Sezai Keskin

Sezai Keskin

TELEVİZYONUN BİR RUHU VAR MI?

TELEVİZYONUN BİR RUHU VAR MI?

Televizyon bir toplumu yönetmek için kullanılabilecek en etkili ve yerine göre tehlikeli olabilecek, “aptal kutusudur” Tüm aile fertlerini her akşam ekran başına kilitlemeye devam ediyor. Psikolojik ve sosyolojik olarak olumsuz etkilerini saymakla bitiremeyeceğimiz televizyon, sosyal hayatımızı da derinden etkilemeye devam ediyor. Artık misafirliğe giderken bile “aman bu saatte dizi vardır, daha sonra gidelim” diyebiliyorsak eğer; televizyonun sosyal hayatımızı ne kadar sarstığını anlayabiliriz. Son hız toplumların tavır, fikir, değer ve davranış kalıplarını şekillendirmeye başlamıştır. Ülkemizde bir kişi yaşadığı her beş saatten birini, uyku dışındaki her üç saatten birini televizyon izleyerek geçirmektedir. Bu durum dehşet verici ve düşündürücüdür. Televizyon ekranlarından her gün saatlerce bir yığın kan, vahşet, şiddet, tecavüz, sapıklık, iğrençlik ve hayâsızlık sızmaktadır.

Halkın ruh sağlığını bozacak yayın yapılıyor. Her geçen sene mantar biter gibi daha fazla sayıda kanalla karşılaşıyoruz. Çocuklar dizilerde izlediği karakterlerle kendi kişisel hayatındaki gerçekliğin getirdiği değerler arasında sıkışmıştır, dizil furyaları sayesinde insani ilişkiler zedelenmiştir. Zararları saymakla bitmeyen, topluma ve aile fertleri arasındaki iletişime büyük zararlar veren televizyonu kapatmanız; sizin ve aileniz için oldukça mantıklı bir karar olacaktır.

Gelelim dandik yarışma programlarına. Bu yarışma programları iyiden iyiye azıttı? Bazı programlarda yarışmacıların tamamı defileye gelmiş gibiler. Bazılarında giyinik yarışmacı görmek gitgide zorlaşıyor. Makyaj desen; kovanın içine düşmüş de, çıkmış gibiler…            Son günlerde yarışma programları iyice zıvanadan çıktı. Kimin eli kimin cebinde belli değil.

Hahahahahah !

Hohohohooo !

Şen kahkahalar, saçma cevaplar, birbirlerine cilve yapmalar, abuk sabuk konuşmalar…

Belli ki dünyanın diğer bölgesinde yaşanan Müslüman kıyımları hiç umurlarında değil bunların. Seviye iyice düştü, bilimsel, eğitsel veya ahlaki hiçbir yarışma programı yok.           Savaş çıksa ben bu şuursuz adamlarla savaşa girmem. Açık söyleyeyim ben bunlara güvenip önümdeki düşman üzerine atılmam. Bilmem, milyon kişinin içinde, bir tane dandik araba veya dandik bir eşya kazanacağım diye, bunca saçmalığı yapmaz gururlu insanlar…Bir dandik dünya için bile yapılmaz ki…İnsan kendini, hayatını, ailesini, şerefini bu kadar ayaklar altına almaz ki…

Vah vah! Bu insanlarla nasıl birlik ve beraberlik sağlayacaksınız? Nasıl bu insanlara güvenip düşmana karşı kuvvet olacaksınız. Bir vakitler saçının bir telini bile yabancı erkeğe göstermeyen Anadolu kadını her gün bir yarışmadan diğerine koşuşturmaktadır. Sözün bittiği yerdeyiz. Nereden nereye?

Ört ki ölem, ölmüşüz de ağlayanımız yok….

Önceki ve Sonraki Yazılar
Sezai Keskin Arşivi
SON YAZILAR