"Türkiye, PKK/PYD kartını bir dış aktörün inisiyatifine bırakmaz"

RUSEN Başkanı Prof. Dr. Salih Yılmaz:- "Türkiye, kırmızı çizgileri olan terörün siyasileştirilmesi, PKK/PYD'nin kabul edilebilir hale getirilmesi ve Esed'e alan açma önerilerini asla kabul etmez. Türkiye, PKK/PYD kartını, ABD, Rusya veya herhangi bir dış
"Türkiye, PKK/PYD kartını bir dış aktörün inisiyatifine bırakmaz"

İSTANBUL (AA) - GÜLSÜM İNCEKAYA - Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Öğretim Üyesi ve Rusya Araştırmaları Enstitüsü (RUSEN) Başkanı Prof. Dr. Salih Yılmaz, ''Türkiye, kırmızı çizgileri olan terörün siyasileştirilmesi, PKK/PYD'nin kabul edilebilir hale getirilmesi ve Esed'e alan açma önerilerini asla kabul etmez. Türkiye, PKK/PYD kartını, ABD, Rusya veya herhangi bir dış aktörün inisiyatifine de bırakmaz.'' dedi.

Prof. Dr. Salih Yılmaz, Rusya ve ABD'nin Suriye'nin kuzeyinde siyasi kültürel özerklik kurma niyetlerini, Esed'e zorla seçim kazandırabilecek bir yapı oluşturulmasını ve muhalifleri azınlık gibi gösteren bir anayasa yazımı planlarını, AA muhabirine değerlendirdi.

Yılmaz, ABD Başkanı Donald Trump'ın 19 Aralık 2018 tarihinde tüm askerlerini Suriye'den çekeceğine dair yaptığı açıklamanın Suriye'deki etkin aktörleri stratejilerini değiştirmeye veya daha önce uygulamaya koymak istedikleri bazı stratejileri gözden geçirmeye ittiğini söyledi.

Suriye'de ABD ve Türkiye ile kurulmuş bir denge olduğunu, ABD'nin çekilme kararı sonrası bu dengenin Rusya aleyhine işleyebileceğini savunan Yılmaz, ''Rusya'da uzmanlara göre, ki buna devleti yönetenler de dahil, ABD'nin Suriye'den çekilme kararı bir aldatmacadan ibarettir. Bir görüşe göre de, ABD'nin çekilmesiyle Suriye'de siyasi barış süreci daha kısa sürede tesis edilecek ve Rusya'nın etkinliği artacaktır. ABD çekilme kararı sonrası, bölge ülkelerinin Rusya'ya da baskı yapıp bölgeden çıkmasını sağlamaya yönelik bir strateji izleneceği düşünülse de, Rusya'nın Suriye'deki askeri varlığını korumaktan vazgeçmeyeceği anlaşılıyor.'' diye konuştu.

Rusya'nın ''Esed olmazsa olmaz'' şeklinde bir amaç gütmediğini, hatta tarafların üzerinde görüş birliği sağlayacağı yeni aday belirleme arayışına girdiğini öne süren Prof. Dr. Yılmaz, şöyle konuştu:

''Rusya'nın görüşüne göre, eğer Suriye'de siyasi barış sürecinde tüm aktörler 'Esed gitsin' diye görüş birliğine varır da bir alternatif çıkarırlarsa ve bu alternatif Rusya karşıtı bir politika gütmezse Moskova açısında sorun olmaz. Hatta Rusya'nın 2016 yılında Esed'e alternatif olabilecek adaylar üzerinde çalıştığı, ancak hiçbir adayın bunu kabul etmediği de belirtiliyor. Rusya açısından Esed veya diğer adayların kendi politikalarına karşı bir strateji izlememesi ve güç boşluğu oluşmaması önceliklidir. Türkiye'nin her platformda Esed ile çalışmak istemediğini açıklaması, aslında Rusya'yı da gelecekte güçlü bir Suriye oluşturulması için yeni adaylar üzerinde çalışmaya itiyor.''

- ''Rusya, seçim yapılacaksa bunun Türkiye olmasını uygun görüyor"

Prof. Dr. Yılmaz, Rusya'nın Fırat'ın doğusunda PKK-PYD etkinliğine karşı duruşunun Türkiye ile paralellik içerdiğinin altını çizerek, ABD'nin Suriye'den çekilme kararı ve Türkiye'nin bölgeye operasyon hazırlıkları, PKK-PYD'yi yeniden Rusya ile görüşmeler yapmaya ittiğini kaydetti.

''Türkiye ve Rusya, Suriye'de bazı konularda anlaşamasalar da birbirini zor durumda bırakacak politikalardan da uzak duruyorlar.'' görüşünü paylaşan Prof. Dr. Yılmaz, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Rusya, ABD'nin Suriye'den çekilmesi sonrası, bölgenin Türkiye tarafından kontrol edilmesini ve Ankara'nın etkinliğini arttırmasını kendi politikaları açısından uygun görmese de, ABD ile Türkiye arasında bir seçim yapılacaksa bunun Türkiye olmasını uygun görüyor. Çünkü şu an PKK-PYD'nin sahip olduğu alan, Suriye'nin zengin enerji kaynaklarının bulunduğu bölgedir. Burayı kontrol eden gücün, Suriye'nin geleceğinde de etkinliği artacaktır. Türkiye eğer Fırat'ın doğusunda kontrolü sağlayacaksa 'Rusya'nın da politikalarını dikkate almalı' planı çerçevesinde Türkiye ile müzakere ediliyor diyebiliriz."

Yılmaz, Rusya'nın Türkiye ile yaptığı görüşmelerde, "PKK-PYD'nin etkin olduğu alanın Suriye'nin toprak bütünlüğü çerçevesinde Esed kontrolüne geçmesi, PKK-PYD'nin silahlarını teslim etmesi, Suriyeli yerli Kürtlerden olmayan tüm PKK-PYD unsurlarının ülkeden çıkarılması ve Türkiye sınırının Rusya polis gücü tarafından korunması" gibi teklifleri içerdiğini öne sürerek, şunları kaydetti:

''Rusya, bölgeye Türkiye'nin istediği güvenliği sağlama garantisiyle Rus polis gücü yerleştirebileceğini, bu polis gücünün de Münbiç, Halep, Dera'da olduğu gibi Çeçen-İnguş-Dağıstan'dan Müslüman askerlerden oluşturulabileceğini teklif ediyor. Bu askerlerin, Şafii mezhebinden olması nedeniyle de bölge halkıyla uyum sorunu yaşamayacağı bildiriliyor. PKK-PYD'nin Suriye'deki liderlerinden Sipan Hamo'nun, Moskova ziyaretinde de bu teklifler kendilerine sunulmuşsa da karşılık bulmamıştır. Çünkü PKK-PYD silahlarını bırakmak istemediği gibi Rusya'nın öne sürdüğü PKK/PYD içerisindeki Suriyeli olmayanların ülkeyi terk etmesi teklifini de uygun bulmuyor.''

- ''Türkiye açısından kabul edilebilir değil"

Prof. Dr. Yılmaz, Rusya'nın PKK-PYD ile Esed arasında görüşmelerde arabuluculuk yaptığını, fakat bu arabuluculuğun ABD'nin yaptığı gibi PKK-PYD'yi güçlendirmek amacı taşımadığını, sadece Esed'in varlığını devam ettirmeye yönelik olduğunu ifade etti.

Rusya'nın, Fırat'ın doğusunda silahlı unsurları barındırmayan siyasi bir özerkliğe sıcak baktığını belirten Yılmaz, ''Rusya'nın, PKK-PYD'nin elindeki tüm silahları Esed güçlerine teslim etmesi durumunda siyasi kültürel özerkliğe ikna olabileceği söyleniyor. Rusya, PKK-PYD ile görüşürken Türkiye'nin de hassasiyetleri ölçüsünde Kandil'den gönderilen tüm yabancı unsurların Suriye'yi terk etmesini istiyor. Ancak ABD'nin PKK-PYD'ye siyasi kültürel özerklik verileceği ve silahlarını teslim etmelerine de gerek olmadığı önerisi, PKK açısından daha kabul edilebilir gözüküyor.'' dedi.

Rusya'nın, Fırat'ın doğusunda Suriye'nin yerli unsurlarından olmayan 4-5 bin civarındaki PKK-PYD'linin, Kuzey Irak tarafından pasifize edilebileceğine dair bir planı da düşündüğünü savunan Yılmaz, şu görüşleri dile getirdi:

''Rusya'nın, Türkiye sınırında PKK-PYD'yi silahsızlandırarak, yabancı teröristleri ülkeden çıkararak Müslüman polis gücü adıyla tampon bölge oluşturma fikri tartışılabilir olsa da, Türkiye açısından kabul edilebilir değil. Rusya'nın şimdilik Ayn el-Arab'tan Malikiye'ye kadar Haseke'nin güneyine inmeyecek şekilde yapılacak Türkiye'nin askeri operasyonuna karşı çıkmadığını anlıyoruz. Fakat Haseke sınırı ile birlikte Rusya'nın tampon bölge oluşturulması isteği devreye giriyor. Bu plan çerçevesinde Türkiye-Rusya iş birliği ile PKK-PYD'nin tasfiye edilmesi sonrası bölgenin Esed güçlerine teslimi isteniyor.''

- ''Türkiye'nin, Fırat'ın doğusuna yönelik politikaları nettir"

Prof. Dr. Yılmaz, Ankara'nın, Rusya'nın PKK/PYD ile ilgili önerilerini "iyi niyet" olarak okumasına karşın bunun uygulanabilir olmadığını ve PKK/PYD kartını dış aktörlere vermeyeceğini söyledi.

Türkiye'nin kendi sınırında güvenliğini başka bir ülkenin veya Esed'in inisiyatifine bırakmayı düşünmediğine dikkati çeken Yılmaz, ''Rusya, PKK-PYD konusunda güvence veriyorsa da, gelecekte PKK/PYD kartının Esed veya diğer dış aktörler tarafından kullanılmayacağını kimse garanti edemez. Türkiye bunun örneğini Afrin'de gördüğü için Rusya'nın vereceği garantileri kendi güvenlik hassasiyeti açısından yeterli görmüyor.'' ifadelerini kullandı.

Yılmaz, Tel Rifat ve Münbiç bölgelerinde Rus polis gücü kontrol noktaları olmasına rağmen PKK-PYD'nin etkinliğinin devam etmesinin ve saldırılarını sürdürmesinin Türkiye'nin böyle bir riski almamasında etkili olduğuna dikkat çekerek, şunları kaydetti:

''Rusya'nın kendi sınırı olmayan bir bölgede, Rus polis gücü ile Türkiye'nin güvenliğini sağlama garantisi vermesi veya bu olmazsa Esed güçlerinin bölgeye hakim olarak PKK-PYD'yi etkisiz kılacağına dair önerileri, Türkiye'nin Ukrayna'da Donbas'ta Türk polis gücü bulundurma teklifi yapmasına verilecek tepki ile aynı olacaktır. Kaldı ki Türkiye, Suriye meselesine PKK/PYD ölçüsünde baktığı gibi bölgede yaşayan insanların Esed zulmünden kurtulması açısından da bakıyor. Eğer bölge, yeniden Esed güçlerine Türkiye eliyle teslim edilecekse Türkiye'nin bugüne kadar yürüttüğü politikaların da tümüyle çöpe atılması, inandıklarından vazgeçtiği anlamı ortaya çıkar.''

''Türkiye'nin, Fırat'ın doğusuna yönelik politikaları nettir.'' diyen Prof. Dr. Salih Yılmaz sözlerini şöyle tamamladı:

''Rusya veya ABD'nin, Suriye'nin kuzeyinde siyasi kültürel özerklik niyetleri, Esed'e zorla seçim kazandırabilecek bir yapı oluşturulması, muhalifleri azınlık gibi gösteren bir anayasa yazımı kabul edilebilir bir strateji değildir. Türkiye, bölgede Suriye Ulusal Kürt Konseyine dahil gruplarla ilişkisine ve PKK/PYD'siz yerli Kürtlerin de dahil olduğu yapısal düzenlemeleri desteklemeye devam edecektir. Türkiye, kırmızı çizgileri olan terörün siyasileştirilmesi, PKK/PYD'nin kabul edilebilir hale getirilmesi ve Esed'e alan açma önerilerini asla kabul etmez. Türkiye, PKK/PYD kartını ABD, Rusya veya herhangi bir dış aktörün inisiyatifine bırakmaz. Türkiye, önerileri de kendisine yapılmış bir kötü niyetli politika olarak değerlendirecektir.''

Kaynak: