Tehlike sürüyor!

İSMAİL POÇAN / YENİ HABER
Tehlike sürüyor!

Memur alımları konusunda paralel kadroların halen işbaşında olduğunu belirten 23. Dönem Konya Milletvekili Hüsnü Tuna “temizlenemeyen kadrolar yüzünden paralel şaibelerin sürdüğünü kaydetti. Tuna, Yazıcıoğlu ve Dink cinayetleri başta olmak üzere 90’lardan sonraki tüm siyasi cinayetler hakkında da çarpıcı açıklamalarda bulundu. 

 

-Sosyal medya üzerinden yaptığınız paylaşımlarda “geçmiş sınavları araştırmaya girerken bugünküleri unutmayın” demişsiniz. Sorularıma buradan başlamak istiyorum. “Örgüte soru devşirenlerin hala komisyonda” diyorsunuz ayrıca. Bu bilgi, bir istihbarat, bir duyum sonucu söylenmiş bir söz gibi algıladım ben. Duyumunuz mu oldu bu konuda? Hala bu konuda sızdırmalar mı oluyor? Olmuyar sa bile bu ekibin hala içeride olmasını “mücadelede bir eksiklik olarak gördüğünüz için mi söylediniz bunları?

Kamu hizmetine memur alımlarında ve kamu kurumlarına uzman personel alımlarında ÖSYM nim sınavları ön planda idi.Bu gün ortaya kesin olarak çıkan durum; gerek KPSS, memur alımları için ilk derece sınavlarda gerekse uzmanlık sınavlarında soruların adaylar arasında bazılarına aktarılarak avantaj sağlandığıdır.Diğer bir deyişle sorular ilgili merkezden çalınarak birilerine servis edilmekte,  maddi ya da manevi menfaat temini yönünde kullanılmaktadır.

Soru hırsızlığını öğrenmek için istihbari bir bilgiye ihtiyaç yoktur. Ben hukukçuyum ve Türkiyede olup biten siyasi- sosyal ve Kriminal her türlü gelişmeleri takip ediyorum. Diğer taraftan siyasi kimliğimiz var,bir çok kaynaktan tarafımıza bilgi gelmektedir.Aynı zamanda komisyonlarda görev yapan ya da komisyonlarla dirsek temasında olan bir kısım kişileri tanıyoruz.Komisyonlarca hazırlanan soruların, bu kişiler ve bağlantılı oldukları kişiler aracılığı ile aktarıldığı hususunda kuvvetli emareler mevcut.

Halen önümüzdeki günlerde yapılacak bazı üniversitelerin bünyesiyle ilgili   sınavlarda tedbir alınmazsa bu sızdırmaların olacağı kesindir. ÖSYM ve sınav komisyonları ile ilgili  yüzde yüz  emniyet sağlanmış değildir.Genel olarak tedbir alınmış gibi görünse de köstebek görevi ifa edecek kişiler tamamen temizlenmiş değildir.Son bir kaç ay içinde yapılmış olan  sınavlara bakıldığı zaman kolayca anlaşılacaktır.Bu kamu personel rejimi açısından bir tehdit ve aynı zamanda haksızlıktır. Hak etmediği halde soru çalınarak birilerine avantaj sağlama henüz önlenebilmiş değildir. Buna işaret ettim.

-Soruların çalınmasıyla ilgili karartma operasyonu yapıldığını söylemişsiniz? Bu Mücadelenin içeriden sekteye uğratıldığı anlamı taşımıyor mu?

Mücadelenin içeriden  engellendiği  hususunda  şüphe yok, bürokratik yapı  mücadelenin sekteye uğratılmasında  etkin konumdadır. Bazen belge b,ilgi vermeyerek,bazan yanlış belge ve bilgi vererek bazen da kayıtları ve belgeleri ortadan kaldırarak  soruşturmayı zorlaştırmakta, kesin sonuç alınması engellenmektedir.

 

 

 

Yine twitlerinizde Tevhid-Selam komplosu ile ilgili açıklamalarınız var. bu konuyu açabilir misiniz? Bu komplo mücadelenin başlamasının neresinde? Bu operasyonun arkasında örgüt le birlikte Mossad bağlantıları mı var? 

Özellikle   17 ve 25 aralık  Yargı  darbesi girişimi  sürecinde   gündeme gelen  "tevhid- selam örgütü"  soruşturmasının arkasında  "Paralel yapı olarak adlandırılan" grubun olduğu ortaya çıkmıştır. Bu grubun  bugüne kadar kamuoyuna verdiği görüntü  "dindar -müslüman bir hizmet grubu" görüntüsü olduğunda şüphe yoktur.Bu zaviyeden bakılırsa   kendilerine neredeyse peygamber derecesinde bir kutsiyet izafe eden bu yapının  Allahın  birliğini ifade eden "Tevhıd" ile  "sulh ve selameti-barışı" ifade eden"Selam" kelimelerinden yola çıkarak bir terör  örgütü oluşturması   düşündürücü değilmi?  Tevhit selam ismiyle örgüt nitelemesi bir MOSSAD projesidir. Türkiye'de tevhit selam ismiyle dosya oluşturanlar  taşerondur.Geçmişi de 17 -25 aralıklı sınırlı değildir. 2000 öncesi   özellikle  1993 yılında  devlet içindeki derin yapılar tarafından infaz edilen UĞUR MUMUCU cinayetine kadar   gider. Bu gün Paralel çeteleşmeyi savunan   bazı   kişilerin (Emre Erciş gibi) tevhid selamın  temelini 1980  öncesi islami gruplara dayandırma çabası  bu yöndeki projenin  neredeyse   İzmir  Vaizinin (!)   ortaya çıkmaya  başladığı tarihlere kadar gitiiğine işaret eder.Tevhid selam örgütü iddiasının hedefindeki kişiler,  hem paralel örgütün hem de  MOSSAD'ın  hedefindeki aynı kişilerdir.Operasyonun arkasındaki örgütle -MOSSAD arasında  hem hedef hem de  operasyon birlikteliği mevcut.

 

Muhsin Yazıcıoğlu’nun ölümüyle ilgili bazı soru işaretlerinden bahsediyorsunuz? Şaibeli ölümün, gündeme gelmeyen başka soru işaretleri mi var? Hrant Dink cinayeti ile nasıl bir bağlantısı var?

 

Bir defa siyasi cinayetleri biri birinden bağımsız düşünmek imkansız. ikincisi gerek Hirant Dink gerekse Muhsin Yazıcıoğlu (aynı  siyasi  mevsımde) öldürüldüler. Hirant Dinkin katilleri ile Yazıcıoğlunun  gençlik kesimi ilişkilendirilmek istendi.Nitekim bu ithamlar yüzünde merhum Yazıcıoğlu   gençliğin  başkaları tarafından kullanılmaya çalışıldığına işaret eder şekilde" tarlamızı başkaları sürmeye kalkmıştır" mealinde bir açıklaması oldu. Hirantın zanlılarından  Erhan Tuncel,  Büyük Birlik partisinin  yöneticileri  ile ilişkilendirilmeye çalışıldı.bu gün ortaya çıkan Erhan Tuncel’in Jandarma ve Polis istihbaratı tarafından -haber elamenı-vasfıyla kullanıldığı ortaya çıkmıştır. 1980 öncesi solcu gençlerle-milliyetçi gençlerin aynı kaynak tarafından kullanılarak çatıştırıldığına bizzat şahit olan Yazıcıoğlu’nun   Alperen geçliğinin kullanılmaya çalışılacağı endişesi yersiz değildi. Diğer taraftan gerek Hirant gerekse Muhsin Yazıcıoğlu cinayeti aynı emniyet istihbarat görevlileri döneminde gerçekleşmiştir. Hirantın katillerini ve ölümünü gizleyen saptıran  emniyet ve jandarma istihbaratı Muhsin Yazıcıoğlunun ölümüyle ilgili delilleri yok etmiş, faillerin bulunamaması için tüm delilleri karartmıştır.

Muhsin Yazıcıoğlu cinayetiyle ilgili  araştırma  Emniyet İstihbaratı, Jandarma İstihbaratı ve TİB üçlüsü ekseninde yürütülmüştür. Helikopterin düştüğü alanın koordinat ve haritası bu kaynaklarca  çizilmiş,belirlenmiş,arama Adana bölge jandarma komutanlığı   kontrolünde  yürütülmüştür.(Ocak 2014 Adana TIR operasyonun  adana bölgesi jandarması tarafından yapıldığını not edelim.)

Helikopterin düşüşünden 1 saat  sonra  Kahramanmaraş emniyet İstihbaratı tarafından hazırlanan ve çevredeki 10  il emniyet istihbaratına gönderilen  bilgi notunda " Muhsin Yazıcıoğlu’nun sağ olduğunu belirten " bir bilgi notu geçilmiştir. Helikoptere ve  ölenlere 3 gün sonra ulaşılabilmiştir.Halbuki bilgi notunda belirtilen bilgiler.(Muhsin Yazıcıoğlu’nun ayağının kırık olduğu gibi)doğru çıkmıştır.O zaman olaydan bir saat sonra tespit edilen enkaza  niçin 3 gün sonra ulaştırılmıştır?Helikopterin enkazının bulunduğu yeri göstermek isteyen yakın köylüler  niçin azarlanmış ve mahalli bilirkişilere itibar edilmemiştir.?

Bütün haber ajanslarının  her türlü bilgiyi değerlendirerek konuyu araştırmasına ve  kamuoyuna bilgi verme yarışına girmesine  rağmen   CİHAN HABER AJANSI GÜN BOYUNCA TEK KELİME HABER YAPMAMIŞTIR! Niçin? Yazıcıoğlu ile ilgili olayın başından itibaren paralel örgütün bir planı var ondan.

Olay esnasında Bingöl Emniyet  Müdürü olan  Muharrem Durmaz'ın  Ankara savcılarından birine verdiği bilgi notunda "Yazıcıoğlu cinayetiyle ilgili bazı emniyet istihbarat şube Müdürlerini  orhan Özdemir aleyhine ifade vermeye ikna edildiklerini ve konu gündeme gelince plan kusursuz işleyecektir" Sözleri  neyi anlatmaktadır?  Bu kişiler arasındaki bağlantılar derinlemesine incelendiği takdirde  merhum Muhsin Yazıcıoğlu’nun katilleri ve arka plandakileri tespit edilecektir. Ancak KPSS soru hırsızlarını gizleyen Savcı anlayışı bu cinayeti soruşturduğu müddetçe olayın örtbas edilmesi kaçınılmazdır.

 

Sultanahmet bombacısının geçişini kolaylaştıranlar kimler? Eylemin sebep ve sonucu nedir?

 

Sınırlardan giriş çıkış yapan araçları kontrolü ve tespiti için Şanlıurfa Emniyetine verilen cihazların gizlenerek kullandırılmadığı ortaya çıktı. Hakkari'de  Polis aracından sivil giyimli üç polis tarafından halkı tahrik etmek ve galeyana getirmek üzere  patlayıcılar atıldığı tespit edildi. Dolayısıyla şu an Emniyet içerisinde  görevini yapmayan, savsaklayan, daha da ötesi yasadışı eylemin gerçekleşmesi için gayret sarf eden bol miktarda polis ve  bürokratik yapı mevcut. Sultanahmet bombacısı da bu kolaylıklardan, göz yumanlardan hatta bilinçli bir şekilde yönlendirilerek olayın gerçekleşmesi sağlanmıştır. Terörü eylemlerini  sebebi amacı huzursuzluk, güvensizlik  havası yaratmak, zaaf görüntüsü vermek. Sonuç; bir şehit verdik, verilen şehidin Trabzon’a taşınması dahi siyaset aleyhine kullanmaya çalışılmıştır.

 

Twitlerde 2000 öncesi ve sonrasında birbirinden bağımsız gibi görünen yapılanmalar ve eylemlerin birbirleriyle bağlı olduğu gibi bir izlenim var? bunun hakkında bilgilendirirmisiniz bizi.

 

1990'lı yıllar faili meçhullerin yıllarıdır. Cinayetler silahlı  jandarma veya emniyet içindeki  yapılar tarafından veya bağlantılı dış istihbaratlar tarafından  işlenmesine karşın "ya İran yanlısı örgütlere ya da şeriatçı(!) örgütlere" yüklendi.28 şubat darbesinin  ana ekseni "irticanın birinci tehdit kabul edilmesiydi"  ancak  bu gün paralel yapı olarak ortaya çıkan örgütlü yapı,darbenin kudretli paşaları ile (Çevik Bir  gibi) yaptığı görüşme ve varılan mutabakat sonucu süreci hasarsız atlattı.2000  sonrası yine jandarma-polis ve bürokrat işbirliği içindeki örgütlerin etkin olduğunu görüyoruz.Şüphesiz bu örgütlü yapının, bugün daha açık tezahür etmesine karşılık oluşumu 2000 öncesine hatta daha eskilere dayanmaktadır.Adana Tır operasyonunda görülen Jandarma-Polis ve Savcı ittifakı,bu yapılanmaların  biri birleriyle bağlantılı olduklarının delilidir.