Tanklar Kabe’ye dayanmadan…

Türkiye’nin Afrin operasyonu ile çok büyük bir planı boşa çıkardığını kaydeden Gazeteci-Yazar İbrahim Karagül, bu operasyonun sadece PKK/YPG ‘ye değil ABD’ye karşı da yapıldığını söyledi.
Tanklar Kabe’ye dayanmadan…

Afrin Zaferi’nin de sadece Türkiye için değil bütün bölgenin geleceği ve selameti açısından önemli olduğunu belirten Karagül, ‘Türkiye kendi güvenliğinin yanında ‘Tanklar Kabe’ye dayanmadan’ bir büyük devlete yakışacak şekilde sorumluluk ve yük almıştır” diye konuştu.

Türkiye’nin, Afrin operasyonu ile birlikte çok büyük bir planı bozduğunu söyleyen Yeni Şafak Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni İbrahim Karagül, “Türkiye, Bir çokuluslu senaryoyu, bir büyük harita dizaynını, dört devleti aynı anda parçalama planlarını imha etti, boşa çıkardı. Türkiye açısından 21. yüzyılın ilk önemli jeopolitik hamlesidir bu” değerlendirmesini yaptı. Türkiye’nin Suriye üzerinden bir düğümü çözdüğünü ve bölgenin tamamına yönelen yabancı garnizon hesaplarını altüst ettiğini kaydeden Karagül, “Türkiye, terör üzerinden ordu kurulamayacağını ve böyle bir silahlı güçle bölgenin dizayn edilemeyeceğini, Suriye’nin bölünemeyeceğini bütün dünyaya göstermiştir” diye konuştu.

1-766.jpg

TERÖRLE DEĞİL ABD VE İSRAİL İLE SAVAŞTIK

Bu operasyonun en önemli sonucunun, Türkiye’ye yönelen, “Türkiye Cephesi” açmaya hazırlanan, savaşı Türkiye içlerine taşıma planları yapan, bunu terör örgütleri üzerinden servis eden, ama arkasında topyekün saldırı hazırlıkları yapanların bütün planlarının yerle bir olması olarak değerlendiren İbrahim Karagül “Türkiye Afrin’de terörle mücadele etmedi. Bir terör örgütüne karşı mücadele vermedi. Karşımızda olan PKK/PYD değildi. Artık bu gerçeği bilelim. Artık “terörle mücadele” diye bir kavram olmadığını bilelim. Artık bunların bir savaş olduğunu, birçok devleti içeren bir büyük hesaplaşma olduğunu bilelim. Afrin’de bize karşı savaşan bir terör örgütü değil Amerikan askeri gücüydü. İngiliz aklıydı. İsrail saldırganlığıydı. Bazı Arap ülkelerinin aptallığıydı” diye konuştu.

2-20180322190207.jpg

İKİNCİ GÜN AFRİN’E GİTTİM: ABD-NATO YIĞINAĞI GÖRDÜM

Kurtarılmasından bir gün sonra, 19 Mart’ta Afrin’e gittiğini hatırlatan Karagül, orada yaşadıklarını şöyle anlattı; “Cinderesi’nden geçtim. Oradaki çatışma izlerin gördüm. Afrin girişindeki çatışma izlerini gördüm. Şehirde hiçbir binaya zarar gelmediğini gördüm. TSK mensuplarının, ÖSO gruplarının, MİT personelinin özverili çabalarını, son derece dikkatli operasyonlarını gördüm. Yol kenarlarında, cadde girişlerinde tünelleri, koruganları, beton bariyerleri gördüm. Mühimmat depolarını gördüm. Milyonlarca mermiyi, top mermilerini, füzeleri gördüm. Tamamen NATO standartlarına göre planlanmış, ABD mühendisliği ile yapılmış, içine TIR’ların girebileceği, bir orduyu donatacak silahlar, mühimmatlar bir terör meselesi değil, gördüm. Zaten biliyordum ama bir kez daha gözlerimle gördüm.”

4-329.jpg

TÜRKİYE’YE SALDIRI İÇİN YIĞINAK YAPILMIŞ

“Afrin’de karşımızda bir ittifak gücü vardı, bir ABD gücü vardı, bir Batı çokuluslu cephesi vardı. Bu hazırlıklar PKK’yı ayakta tutmak için değil, Afrin’i savunmak için değildi. Tamamen gelecekte Türkiye’ye karşı başlatılacak saldırı için hazırlıklar yapılmıştı” diye konuşan Karagül, sözlerini şöyle sürdürdü; “Birileri Türkiye’yi güneyden kuşatıyordu, Akdeniz’den İran sınırına kadar bütün güney sınırlarımızdan bizi çevreliyordu. Bu çevreleme bittikten sonra, sınırın Türkiye tarafında, yine İran sınırından Mersin’e kadar yeni bir kuşak planlayacaklardı. İşte o zaman Türkiye cephesi açılmış olacaktı. Savaş Anadolu içlerine taşınacaktı.”

FIRAT’IN DOĞU’SUNA YÖNELME VAKTİ GELDİ

Türkiye Afrin operasyonu ile İstiklal Savaşı kadar önemli bir adım attığını belirten Karagül, Türk Silahlı Kuvvetlerinin müthiş bir vatan savunması başlattığını ve yeni bir işgal harekatını daha başlamadan boğduğunu ifade etti. Karagül bu operasyonla ayrıca, Birinci Dünya Savaşı ile bütün bölgeyi dizayn edenlerin, 21. Yüzyılda bölgeyi bir kez daha dizayn etmesinin karşısına dikildiğini ve onların masa masa dolaştırdıkları harita taslaklarına karşı “bir başka harita”yı önlerine koyduğunu söyledi.  Bunu, çok büyük bir hesaplaşma ve bir “acımasız direniş” olarak nitelendiren Karagül, “Bu, Türkiye’nin yeni bağımsızlık savaşı, yeni yükseliş tarihinin başlangıcıdır. Terör koridorunun, yabancı garnizon haritanın Akdeniz kapıları kapatılmıştır. Türkiye artık Doğu’ya dönecek, Münbiç ve Fırat’ın Doğu’suna yönelecektir. ABD ve terör ortakları Afrin’de yenilmiş, 15 Temmuz’dan sonra üçüncü yenilgisini almıştır” şeklinde konuştu.

HALEP-MUSUL HATTININ KUZEYİ: ABD BU KUŞAKTA TUTUNAMAZ

ABD’nin Fırat’ın Doğu’sunda da tutunamayacağını belirten İbrahim Karagül, Ayn el Arab, Tel Abyad, Haseke, Sincar gibi İran sınırına kadar bütün kuzey bölgesi temizleneceğini ifade etti. Halep-Musul hattının kuzeyinin Türkiye için stratejik güvenlik hattı olduğunu söyleyen Karagül, “Bu hattın kuzeyindeki her gelişme bizi ilgilendirir, her yabancı unsur bizi tehdit eder, her terör örgütü bizi rahatsız eder. Dolayısıyla ülkemizin güvenliği için Türkiye bütün bu kuşakta her türlü operasyonel hakka sahiptir. Bu yüzden müdahale Afrin’de durmayacaktır, duramaz. İran sınırına kadar devam etmek zorundadır. Çünkü böylesine büyük bir tehdit öylece ortada bırakılamaz, tamamen yok edilmelidir. Kimse endişe etmesin, Türkiye’nin buna gücü yeterlidir, hiçbir yabancı güç de bu bölgede Türkiye karşısında bir direnç göstermeyecektir” şeklinde konuştu.

‘AMERİKA İLE ALDATMA’ VE BİZİM STRATEJİK HEDEFİMİZ

Operasyonların devam etmemesi için dışarıdan ve içeriden, olağanüstü çabalar gösterileceğini ifade eden Karagül, sözlerini şöyle sürdürdü; “Senaryolar devreye sokulacak, sabotajlar yapılacak, Türkiye dizginlenmek istenecektir. Ama devletin milli aklı, artık bu operasyonları yutmayacaktır. Amerika ile aldatma dönemi bitmiştir. Avrupa ile aldatma dönemi bitmiştir. Çözüm süreci diye PKK ile aldatma dönemi bitmiştir. Suriye’de koalisyon dönemi bitmiştir, Suriye üzerinden Türkiye’ye komplo kurma dönemi bitmiştir. Stratejik hedefimiz Akdeniz’den İran’a uzanan kuşaktır. Türkiye’nin güneyden çevrelenmesi için hazırlanan bu kuşağı bir “Türkiye Kalkanı”na çevirmektir. Afrin’in Çanakkale Zaferi’nin yıldönümünde, 18 Mart’ta kurtarılması işte bu stratejik aklın ifadesidir, o derin tarihi birikimin, siyasi genetiğin bugüne taşınmasıdır.”

ERDOĞAN’I DİNLEYİN: BİZİM İÇİN ZAFER, ONLAR İÇİN BOZGUN DEVAM EDECEKTİR

Bölgede bundan sonra ne olacağı konusunda da açıklama yapan İbrahim Karagül; “Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın sözlerine, cümlelerine odaklanın. Gerçek oradadır; yapılacak olan plan, verilecek olan mücadele, ulaşılacak olan hedef o cümlelerdedir. Çünkü o cümleler Malazgirt’ten, Çanakkale’den bu yana kurulan cümlelerdir. Öyle bir siyasi dildir. Afrin sonrası konuşmasında da bu dili, bu içeriği, tarihi derinliği, bugünün Türkiye’sinin nerelere ulaşacağı görülmektedir. Afrin bütün Batılı istila projelerine verilen çok büyük bir cevap oldu. Biz onlara benzer cevaplar vermeye devam edeceğiz. Münbiç’te de vereceğiz, Sincar’da da vereceğiz, Kandil’de de vereceğiz. Türkiye’yi küçültme operasyonları yapanlara, Türkiye’nin nasıl büyüdüğünü, onlara bu bileği bükmenin mümkün olmayacağını göstereceğiz. Çünkü bu yüz yıllık bir hesaplaşmadır. Bir “Acımasız Direniştir”. Anadolu’nun uyanışı, ayağa kalkmasıdır. Bu bir coğrafya inşasıdır. Bir vatan savunmasıdır. Dünyanın en büyük güçleri, terör örgütünün arkasına saklanan ülkeler Afrin’de bozguna uğratılmıştır. Bizim için zafer, onlar için bozgun devam edecektir.

HEDEF: TÜRKİYE CEPHESİNİ BOŞA ÇIKARMAK

Bölgede yaşanan gelişmelerin, küresel yerleşik düzeninin, coğrafyamız üzerinde yıkım planlarını, iç çatışmalar ve milliyetçilikler üzerinde olgunlaştırırken, Türkiye’yi nasıl bu planlara koşut olarak dizayn etmek istediğini de bizlere gösterdiğini söyleyen Karagül, 28 Şubat Süreci, Ekonomik Krizler, FETÖ’nün devlet içine yerleştirilerek büyütülmesi, Gezi Parkı Kalkışması, PKK’nın hendek terörü, terörün Suriye sınırımıza yerleştirilmesi ve Arap dünyası ile Ankara’nın bağlantısının kesilme çabası, 17/25 Aralık darbe girişimleri ve nihayetinde 15 Temmuz FETÖ’cü darbe girişiminin bölgesel dizayn planlarıyla içiçe geçtiğini, Afrin Operasyonunun da “Türkiye Cephesi”nin nasıl boşa çıkartmak için atılan en önemli adım olduğunu ifade etti.

TANKLAR KABE’YE DAYANMASIN DİYE… 

Karagül sözlerini şöyle sürdürdü; “Türkiye’nin güney sınırında, Fırat Kalkanı Harekatı ile başlayan, Zeytin Dalı Harekatı ile Afrin’de devam eden ve Fırat’ın doğusuna uzanacak direnişinin de aslında sadece Türkiye’nin kendi toprak bütünlüğü için değil, bir coğrafyanın 21. yüzyıldaki kaderini tayin etmek adına verdi. Bugün Afrin’de verilen mücadelenin, tarihin geri dönüşünü sağlamak isteyenler ile ona mani olmak çabasındakiler arasında yaşanan büyük mücadelenin bir parçası. Türkiye’nin sınırları içinde ve dışında verdiği bu mücadeleyi “acımasız direniş. Afrin Operasyonu,” Selçuklu’yu ve Osmanlı’yı doğuran Anadolu coğrafyasının yüz yıllık nadastan sonra yeniden uyanışı.  Bu operasyon aynı zamanda “Tanklar Kabe’ye Dayanmasın” diyeydi. Belki de en önemlisi bu…

KAYNAK: HÜSEYİN KOYUNCUOĞLU / YENİ HABER