Türkiye’nin Lübnan’da konuşlu BM Geçici Görev Gücü bulundurmasına ilişkin görüşmeler düzenlendi

TBMM Genel Kurulunda Türkiye'nin Lübnan'da konuşlu Birleşmiş Milletler Geçici Görev Gücü bulundurmasına ilişkin görüşmeler düzenlendi.
Türkiye’nin Lübnan’da konuşlu BM Geçici Görev Gücü bulundurmasına ilişkin görüşmeler düzenlendi

TBMM Genel Kurulunda Türkiye'nin Lübnan'da konuşlu Birleşmiş Milletler Geçici Görev Gücü bulundurmasına ilişkin görüşmeler düzenlendi.

AK Parti İstanbul milletvekili Şirin Ünal, Türkiye'nin uluslararası barış gücüne katılmasının Türkiye'nin görünürlüğünün artmasına katkı sağladığını söyleyerek, "Türkiye her zaman olduğu gibi Lübnan'ın istikrarını hedef alan her türlü teşebbüsün karşısında durmaya devam edecektir. Türkiye dost ve kardeş Lübnan halkının birliği ve dirliği ile iç barışına muhafazasına atfettiği önem doğrultusunda katkılarını sürdürecektir" ifadelerini kullandı.

Cumhuriyet Halk Partisi Eskişehir milletvekili Utku Çakırözer, tezkereye ilişkin olarak, "Türkiye'nin Lübnan'da konuşlu BM Geçici Görev Gücüne TSK unsurlarıyla verdiği desteğin uzatılması konusuna geldiğimizde Türkiye bu güce yaptığı katkılarla hem barışı koruma harekatının etkin biçimde icrasında önemli bir işlev üstlenmektedir hem Birleşmiş Milletler sistemi içinde gerek bölgesel ve küresel ölçekte gerekse kapsamlı sivil, asker, iş birliği faaliyetleri vasıtasıyla kendisini göstermektedir. Hem de kardeş Lübnan halkının her kesimi nezdinde görünürlüğünü artırma imkânı elde etmektedir. Yukarıda saydığım gerekçeler nedeniyle bu tezkereye olumlu oy kullanacağız" şeklinde konuştu.

Halkların Demokratik Partisi Adana milletvekili Tülay Hatımoğulları Oruç, şöyle konuştu:

"Elbette bu ülke karşısında ve Orta Doğu'da savaş siyasetinin tamamı karşısında bizler barıştan yanayız ama barışı bizler bugün bu tezkereye "evet" diyerek ve Lübnan'a asker yollayarak sağlayamayız. Bu sadece ve sadece göz boyamadır."

Milliyetçi Hareket Partisi Bursa milletvekili Mustafa Hidayet Vahapoğlu, Lübnan Osmanlı'dan koparıldığı tarihten bugüne kadar sükûnu bulamadığını belirterek, "Bunun yakın sebeplerinin başında İsrail'in, ABD'nin ve Suriye'nin bölgeye yönelik uyguladığı politikalar yer almakta iken, ABD'nin Suriye'nin bölgeye yönelik uyguladığı politikalar yer almaktayken, bu defa İran güdümündeki önemli rol oynamaya başlamıştır. 12 Temmuz-14 Ağustos 2006 tarihleri arasında 33 gün süren Lübnan-İsrail savaşı sonunda Hizbullah'ın artan gücü İran'ı bu ülkede belirleyici güç haline getirmiştir. Başbakan Hariri'nin Suudi Arabistan'da rehin tutulması daha sonra geriye aldığı istifası da konuya farklı boyut kazandırmıştır" diye konuştu.

İYİ Parti Mersin milletvekili Behiç Çelik, bölgenin önemine değinerek, "Bir sorununu çözseniz başka bir sorunla karşılaşırsınız. Hatta bir sorununu çözseniz birkaç sorun daha ortaya çıkar. Orta Doğu, her ne kadar birçok kişi eleştiriyor olsa da gerçekten bir bataklıktır. Orta Doğu bütün bölünmüşlüğünün içerisinde, özellikle 1916 yılında, Osmanlı ordusunun, Osmanlı egemenliğinin sona ermesinden ve Osmanlı ordusunun bölgeden çekilmesinden sonra hiçbir zaman neredeyse barış yüzü görmemiştir, diyebiliriz. Çünkü Osmanlı İmparatorluğu'nun bölgeden çekilmesi, bölgede sömürge rejimlerinin ortaya çıkmasına ve belli bir süre sonra da cetvelle çizilen yapay devletlerin oluşmasına yol açmıştır. Ama Batı, bölgenin yer altı kaynakları, bölgedeki etnik yapılar, inanç yapıları üzerinden hep bir çatışma ortamı düşünerek, bölgeyi bu eksende bölerek ortaya işin içinden çıkılmaz bir durum oluşturmuştur" ifadelerini kullandı. (AUÖ-DK-Y)

İHA