“Tıbbın alternatifi olmaz”
Türkiye’de alternatif tıp teriminin 2005’ten sonra hızlı bir şekilde artmaya başladığına değinen Tıbbi ve Aromatik Bitkiler Teknikeri Mehmet Pıçak, “Alternatif tıp diye bir şey yoktur. Tıbbın alternatifi olmaz. Türkiye’deki alternatif tıp teriminin karşılığı bitkisel ürünlerle tedavi metodudur. Tıbbın tavsiye etmiş olduğu kimyevi ve sağlık sektöründe üretilen ilaçlarla tedavi yöntemi değil. Alternatif tıp terimi 2009-2010 yıllarında bitmeye başladı ve 2014 yılında Türkiye’de alternatif tıp terimi kalmadı” diye konuştu.
“BAŞTANBAŞA YANLIŞ BİR İŞ”
Sağlık sektörünün bitkisel ürünlere destek verdiğinin ve tanıttığının altını çizen Pıçak, “Bitkisel ürünlerinin kullanılması, yurt içerisinde üretilen preparatların yurt içerisinde tüketilmesi, teşvik ve tavsiye maksadıyla sağlık bakanlığı alternatif tıp diye bir yöntemi tanımıyor. Gerçek manada tıp yöntemine geçmiş bulunmaktayız. Alternatif tıp aslında baştanbaşa yanlış bir iştir. Bu yanlışlığın en büyük sebebi Türkiye’de bitkisel ürünlerin ve bitkisel preparatların tedavi metotların içerisinde kullanılmamasıydı. Bu kullanılmama sebebi ise farklı ruh farklı localar Türkiye’de bitkisel ürünlerin satılmasını istemiyordu. Çünkü burada ilaç sektörünün büyük bir rantı söz konusu. İlaç sektörün rantının kesileceği kanaati uyandığından dolayı alternatif tıp dediler. Bitki ve bitkisel preparatları bitirmeye çalıştılar. Ancak çeşitli kurum ve kuruluşlar mücadele başlattı ve alternatif tıp denilen terimi Türkiye’de bitirildi. Artık gerçek tıp yaşanmaya başlandı” şeklinde konuştu.
“SERMAYE SAHİPLERİ YATIRIM YAPTI”
Tıpta doktorların teşhisi koyup tedavi metotlarını vatandaşların önüne koyduğuna dikkat çeken Pıçak, “Tedavi metotlarında da bazı bitkisel preparatları tavsiye ediyor. Alternatif tıp dediğimiz şey buydu. Bu işte rantabilite ve para kazancının çok olduğunu gören sermaye sahipleri hep bu sektöre yatırım yapmaya başladılar. Bu iş, aslı astarı olmayan fayda vermeyen saçma sapan ürünlerin üretilmesiyle başladı. Biz liyakate, hak edene ve tecrübeye bakarız. Maalesef vatandaşlarımız, hak ettiğini hak ettiğine verme veya tecrübeli insanlarla iş yapma gibi bir gayret mevcut değil. Bu aktar ve eczane noktasında değil her noktada, yani standart bir eczane yazısı görüp girmeniz size bir şey kazandırmaz. O işin tecrübelisi ve okullusu olması gerekiyor. Yani işi ehline vermek gerekiyor. Ehil insanlarla çalıştığımız sürece bir problem olmaz. Alternatif tıp sektöründe ki rantabilitenin ve para kazancının artması, insanların sentetik ilaçlardan bıkması, hastanelere ve doktorlara bağımlı haline gelmesi, eczanelere üye olmuş olması o yüzden alternatif tıbbın büyümesine ve bu sektöründe böyle çılgınca yerlere gelmesine sebep oldu” ifadelerini kullandı.
“ORTAYA ALTERNATİF KOYMUYORUZ”
Bitkisel tedavinin hastalık karşısında vereceği etkinin kendileri için önemli olduğuna dikkat çeken Pıçak, “ Bitkisel tedavi aman olsun sentetik olmasın havasında değiliz. Biz bir alternatif koymuyoruz ortaya. Ne uygunsa hangisi daha iyi cevap verecekse onun yapılması taraftarıyız. Onun desteklenmesi taraftarıyız. O yüzden bitkisel şu yüzden önemli sentetik şunun için önemsiz gibi bir ayrım söz konusu değildir. Bu tarafta sentetik dediğimiz ilaç sektörüne baktığımız zaman üretim kalitesi noktasında çok daha ilerde. Bitkisel ürünlerin üretimini kaliteli yapan üst düzeyde firmalarımızda mevcut” dedi.
“3 BİN 300 FARKLI BİTKİYE SAHİBİZ”
Türkiye’de 3 bin 300 farklı endemik bitkiye sahip olduğumuzu vurgulayan Pıçak, “Söylemeye çalıştığım şey, kendi paramızın kendimize gelecek olmasıdır. Yani Türkiye içerisinde üretilen bir ürün Türkiye içersinde kullanılır olacak. Bu, hem millileşme maksadıyla iyi bir adım olur. Hem de ürünler zarar vermiyor. Yani kullandığınız takdirde böbreğinize zarar vermiyor. Yani farklı türler farklı hastalıklardan korunmak amaçlı daha zararsız bir sağlık yakalama ürünü bitkisel ürünlerdir. İyi ürüne rağbet olunsun kötü üründen uzak durulsun. Asıl olan hadise bu ve destekleriz” diye konuştu.
“UCUZ YAĞLAR VE KREMLER KULLANMAYIN”
Deniz bölgesinde tatile gidecekleri uyaran Pıçak, “Ucuz yağlar ve kremler almayın. Kanserojen etkisi olan yağlar kremler kullanmayın. Bizim için asıl olan şey kaliteli ürünlerin düzenli şekilde kullanılmasıdır. Vücut sağlığı açısından önemsiz hale getirilip kullanılmamasını istiyoruz. Rağbetin çok olması güzel bir şey. Türkiye’de üretilen ürünlerin, Türkiye’de tüketilmesi güzel bir şey. Türkiye’de üretim kapasitemiz, beynimiz, aklımız, fabrikamız, topraklarımız, varken yurt dışından ithalat yapmak nasıl bir iş. O yüzden kesinlikle rağbet artsın. Güzel şeyler olsun diye bir millileşme projesine bizde katkıda bulunmuş olalım” ifadelerini kullandı.
YİĞİT BERKAY ÇOPUR / YENİ HABER
