Sıtkı Yonca

Sıtkı Yonca

TASAVVUFA KARŞI MISIN DEĞİL MİSİN?

TASAVVUFA KARŞI MISIN DEĞİL MİSİN?

                Size böyle bir soru yönelten kişi veya kişiler hakkında ne düşünürsünüz bilemem ama ben üç hatayı tek cümlede kullanabilecek kadar yetenekli(!)birileri olduğunu düşünürüm.

                Birincisi, soru, ’’ben tasavvufa karşıyım dolayısıyla karşı olmayana da karşıyım’’ fikrini ustalıkla örtüyor .  İkincisi, aksi beyanda bulunursan ‘’benim yapacağım öfke patlamalarına da hazır olmalısın.’’ Üçüncüsü de gayet net olarak diyor ki: ‘’senin bu konuda ki bilgilerini iptal ediyorum seçimini bana göre yapmalısın.’’ Tek kelimeyle bizi iki seçimden birine neden zorluyorlar sanıyorsunuz..

                Böyle kalsalar iyi de, aceleciler aynı zamanda.; karşı mısınız, değil misiniz? Hemen cevaplamak zorundasınız yani(!)Cevaplamaya cevaplarız da,28 Şubat’ın konu mankeni Ali Kalkancı’yı bize şeyh diye anlatmaya kalkarlarsa; bizim nereden başlasak acaba diye düşünmemizin faydası olmayacağına dair sizin de örnekleriniz vardır.

                Benim her hangi bir tasavvuf koluyla ilgim yok deyince sevineceklerini bildiğim için oradan girsem diyorum ama gerçek tasavvuf erbabına da büyük saygım, hürmetim ve sevgim vardır diye devam edince marsık kesilecekler onu da biliyorum.

                Konu ağır ama bizimkiler imanın şartıyla İslam’ın şartını karıştıracak kadar da bilgili maşallah(!) Üstelik üniversite mezunu. Yaşar Nuri başta olmak üzere sizin de tanıdığınız medyatik alimleri dinlemiş.

                Yaşar Nuri’nin, iyi bir tasavvuf müdafii olduğunu söylesem şaşıracaklarını ve itiraz edeceklerini söylemeye gerek var mı? Öyle ya’’ deist olduğunu açıkça deklere eden ve yobazlara(!)karşı  büyük savaş veren adam nasıl olur da tasavvufu savunabilir?’’

                 Kardeşim,  ‘’Tasavvufa Giriş’’ isimli eserinde’’ tasavvufun gayesi tevhidi gerçekleştirmek yani BİR’e ulaşmaktır’’ diyor dememizin bir faydası olur mu sizce? Olmayacağını bildiğim  halde ‘’ bizim işimiz ezeli olanı, zamana bağlı olandan ayırmaktır’’ diyen büyük mutasavvuf Cüneyd-i Bağdadi’ye övgüler yağdırır eserinde, ondan defalarca alıntılar yapar ;’’velinin, mistiğin yaptığı, insanla Allah’ın vuslatını gerçekleştirmektir, bu yüzden tasavvuf  bütün ilimlerin gayesi, bütün felsefelerin maşukudur’’  der demeyi de çok anlamlı bulmuyorum. Çünkü bu eseri yazdığı zaman (1978) akademik titri yoktu düz bir yazardı savunmasına sığınacaklarını biliyorum.

                 Çıkışı, ilk hicri asra kadar inen tasavvufun; kaynağını Kur’an ve Sünnet’ten alan ‘’İslam tefekkür tarihinin seçkin bir fikir cereyanı olduğu gerçeğini’’ L.  Massignon ve  L.Gardet gibi Batı düşünürlerinin de kabul ettiğini söylememizin; laik bir sistemi idol haline getirmiş ve Batı düşünce sistemi karşısında ezilmiş, komplekse girmiş yarı aydın tiplerimize ne faydası olacak ki?

                Tasavvufun düşünce sistemi ağırdır anladık  ama Mevlana’yı sevdiklerini iddia edip tasavvufa sataşmalarını, Yunus’u sevdiklerini söyleyip tarikata hakaret etmelerini, Abdulkadir Geylani’yi tanımadıkları halde şeyhleri taciz ateşine tutmalarını, Hacı Bayram-ı Veli’yi tanıdıklarını söyleyip mutasavvuflara saydırmalarını nereye koyacağımızı bize izah etmeleri gerekmiyor mu?

                Senin şeriattan haberin yok neyine tarikatı (tasavvufu)eleştirmek demek istemiyorum belki vaz geçebileceklerini veya araştıracaklarını düşünerek.

                Başlıkta ki soruya cevabımdır. Bir istihbarat güdümüne girmemiş, Kur’an ve Sünnet çizgisinden ayrılmamış, yalnız Allah’ın rızasını kazanmak ve Peygamberimizi(S.A.V) O’nun rızası için canından aziz bilmek uğruna yürüyen her tarikatın müridini kendi nefsime tercih ederim.

                Hiçbir tarikat üyesi olmadığımı söyledim ama öyle tarikat üyeleri tanıdım ve okurken öğrendim ki, benim onlar gibi İslamı yaşama kabiliyetim yok; o halde onları takdir etmek ve sevmek benim onlara inanç borcumdur. Selamlar.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Sıtkı Yonca Arşivi
SON YAZILAR