Türel’den Konyaaltı Sahil Projesi ve ATSO Ödül krizi açıklaması

Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes Türel, ATSO Başkanı Davut Çetin, Yönetim Kurulu Üyeleri, Meclis Üyeleri ile Meslek Komite Başkan ve üyelerinin...
Türel’den Konyaaltı Sahil Projesi ve ATSO Ödül krizi açıklaması

Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes Türel, ATSO Başkanı Davut Çetin, Yönetim Kurulu Üyeleri, Meclis Üyeleri ile Meslek Komite Başkan ve üyelerinin katıldığı toplantıda Konyaaltı Sahil Projesi tartışmalarına açıklık getirdi. Türel, Konyaaltı'nı kimsenin halka kapatamayacağını, buna niyetlenenlerin karşısında kendisini bulacağını belirtti. Türel, ayrıca geçtiğimiz sene ATSO ile yaşanan ödül krizine de değindi ve ödül meraklısı olmadığını, hedefinin milletin gönlünde yer etmek olduğunu vurguladı.

'Konyaaltı sahil projesi'

Konyaaltı Sahil Projesi'yle ilgili kapsamlı değerlendirmelerde bulunan Başkan Türel, şöyle konuştu: "Seçilir seçilmez "Konyaaltı Plajını peşkeş çektirmeyeceğiz" lafları başladı. Daha göreve yeni başladık bismillah… Bir bekleyin, ne yapacağız diye… Ben de dedim ki, "Evet ben Konyaaltı Sahili'ni peşkeş çekeceğim ama halka peşkeş çekeceğim." Plajları ücretsiz yaptık, ücretsiz yapınca ne demeye başladılar iyi hatırlayın. Bu kez de "Halk geliyor donla denize giren oluyor" dediler. "Biz giremiyoruz onların yanında" dediler. Biz herkese hizmet etmek zorundayız. Biz halk arasında ayrımcılık yapamayız. Şimdi yeni projemizde halka açık ücretsiz alanlar olacak. Ücretli alanlar da olacak. Mimarlar Odamızla yarışmaya çıktık ve proje belirlendi. İlk ihaleye teklif gelmedi. İkinci ihaleye çıkacağız. İhaleyi şeffaf bir şekilde naklen yayınlayacağımızı duyurduğum gün istemezükçülerin hepsi döküldü geldi. Dediler ki neymiş, "Konyaaltı halka kapatılıyormuş." Yahu ihaleye çıkacağımız güne kadar aklınız neredeydi? Elli defa konuştuk bunları. Yap-işlet-devret modeliyle yapacağımızı da konuştuk. Baktılar ki haa bu gerçekleşecek hemen sabote edelim, hemen ortalığı karıştıralım, dert bu. Ve çıktılar, ne dediler, "Arkadaşlar duyumlarımıza göre hatırlı kişiler, var ihalenin içinde." Ayıp ya...İşte ihaleye katılan olmadı. Ne oldu şimdi, hatırlı kişiler diyerek, koca boyunla sen ne duruma düştün? İhaleden bir gün önce hatırlı kişiler var bunun arkasında dediğin bir pozisyonda kendini ne hallere getirdin? Nerede hani o hatırlı kişiler? Yazık, siyaset böyle yapılmaz. Tabii bu durumda bana da konuşma hakkı düşüyor. Konuşmak durumunda kalıyorum. İnanın bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasın sözü hiçbir zaman benim hayat felsefem olmadı. Ama siyaseten bana dokunursanız cevabını alırsınız."

'Az laf çok icraat'

Başkan Türel, Konyaaltı Sahil Projesi'yle ilgili konuşmalarını şöyle sürdürdü: "ATSO Başkanımız da iyi niyetle belki bir şey söyledi. Keşke biz bunu basına açıklamadan önce bir araya gelip tartışsaydık. O basından bana mesaj gönderince ben de ona basından cevap verdim. "Buyur yap" dedim. "Biz örnek bir model olsun" demiştik diyor gazetelerde. Ya hadi boş geç fikri. Ortaya attığın fikri gerçekleştir. Niye bekliyorsun. Bakın arkadaşlar ben seçilmeden önce "Az laf çok icraat" dedim. Konyaaltı Sahili bizden önce özelleştiriliyorken seneler önce daha ben siyasette filan değilim. Şu an aranızda ortaklarımızdan da var o dönemde. 10-11 Antalyalı arkadaş bir şirket kurduk. "Aman dedik, Konyaaltı Sahili'ne sahip çıkalım. Oralardaki plajları biz işletelim, para kazanmasak da önemli değil" dedik. Yahu Konyaaltı Sahili için ben şahsen elimi taşın altına koymuş adamım. Siz kime diyorsunuz Konyaaltı Sahili'ni peşkeş çekecek?" diye. Ve adam başı 3'er, 5'er bin dolar da zarar ettik. Amaç neydi Konyaaltı Sahili'ne sahip çıkmaktı. Ama elimizi taşın altına koyduk. Salonda ortaklarımızdan biri bakın arkadan sesleniyor. Beni düzeltiyor. 2'şer kilo altın kaybetmişiz diye. Kaybederiz, önemli değil. Elimizi taşın altına koyacağız. "40 binin üzerinde aktif üyesi olan Ticaret Odası alsın yapsın" dedim. Basının önünde konuşursak netice almamız mümkün değil. Ama basın olmadan yaptığımız işbirlikleri, turizm tanıtımında olduğu gibi çok daha faydalı. Ben böyle bir fikir ortaya atılmasaydı cevap vermek durumunda da kalmayacaktım. Bu projeler yap-işlet -devret modeliyle kendi kaynağını ortaya çıkarıyor. Antalya'dan para çıkmadığı gibi üstelik Antalya bir de para kazanıyor. Ve kendi bütçemle gider köy yolu yaparım, sulama sistemi yaparım, engelli merkezi yaparım. Ben bütçeme buradan bir kaynak bulma ihtimalim varken niye bütçemden bir bedel ödeyerek Antalya'nın başka yerlerindeki hizmetlerimi aksatayım. Ha yatırım yapmayan bir belediye olurum da derler ki "Bütçenden yap bu işi." Hadi onu anlarım. Bakın eski parayla 1 katrilyonun üzerinde 2017 yatırım bütçemiz var. Ben zaten yatırım yapan bir belediyeyim. Kaynakları da en iyi şekilde kullanmak durumundayım. Bugün gazetenin bir tanesinde bir tane köşe yazarı "Ne olacak Konyaaltı'nın hali. Belediye şirketi 2 sene çok kötü işletti. Bu sene de mi öyle olacak" diye yazıyor. Biz neden yap-işlet-devret diyoruz? Neden özel sektör işletsin diyoruz? Devlet işletmecilik yapamaz arkadaşlar. Hem Konyaaltı'nda işletmeleri şikayet ediyorsun hem de buraları özel sektörün kaliteli yönetim anlayışıyla halka açalım dediğimizde de karşı çıkıyorsun. Yaptığımız Konyaaltı Sahili'ni halka kapatmak değil, özel sektör farkıyla işleterek halka daha iyi hizmet sunmak."

'Nerede o iftiraları atanlar'

Başkan Türel, ATSO Başkanı iken yönetim toplantılarını Eski Mezbaha'daki ATSO Sosyal Tesisleri'nde yaptıklarını hatırlatarak, "Hatta ATSO'nun eğitim hizmetine de orda başlamıştık. Biz ayrıldık ne oldu? Lokanta oldu. Hep söylüyorum, biz el ele verirsek kazanan Antalya olur. Ortalığı bulandırmak için kullananlar var, birbirimize düşürmek isteyenler var, oyuna gelmeyeceğiz. Senelerdir her yaptığımız işte bahane ve dedikodularla uğraştık. Halka açık park yaptığımız eski stadyumun olduğu yerde bile iftira attılar. "Menderes Türel oraya AVM yapacak." dediler. Bari biraz araştırın iftira atarken. Orası SİT, kazı yapılamaz. "Bunu bile araştırmadan oraya AVM yapacak" dediler. Nerede şimdi o iftiraları atanlar? Yüzsüz yüzsüz geziyorlar. Biz de muhalefet projeyle değil, iftirayla yapılıyor" dedi.

'Menderes Türel olmasaydı ATSD binası olmayacaktı'

ATSO'nun şu andaki hizmet binasının planlama sürecinde yaptıkları çalışmaları da hatırlatan Türel, şunları söyledi: "Türkiye'ye zor zamanda dünyadan en önemli sanatçıları getirerek, piyano ve film festivalleri düzenleyerek sanata katkı koyuyoruz. Cannes, Berlin, Venedik film festivallerini bilmeyenler, Oscar'ı anlamayanlar bizi festivaller halktan koptu diye eleştiriyor. Ya, esas sizin zamanınızda festivaller dünyadan koptu onu niye söylemiyorsunuz. Biz bunları yapıyorken ne bir teşekkür ne bir plaket. Hiç öyle bir derdim de yok. Yapanlardan Allah razı olsun. Bir sanat galerisi yapıldı diye plaket takdimi yapıldıysa, acaba Menderes Türel sanat için hiçbir şey yapmadı mı diye düşünmek lazım. Bugün Ticaret Odası'nın hizmet binası Menderes Türel belediye başkanı olmasaydı olmayacaktı. Bu konuda plan değişikliği gündeme geldiğinde bizim dışımızda Büyükşehir meclisinde kimse "Evet" demedi. Geçen sene vergi ödül töreninde plaket alanların partisi de mecliste "Hayır" dedi Ben ve arkadaşlarım olmasaydı bugün oturduğunuz hizmet binası olmayacaktı. Hakkını yemeyelim, bana da plaket vermek isteyenler oldu ama ben artık siyasete girdiğim için bir siyasetçiye ödül verirseniz Oda eleştirilir, zor durumda kalır, diye kabul etmedim. Plaket reklam meraklısı hiçbir zaman olmadım. Antalyaspor Tesisleri yapıldı, yönetim kurulu bütün arkadaşlar dediler ki "Tesislere senin ismini verelim." Benim için büyük gurur. Ama ne dedim "Ben devletin bütçesiyle yaptığım hiçbir yere görevde iken ismimi vermem." Eğer isim meraklısı, reklam, plaket meraklısı olsaydım, Antalyaspor Tesisleri için verilen teklifi kabul ederdim. Arkadaşlara söyledim; "Madem böyle bir konsensüs sağladınız, tesislere benim ismimi teklif ediyorsunuz. Yetkiyi bana bırakın. Benim dışımda bir ismi ben tesislere vereceğim" dedim. Devre arasında açılışını yapmayı planlıyoruz. Açılışı yaptığımız gün de bunu Antalyalı hemşerilerimizle paylaşacağız. Biz önümüze, geleceğe bakacağız. Kurumları koruyacağız, Antalya'yı gözümüzün nuru gibi koruyacağız."