Geçtiğimiz gün sabah erkenden Mavi Tünel projesini incelemek üzere yola çıktık. Program Ak Parti Konya İl Başkanlığı Tanıtım ve Medya biriminin organizesinde gerçekleştirildi. Çok düzenli bir program hazırlanmış tek problem vakitti. 2 gün boyunca gezilecek yerleri tek güne sığdırmak zorunda kalınca biraz hızlı hareket ettik. Gezi kapsamında Mavi Tünel İçme Suyu İsale Hattı (Konya-Çumra 3. Merhale Projesi), Apa-Hotamış İletim (AHİ) Kanalı İnşaatı, Bağbaşı Barajı, Bozkır Barajı İnşaatı, Afşar Hadimi Barajı İnşaatı ve Afşar Hadimi Tüneli inşaatlarında incelemelerde bulunduk. Her hükümet icraat faaliyeti yapacağım diyerek çeşitli vaatler vererek hükümete gelir iktidar olur. Fakat hükümetler genel anlamda gözle görülebilen, göze hoş gelen, zevke yönelik cazibe merkezlerine öncelik verir. Ak Parti Hükümeti yani Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, hayati önem taşıyan ve gelecek nesillere fayda sağlayacak Mavi Tünel projesini hayata geçirdi. Bu projeye Milyar dolarlar harcanıyor. Aslında görüntü olarak bir cazibesi yok. Borular döşeniyor. Üzeri toprakla kapatılınca insanlar bu paranın nereye gittiğini bile anlamayacak, fakat önemli olan hükümet icraatlarında bu tür gözle görülmeyen fakat hayati önem taşıyan projelerin hayata geçirilmesidir. 200 yıllık bir rüyadan bahsediyoruz. Bunu şimdiye kadar gelmiş geçmiş kimse yapamamış, daha doğrusu cesaret edememiş. Koca koca dağlar delinerek getiriliyor bu su Konya Ovasına. Kolay bir iş olmadığını gezdikten sonra öğrendik. Yolculuk esnasında İl Başkanı Ahmet Sorgun Bey ile sohbet ettik. Konya için hayati önem taşıyan bu projenin Konya için ne kadar değerli olduğunu anlattı. Koltukların geçici olduğunu önemli olanın hizmet ve geriye bırakılan güzel izler olduğunu ifade etti. Bizlere yol boyunca İl Başkanı Ahmet Sorgun olmak üzere tüm Başkan yardımcıları refakat etti. Gazeteciler ilk defa Parti teşkilatıyla birlikte yolculuğa çıkmıştı. Başkan Sorgun, bu tür faaliyetleri artık yapacaklarını ve gazetecilerle sık sık bir araya geleceklerini söyledi. Biz bu geziden, hükümetin isterse neler yapabileceğini öğrendik. Biz bu geziden Başbakan’ın samimiyetini öğrendik. Biz bu geziden birlik ve beraberliği öğrendik. Siyasilerin, siyasi duruşlarından uzak dostça ve samimi cevaplar verebileceğini öğrendik. Mavi Tünel, KOP Projesinin gelecek nesile neler kazandıracağını öğrendik. Hizmet için dağların delinebileceğini öğrendik. Fakat bir şeyi öğrenemedik. Devlet Su İşleri (DSİ) 4. Bölge Müdürü Mustafa Uzun’un gezi boyunca makam arabası ile refakat etmesini öğrenemedik. İl Başkanı Ahmet Sorgun bile makam arabasını bırakıp gazetecilerle aynı araçta yolculuktayken Mustafa Uzun Bey makam arabasından bir türlü kurtulamadı. Halbuki bizim araçtaki sohbet muhabbet ortamı onun makam arabasında yoktu. Kendisinin çok şey kaçırdığını söylemeliyim. Ahmet Sorgun Bey ile araçta yolculuk yaparken eski yaşadığı anılarını bizlerle paylaştı. Yokluğu görmüş, hayatla küçük yaşta yüzleşmiş biriydi Ahmet Sorgun. Kendi emekleriyle ne zor şartlarda okuduğunu anlattı. Avukatlık stajı yaparken, ulaşım aracı bisikletmiş. Bir süre sonra Avukat mesleğine başlamış. Adliyeye bisikletle gidip gelirken mahallede onbaşı lakaplı bir gariban önüne çıkıyor ve her seferinde ‘koskoca avukat oldun, hala bisiklete biniyorsun’ diye sitem edermiş. Ahmet abi buna aldırmazmış. Aradan belli bir zaman geçmiş. Artık bisikletin yerini bir anadol marka araba almış. Bizim onbaşı yine önüne atlamış. Yine aynı tavırla Koskoca avukatsın, bu araba sana yakışır mı? demiş. Anadol satılmış yerine Hacı Murat alınmış. Onbaşı yine çıkarak aynı sözleri sarf etmiş. Bizim Ahmet abi en sonunda dayanamamış, ‘Yahu mübarek ben helikopter alsam sen yine aynı şeyleri söylemeye devam edeceksin, ben hayatımdan memnunum’ demiş. Yani insanlar mesleklere göre sınıflandırma yapmamalı. Bunu bizlere bir anısıyla paylaştı. Gezi çok güzel anılarla ve son olarak Taşkent’te Pirlerkondu otelinde yapılan kiraz partisiyle son buldu. Emeği geçenlere teşekkürler…