"Türkiye meşru müdafaa hakkını kullanıyor"

Stratejik Düşünce Enstitüsü (SDE) Başkanı Prof. Dr. Birol Akgün Suriye’nin kuzeyine yönelik düzenlenen operasyonla ilgili Yeni Haber’e açıklamalarda bulundu.  
"Türkiye meşru müdafaa hakkını kullanıyor"

Türkiye’nin bu operasyonunun temel amacının sınır güvenliğini garanti altına almak olduğunu ifade eden Akgün, bunu yapmanın yolunun sınırınıza yakın olan bölgedeki en önemli yerleşim birimlerinin terörist örgütlerin eline geçmesini engellemek olduğunu söyledi.

TÜRKİYE’NİN MÜDAHALE ETMESİ GEREKİYORDU

“Suriye krizinin başından itibaren Türkiye kendi sınırına yakın bir bölgede bir güvenli alan tesis edilmesi ve buraya çatışma bölgelerinden kaçan sivil halkın yerleştirilmesi amaçlanıyordu” diyen Akgün, “Ama şimdiye kadar gerek ABD gerekse Rusya’dan destek gelmediği için yapılamadı.  Burada da kendi sınır güvenliğini garanti altına almak ve fiili bir durum yaratarak güvenli bir bölge tahsis etmek için Türkiye adım attı. Bunu yaparken de uluslararası diploması ve hukuk yollarını kullanarak da uluslararası güçlerinde desteğini almış oldu.  Türkiye’nin yaptığı operasyonun uluslararası hukukta meşruiyeti var ve meşru müdafaa hakkını kullanmaktadır. Zira bu bölgeden Türkiye’ye yönelik saldırılar vardı. Umuyoruz ki kısa sürede başarıya ulaşır ve Türkiye’nin arzu ettiği o bölge Türkiye’nin de desteklemiş olduğu Özgür Suriye Ordusu’nun kontrolünde hem PYD kaynaklı terörist gruplardan hem de İŞİD kaynaklı terörist gruplardan arındırılmış bir alan tahsis edilebilir” ifadelerini kullandı.

cerablus--(1).jpg

EN UYGUN ZAMANDA OPERASYON YAPILDI

Türkiye eskiden olduğu gibi mücadele etmeye devam edeceğinin altını çizen Akgün, “Özellikle Menbiç’in PYD’nin eline geçmesi sonrasında ikinci hedef Cerablus’un ele geçirilmesiydi. Türkiye’nin bu bölgeye müdahale etmeseydi Suriye sınırının en doğusuyla en batısı PKK tarafından kuşatılmış bir durumda karşı karşıya kalacaktı. Burada Türkiye’nin hareket etmeme lüksü yoktu. Artık müdahale etmek zorundaydı. Kendisi açısından da en uygun zamanda yaptı. Rusya, İsrail, İran ve bölgedeki diğer aktörlerin desteğini de alarak hem psikolojik hem siyasi hem de diplomatik anlamda alt yapısının yaparak bu operasyonu yaptı” diye konuştu.

İSMAİL POÇAN / YENİ HABER GAZETESİ