Türkiye büyüdükçe döviz küçülecek

TÜRKİYE BÜYÜMEK ZORUNDA

Necmettin Erbakan Üniversitesi (NEÜ) İktisat Politikası Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Fatih Mehmet Öcal, son zamanlarda kurda yaşanan yükselmesinin sebeplerini 2017 beklentilerini Yeni Haber’e değerlendirdi.  Dövizin artmasının küresel sebeplerinin olduğunu ifade eden Öcal, “ABD’deki ortalama ücretlerin yükselmesi yani istihdam ayağının güçlü olması ve bunun FED’in elini güçlendirmesi 2017’nin 3 defa faizlerin artacağına yönelik görüşleri bildirmesi, doların elini de güçlendiriyor. Bu durum da gelişmekte olan ülkelerde olan ülkelerde doların yükselmesine sebep oluyor. Merkez Bankası’nın faiz oranlarını son 2-3 yıldır aynı oranda veya altında değerlendirmesine bağlı olarak reel faiz gelirinin 0 veya çok az olmasından dolayı dövize olan talebin artması kurun yükselmesinin ekonomik sebepleri olarak görülüyor” diye konuştu.

REEL SEKTÖRÜMÜZÜN 213 MİLYAR DOLAR AÇIĞI VAR

Kur artışının siyasi sebeplerinin de olduğunun altını çizen Öcal, “Güneyimizde başlayan jeopolitik riskler güneyimizi terörden dolayı güvenceye almak için oraya yapmış olduğumuz askeri müdahalelerin Türkiye üzerinde savaş ortamı oluşturup ülke risk kat sayısının yükselmesinde dolayı doların yükselmesi kurun yükselmesinin siyasi sebebi olarak söylenebilir.  Üretim sektörünün yani reel sektörün döviz açığı Eylül ayı itibariyle bu rakam 213 Milyar Dolar civarında gözüküyor. Bunun içinde yüksel teknoloji mal ve hizmet üretip dünya piyasalarında satmamız gerekiyor. Bu da kolay bir şey değil. Bu demek oluyor ki kurun yükselmesinin ülkemizin 2017 yılında da başını ağrıtacak bir gelişmedir” şeklinde konuştu.

ENFLASYONLA İLGİLİ SORUNLAR OLABİLİR

Kurun yüksek olmasının Türkiye ile ilgili bir diğer durumunun yüksek enflasyon olduğunu belirten Öcal,”Enflasyon oranları 8,53 olarak açıklandı. Aynı zamanda maliyetlerden kaynaklanan ÜFE’nin yüksek çıkmasının da önümüzdeki dönemde enflasyon ile ilgili sorunlarımızın olabileceğini gösteriyor. Yüksek enflasyonda negatif duruma düşmemek için haliyle faizlerin yüksek olması gerekiyor. Yüksek faizlerden kurtulmak içinde tekrar dövize talep artacak. Kişilerin reel gelir elde etmesi için tasarruf fazlalarını dolar ve Euro’ya yönlendirerek bu şekilde kur artışı devam edecek gibi görünüyor” dedi.

TÜRKİYE BÜYÜMEK ZORUNDA

Türkiye’nin büyümek zorunda olduğunu ifade eden Öcal, “Firmaların sorunu ise ülkenin de sorunu olan ithalata bağımlı büyüme. Yani biz büyümek zorundayız. Potansiyel büyümemiz yüzde 5. İhraç edeceğimiz ürünlerini yapabilmemiz için ithalat yapmamız gerekiyor. Kurda yüksek olunca maliyette yüksek olacak. Maliyet yüksek olunca da tekrar ürettiğimizin malların fiyatlarının artmasına neden olacak. Bu bizim hem yurt içi hem de yurt dışındaki küresel piyasalardaki rekabet şartını azaltacak. Onun için yapmamız gereken bu yatırımları bir an önce ileri teknoloji ve katma değeri yüksek olan mal ve hizmetlere yönlendirip katma değerli ürünler satarak rekabet gücü elde etmemiz gerekiyor” şeklinde konuştu.

DÖVİZE BORÇLANMADAN ÖZ KAYNAKLI YATIRIM

“Ekonomik kriterlerden dolayı 2017 yılında da bu dalgalanmalı durum devam edecek” diyen Öcal, “Küresel risk ve güneyimizde terörden kaynaklanan durumdan dolayı Ülke riskinin arttığını gösteren CDS’nin puanının yüksek olması Türkiye’nin yatırım yapılabilme açısından sıkıntılı olduğunu gösterir.  Türk piyasalarının değer kaybının yüksek olması güvenlik endişeleri jeopolitik riskler gibi olayların küresel piyasada pompalanması Türkiye’nin hem ekonomik hem de siyasi bakımdan 2017 yılının zor geçeceğini göstermektedir. Yatırımcıların önlerini görebilmeleri için kısa vadeli yatırım yapmaları gerekiyor. Yüksek katma değerli ürünler üretip piyasaya satmalarını denemelerini, yeni pazarlara yönelmelerini ve döviz üzerinden borçlanmadan kendi öz kaynaklarıyla yatırım yapmalarını öneriyoruz” ifadelerini kullandı.

İSMAİL POÇAN / YENİ HABER GAZETESİ