Tarihi tahribat

Türkiye arkeolojik açıdan dünyanın en zengin ülkeleri arısında yer alıyor ancak bilinçsizce yapılan kazılar tarihi eserlere zarar verilmesinin yanında kültürel mirasın yurt dışına kaçırılmasına da öncülük ediyor.
Tarihi tahribat

Türkiye arkeolojik açıdan dünyanın en zengin ülkeleri arısında yer alıyor ancak bilinçsizce yapılan kazılar tarihi eserlere zarar verilmesinin yanında kültürel mirasın yurt dışına kaçırılmasına da öncülük ediyor. Selçuk Üniversitesi Arkeoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Ertekin Mustafa Doksanaltı bu konuya ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

er.jpg

Türkiye’nin kültür varlıklarında son iki yılda büyük bir defineci tahribatı var.  Mevcut durumda yılda 500’e yakın arkeolojik kazının yapıldığı Anadolu topraklarının gün yüzüne çıkmamış kültürel miras alanları, defineciler tarafından tehlike altında bulunuyor. Her yıl yapılan binlerce kaçak kazıdan çıkarılan tarih eserler ya yurt dışına kaçırılıyor ya ülke içinde satılıyor ya da tahrip ediliyor.

Definecilikte iki kavramın önemine vurgu yapan Prof. Dr. Ertekin Mustafa Doksanaltı, “Resmi definecilik var bir de kaçak yollardan definecilik var. Resmi definecilik zaten devletin, uzmanların ve aynı zamanda emniyet güçlerinin kontrolünde gerçekleştiriliyor. Bunda bir sıkıntı yok. Bahsettiğimiz kaçak definecilik zaten yasak ama verilen cezalar, yaptırımlar yeterli değil bunların arttırılması gerekiyor.” dedi.

define-1.jpg

DEFİNECİLİK ASLINDA YASAL

Defineciliğin yasal bir kavram olduğunu dile getiren Prof. Dr. Ertekin Doksanaltı, “Gerekli başvurular yapılırsa buna bağlı olarak da faaliyetini gerçekleştirirsiniz. İlgili yasalarımız gereği bir eser Türkiye Cumhuriyeti devletine aittir. Ve yeraltı yerüstü kaynakları olduğu gibi kültür varlıkları da devlete aittir fakat bunu bulan bunu getiren kişi o getirdiğinin maddi karşılığı neyse Türk lirası olarak alır. O eser onda kalmaz. Eserler müzelerde kalır. Eğer resmi bir koleksiyoner ise koleksiyonerler de kalabilir. Değilse bulunan eser müzeye götürülür. Değer Takdir Komisyonu kurulur. Takdir Komisyonu da bu eserin bedeli neyse onu zaten kişiye verir.” şeklinde açıkladı.

define-3.jpg

“YÜZDE 80’İ DOLANDIRICILIKTIR”

Definecilikte bazı hurafelerin olduğunu kaydeden Ertekin Doksanaltı, “Bu işlerin büyük bir çoğunluğu definecilik, kaçakçılık işlerinin yüzde 80’i zaten dolandırıcılıktır. Yok, işte papazlar gelir şunlar gelir işaretler vardır falan diyorlar. İşaret falan yok. Böyle bir şey yok. Kültür varlıkları Türkiye’nin Türkiye Cumhuriyeti’nin, Türkiye devleti vatandaşlarının ama daha önemlisi insanlığa aittir. Dolayısıyla bunlar ilgili uzmanlar tarafından bulunmalı açığa çıkartılmalı, bilimsel değerlendirilmesi yapılıp insanlığa vatandaşlar ve bilim dünyasına sunulmalıdır.” diye ifade etti. 

define-5.jpg

KAÇAKÇILIK NASIL BAŞLADI?

İnsanların ekonomik durumlarını düzeltebilmek için her yola başvurmalarının insan doğası açısından normal görüldüğünü belirten Doksanaltı şöyle devam etti: “Buna bağlı olarak da antik dönemde insanlar ölümlerinden sonra inanışları gereği yanlarında hediyeleriyle birlikte gömülüyorlarmış. Biz buna ölü hediyeleri, mezar hediyeleri diyoruz. Tabi bu kavram antik dönemden bilindiği için mezarlıklar terk edildikten sonra bugün günümüzde kaçakçılık diye adlandırdığımız defineciler buralara geliyorlar. Kazılarını yapıyorlar ve bulduklarını da kendi çıkarları için kullanıyorlar. Biz bunu eski eser talanı olarak değerlendiriyoruz.”

HEM YASAL HEM DİNİ ÖNLEMLER ALINMIŞ

Eski dönemlerde kaçakçılıkta toplum, devlet ya da idareciler tarafından hem yasal hem de dini anlamda önlemler alındığını aktaran Doksanaltı,” Öncelikle kaçakçılığı dini anlamlarda engellemeye çalışmışlar özellikle eski Grek ve Roma mezarlık alanlarında gömülerin olduğu yere ya da lahitlerin olduğu yere buraya dokunulmamasına yönelik lanetler yağdırmışlardır. Tabi sadece bununla kalmamışlar ve idari anlamda ya da hukuk anlamında da bir şeyler yapmaya çalışmışlar. Demişler ki,  ‘Eğer bir mezarı bir kişi tahrip ederse içindeki mezar hediyelerini alırsa ya da başka bir şekilde müdahale edilirse ya da var olan mezara başka bir kişiyi defnederse buna şehir meclisine şu kadar ceza ödemekle yükümlüdür şeklinde önlemler alınmaya çalışılmıştır.” diye konuştu.

definecilik-9.jpg

“YASA DA BİR YERE KADAR”

Cumhuriyetle birlikte kaçakçılık işine engel olunmaya ilişkin yasalar çıkarıldığının bilgisini veren Doksanaltı, “Ama tabi ki yasa da bir yere kadar. Sonuç itibarıyla eğer insanlar belirli bir kültür seviyesine ulaşmazlarsa bu eğitim seviyesine ulaşmazlarsa ama daha önemlisi ekonomik anlamda belli bir rahata kavuşmazlarsa eski eser kaçakçılığı ya da definecilik diye tabir ettiğimiz kavram devam edecektir. Ne yaparsak yapalım bu definecilik dediğimiz kavram ciddi anlamda tahribatlara neden olmaya devam edecektir” şeklinde sözlerini tamamladı.

SÜMEYRA KENESARI / YENİ HABER GAZETESİ