Geçtiğimiz hafta Ankara’da haince yapılan bombalı saldırısı sonucu  29 kişi hayatını kaybettiği bir dönemde malum siyasi partiye terörle arana mesafe koy  dedikçe PKK nın oyuncağı değil bilakis siyasi kolu olduğu artık aşikar olan malum partinin bir vekili bombacının evine  taziye çadırı ziyareti bu vatana ve millete yapılabilecek en büyük ihanetlerden biri olmuştur . O ziyareti savunan malum partinin sözcüsü olan başka bir vekilin açıklaması da çok ilginç ölenlerin kimliğine bakılmaksızın olaya insan hakları açısından bakıyorlarmış. Hatırlatmak lazım şehit ailelerine taziye ziyareti yapmayı bırakın  PKK  terör örgütünün  eylemlerini kınayan bir tane bildirisi bulunmayan bu partinin ne yapmak istediği artık net bir şekilde ortaya çıkmıştır. Bunların amacı örgütün başaramadığı halk desteğini arkasına alıp halk isyanı başlatarak ülkeyi çatışma ortamına sokmak istemektedirler   ama başaramayacaklar. Her gün şehit haberleri aldığımız bu dönemde  şehadet  mertebesine ulaşan güvenlik güçlerinin ülkenin dört bir tarafından Hakkari den , Van’dan , Edirne’den , Konya’dan olması etnik kimliğinin Türk veya Kürt  olması değil vatan evlatlarının bu hainlere karşı birlik olup savunmalarıdır , bu durum PKK’yı ve  teröre hizmet eden odakları artık iyice  rahatsız etmeye başladı çünkü artık bu topraklarda tutunamayacaklarını anlamaya başladılar ve daha fazla saldırmaya başladılar. Taziye çadırını ziyaret  veya sokağa çıkma yasağı olan bölgelere ısrarla gitmek  istemelerindeki  amaç bölge de halkın desteğini alabilmek için yapılan eylemlerdir. Desteği alamayınca  hatırlayın malum parti vekillerinden  biri PKK sizi tükürüğüyle boğar veya bir diğeri biz sırtımızı PYD ’ye  YPG ’ye yaslıyoruz  gibi söylemlerle ortaya çıkmıştı. Malum partinin İçinde bulunan  bazı terörist  sevici vekiller hakkında meclisimizin bir an evvel bir değerlendirme yaparak gerekli olan fezlekeler hakkında meclisin karar vermesi gerekir. Bu arada Halkımız kendi  arasında yaptığı sohbetlerde vekilliğin düşürülmesi ve vatandaşlıktan çıkarılarak sınır dışı edilmesi gibi  kararları  beklediğini buradan aktarmak isterim.  Son günlerde Sur , Cizre gibi şehirlerde yapılmak istenen Türkiye’nin kendi halkına katliam yapıyor gibi söylemlerinin amacının kendilerine taban oluşturma çabalarını da dikkatle değerlendirmek  lazım.

             Bizler Hz İbrahim’den beridir bu topraklarda kültürümüzle ve medeniyetimizle önce gönülleri fethetmiş ecdadımız  Fatih Sultan Mehmet hanın Bizans’ı  kılıcından önce halkın gönüllerini kazandığı medeniyetin son kalesi olan bu toprakların yani İslam medeniyetinin  temsilcisi olan bir ümmetiz. Sayın Cumhurbaşkanımız  Erdoğan , Almanya’nın Münih kentinde 2008 yılında katıldığı Güvenlik Zirvesinde, 47 ülkeden Dışişleri ve Savunma Bakanları ile askerlerin de aralarında bulunduğu 250’ye yakın katılımcının yer aldığı zirve de yaptığı konuşmasın da ‘’ Bizim kültürümüzde de medeniyetimizde de soykırım diye bir şey yoktur.’’ diyerek itiraz ettiği soykırım iddialarını hatırlatmak isterim. Bu gün yakın tarihimizde  1992 yılının 26 şubat günü Dağlık Karabağ da Hocalı köyünde yapılan katliamın yıl dönümü. O zamanlar ne oldu diye hatırlayacak olursak  Ermeni güçleri 1992 yılının 25 Şubatı 26 Şubat'ta bağlayan gecede bölgedeki Ermeni ordusunun desteği ile önce giriş ve çıkışını kapadığı Hocalı kasabasında, Azeri resmi rakamlarına göre, 83 çocuk, 106 kadın ve 70'den fazla yaşlı dahil olmak üzere toplam 613 Azeri kardeşlerimiz  öldürülmüş, toplam 487 kişi ağır yaralanmıştır. 1275 kişi ise rehin alınmış ve 150 kişi ise kaybolmuştur. Cesetler üzerinde yapılan incelemelerde cesetlerin birçoğunun yakıldığı, gözlerinin oyulduğu, başlarının  kesildiği görülmüştür. Karabağ da yapılanlar tarihe  Hocalı katliamı olarak geçmiştir. Hayatını kaybedenlere yüce Allah dan rahmet diliyoruz.Cumhurbaşkanımızın da dediği gibi bizim medeniyetimiz de ve kültürümüzde Soykırım veya katliam bulunmaz ancak Batı medeniyeti bizimle mücadelesinde sürekli soykırım vurgusu yaparak dünyaya bizi barbar göstermeye çalışmaktadır.Yakın tarihimizde medeniyetimize karşı yapılan Hocalı katliamı ve Serebrenitsa katliamlarını unutmamak lazım .

SAYGILARIMLA