyoruz satış yaparken. Devletimiz Toprak Mahsulleri Ofisi aracılığıyla alım yapacağı fiyatı arpa için ton başına bin 100 TL olarak açıkladı. Fakat bugün biz en fazla bin 20 TL’ye ürün satabiliyoruz. Birçok çiftçimiz 900 TL üzerinden, hatta daha düşük oranlarda satış yapıyor. Demek ki açıklanan bin 100 TL taban fiyat değil, tavan fiyatmış. Biz öyle anladık” diye konuştu.

rpanin-sonn.jpg

‘BUĞDAYDA DA AYNI SIKINTI YAŞANACAK’

Devletin açıkladığı fiyatların dikkate alınması gerektiğini söyleyen Kağnıcıoğlu, “Satılan mahsulün taban fiyatın aşağısında alınmaması lazım. Buğdaylarımızı henüz hasat edip piyasaya sürmedik. Birinci sınıf ekmeklik buğdayların fiyatı ton başına bin 350 TL, ikinci sınıf ekmeklik buğdayların fiyatı bin 250 TL olarak açıklanmıştı. Bizim buğdaylarımız henüz piyasaya inmedi. Birkaç güne kadar buğdaylarımızı da satmaya başlayacağız. Fiyat politikası orada nasıl olacak bilemiyorum. Geçen sene arpa fiyatları ton başına 825 TL olarak açıklanmıştı ama yine 700-750 TL seviyelerinde zor satmıştık. Biz bu taban ve tavan fiyat sıkıntısını geçen yıl da yaşadık” dedi.

‘HUBUBAT EKİM ALANLARI DÜŞÜYOR’

Buğday ve arpada ekim alanlarının günden güne düşüş gösterdiğini söyleyen Kağnıcıoğlu, “2018 yılında Altınekin bölgesinde 186 bin dekar buğday ekimi varken bu miktar bu sene 150 bin dekar seviyesine düşmüş durumda. Böyle giderse buğday bulamayacak hale geleceğiz. Hatta belki ekmeği ithal edeceğiz. Arpada da durum farklı değil. Orada daha keskin bir düşüş var. 2018 yılında 150 bin dekarlık arpaya sahip olan Altınekin’de bu sene ise sadece 115 bin dekar alanda arpa ekildi. Eğer fiyatlandırma politikaları böyle giderse, gelecek sene itibariyle bu rakamlar 100 bin dekarın da altına düşecek. Çiftçimiz ne yazık ki bu işten para kazanamıyor. O sebeple de arpa ve buğday ekimini gittikçe azaltıyor” diye konuştu.

‘ZAMLAR, MALİYETLER KARŞISINDA ERİDİ’

Çiftçinin maliyetlerinin gelen zamlar karşısında eriyip gittiğini söyleyen Kağnıcıoğlu, “Hububata bu sene gelen zamlar iyi gibi görünüyor ama meselenin diğer boyutunu kaçırıyor herkes. Bu yıl hububata ortalama yüzde 29 zam geldi ama maliyetler kat kat arttı. Gübre, elektrik, mazot ve ilaç fiyatları aldı başını gitti. Bu saydığım branşlarda 1 yıl içerisinde yüzde 70 artış oldu. Biçerdöver fiyatları ise dönüm başına 45 TL ile 55 TL arasında değişiyor. Bir de ürünümüz istenen parayı etmeyince bu işi yapmanın bir anlamı kalmıyor. Çiftçimizi kaybetmememiz lazım. Ben Mercedes otomobile binmesem de olur ama ekmek yemezsem yaşayamam. Ekmek yiyebilmem için buğdayımın olması lazım. Buğday için de çiftçinin mutlu olması lazım. Gıda bizim olmazsa olmazımız. Eğer biz çiftçilerimizi kaybedersek bir daha ürün ekecek ya da üretim yapacak kimseyi bulamayız” diye belirtti.

SEYFULLAH KOYUNCU/ YENİ HABER GAZETESİ