Prof. Dr. Ramazan Altıntaş

Prof. Dr. Ramazan Altıntaş

Totem ve Dua

Totem ve Dua

Geçenlerde ulusal bir televizyonda bayan bir sanatçıya sunucu, toteme inanıyor musunuz? diye sordu. O da inandığını, hayattaki başarılarını totemlerine bağladığını söyledi.  Totem olarak da bileğine taktığı bazı ipleri gösterdi. Bu bayan sanatçı, gençlerimizin hayranlıkla   takip ettiği bir kimse.. Onun hayattaki başarılarını Yüce Allah’a değil de “totem” inancına bağlaması,   hayranları üzerinde nasıl bir etki oluşturur? düşünmek gerekir.
 
Tam da totemizmi kendisine bir inanç sistemi olarak seçen bu sanatçının aksine sahasında başarılı başka bir bayan millî sporcumuz Zeliha Ağrıs ise,  totem hakkında kendisine sorulan bir soruya, tam da bir Müslümana yakışır derecede şu cevapları veriyor:
 
 “Totemim yok. Duam var,  benim. Maçlara çıkmadan önce sadece dua ediyorum. Totem bana göre çok saçma. Sonuçta o gün orada Yüce Allah, galibiyet nasip ettiyse o olur, etmediyse olmaz.  Bunun totemle bir ilgisinin olmadığını düşünüyorum. Mesela bazı tanıdığım kişiler var.  Bunlardan bazıları tokasını, bazıları tekvando elbisesini bazıları da kuşağını totem yapıyor ve bunlar olmadan müsabakaya girmek istemiyor. Kendilerince bunlar olmadan iyi sonuç elde edemediklerini düşünüyor ve öyle motive oluyorlar.  Ancak bence tam tersi, dua edersek hiçbir şey kalmaz, diye düşünüyorum.” (Memleket, 24 Ocak 2019, sayfa, 13).
 
Milli sporcumuz Zeliha hanımın totem konusunda söyledikleri muvahhid bir Müslümandan beklenen cevaplardır. Ne ile uğraşıyorsan önce çalışacaksın, beşerî planda elden gelenleri yaptıktan sonra Yüce Allah’a iman edip O’na güveneceksin. Sonra da O’ndan yardım dileyeceksin. Sonuçta Zeliha’nın dediği gibi, başarılı olursak, Yüce Allah’a şükredeceğiz, başarısız olursak, “olanda hayır vardır” deyip mücadeleye devam edeceğiz.
 
Bazı nesneleri “totem” haline getirmek devr-i cehalette de vardı. Totem, kendisine “uğur ya da şans” getirdiğine inanılan bazı nesneleri putlaştırmak suretiyle onlardan yardım ummaktır. Kendilerine bile fayda ve zarar verme gücü olmayan cansız varlıklardan medet ummak inanç bakımından çok tehlikelidir. Bu konuda inananların yapıp ettiklerinde azami derecede dikkatli olmaları gerekir. Kur’an-ı Kerim’de Yüce Allah mü’minleri: “Onlar boş ve faydasız şeylerden yüz çevirenlerdir” (23/Mü’minun 3) şeklinde tanımlar. Bir takım nesneleri totem olarak tutmak bir cahiliye inancıdır. Totem tutmak yerine Yüce Allah’tan yardım isteyerek dua etmeliyiz. Duâ insanın Rabbinden yardım istemesi, O’nu olay ve olgulara müdâhale etmeye çağrı yakarışıdır. Bu konuyla ilgili Kur’an’da şöyle buyrulur:  “Kullarım sana, beni sorduğu vakit de ki, ben herhalde yakınım. Duâ edenin duâsını bana duâ ettiği anda işitir, ona karşılık veririm.” (2/Bakara 186).
 
Sonuç olarak dinimizde totem ve totemizm yoktur. Toteme inanmak, ya inanç boşluğundan ya da bilgisizlikten kaynaklanan bir hurafeciliktir.  İster bu iki eli birleşik hale getirip baş parmakları kaldırmak, hep aynı formayı giymek, kollara renkli ipler bağlamak, om denilen hindu dininin sembolünü kolye olarak takmak şeklinde olsun, isterse, bazı nesnelere kutsiyet atfetmek şeklinde tezahür etsin, bunların hiçbirisinin İslam diniyle bir alakası yoktur.  Kişi, mesleğinde, zanaatında veya sanatında başarılı olmak istiyorsa, anın gereklerini yerine getirmeli, sonra da Yüce Allah’a tevekkül edip, dua ile O’ndan yardım istemelidir. Totemizm, animizim gibi her türlü fetişizm dinimizde yasaktır.
 
 

Önceki ve Sonraki Yazılar
Prof. Dr. Ramazan Altıntaş Arşivi
SON YAZILAR