Sedat Dönmez

Sedat Dönmez

Türkiye ve Gelecek Uyumlu Bir İkili midir?

Türkiye ve Gelecek Uyumlu Bir İkili midir?

Burada uzun zamandır pazarlamaya ve iletişime dair bir şeyler yazıyoruz. Bazen ülke gündemi pazarlama konuşmamıza izin vermiyor. Biz de gündemi siyasal bir açıyla değil, iletişim dinamikleriyle değerlendiriyoruz. Bu seferki yazı, Adana'da yitirdiğimiz 12 cana rağmen gündemden bağımsız olacak. Daha doğrusu yazıya geniş bir pencereden bakarsak bugünü de yarını da gündemine alan bir yazı olacak.

Öyle bir ülkede yaşıyoruz ki hiç kimse kendi işini tam olarak yapmıyor. Ama bir başkasının yaptığı işi eleştirmekte üstümüze yok. Hafta sonu maç saatlerinde Twitter'ı açın bakın. Herkes teknik direktör, herkes Merkez Hakem Kurulu üyesi. Tuttuğu takımın teknik direktörünün yaptığı değişikliği eleştiren, oyuncu kötü performans sergilediğinde onu adeta yerin dibine sokanlar nedense kendi yaptığı işe bakmıyor. Halbuki sende iş yerinde muhteşem bir performans göstermiyorsun. En fazla bize verilen görevi ortalama standartlarda yapıyoruz. Hatta ortalama bile yapmayıp, vasatın altında çalışıyoruz. Ama yan masada çalışan arkadaşımızın iş yapış biçimini görmekte hiçbir sakınca görmüyoruz.

Kişisel olarak veya ülke olarak başımıza bir iş geldiğinde suçu hep karşı tarafta arıyoruz. Son zamanlarda özellikle döviz kurunda meydana gelen artış, ekonomik kriz tartışmalarını da beraberinde getirdi. Kamuoyuna göre sorumlu belli: Dış güçler. Çünkü, bizim gelişmemizi engellemek istiyorlar. Evet, biz kendilerini göremesekte dünyada yaşanan gelişmeler kendi çıkarları doğrultusunda yönlendiren gizli bir el var. Ama diğer taraftan bu gerçek, son yıllarda ülke ekonomisini doğru yönetemediğimiz gerçeğini değiştirmiyor.

Daha önce bu satırlarda yazdık. Ülke ekonomisine katkıda bulunmak istiyorsak AR-GE'ye, eğitime, teknolojiye ve bilime daha fazla zaman ayırmamız gerekiyor. Katma değeri yüksek ürünlere her zamankinden daha fazla ihtiyacımız var. Yalnız bu ürün veya hizmetleri geliştirecek insan kaynağına da ciddi yatırımlar yapmamız gerekiyor. Bakın, aralık ayı içerisinde PİSA sonuçları açıklanacak. PİSA, OECD tarafından 65 ülkede, 15 yaşındaki çocuklara fen bilimleri, matematik ve okuma yeterliliği konularında testlere tabi tutuyor ve daha sonra çıkan sonuçları diğer ülkelerle karşılaştırarak genel bir tablo çıkarıyor. Türkiye, son PİSA araştırmasında 65 ülke arasında fen bilimlerinde 43, matematikte 44 ve okuduğunu anlamada 42. sırada. Genel sıralaması ise 45. Bakalım aralıkta açıklanacak sonuçlarda ortaya ne çıkacak?

Ülkemizi daha iyi yerlerde görmek istiyorsak, bu topraklardan dünyayı saracak markalar çıkarmak istiyorsak, önce eğitimden başlamamız gerekiyor. Daha sonra iş yapış biçimimizi gözden geçirmemiz şart. Aynı sektörde iş yapan yabancı ve Türk firmayı karşılaştırdığımızda yabancı şirketin çalışanlarına daha fazla değer verdiğini görüyoruz. Aynı işi yapan kişilerin yabancı firmadaki sosyal hakları ve maaşı daha yüksekken Türk şirketinde daha düşük.

Kısa bir özetle yazıyı toparlarsak daha yaşanılabilir, daha güçlü bir ülke istiyorsak eğitimi baştan aşağı gözden geçirmemiz gerekiyor. İş yapış şeklimizi yenilemeli ve insana daha fazla değer vermeliyiz.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Sedat Dönmez Arşivi
SON YAZILAR