Türkiye'nin önü açıldı

15 Temmuz darbe girişimin ardından Başkomutanının emri ile sokaklara dökülürken ve 27 gün boyunca meydanları boş bırakmayan gençler vatan sevgisi ve milli iradesinin korunması konusunda tam not aldı. 15 Temmuz ve sonrasında yaşananları AK Parti Meram Gençlik Kolları Başkanı İsmail Özdemir ile konuştuk.

15 Temmuz darbe girişiminin Türk milletinin feraseti ve özverisi ile bertaraf edildiğini söyleyen AK Parti Meram Gençlik Kolları Başkanı İsmail Özdemir “TSK içinde gayri meşru bir şekilde yapılanmış. Devletin menfaatlerine karşı çalışan bir darbe kalkışması ile karşı karşıya kaldık ancak milletimizin iradesiyle bu işin üstesinden gelip, 27 gün süren milli irade mitingleriyle meydanlarda olduk.  İnşallah yeni Türkiye yolunda bunlar hep bir vesile olacak ve ülkemizin önü açılacaktır.” dedi.

Bu yaşananlardan sonra Türkiye’nin önü açıldı diyebilir miyiz?

Milli bir TSK, adaletli bir yargı ve devletimizin tüm kademelerinin milli bir yapıya kavuşması önümüzdeki süreçte ülkemizin önünü açacaktır. Yeni Türkiye yolunda daha sağlam ilerleyebileceğiz. Bu işi de her ne kadar şer gibi görsek de bir hayırla karşılaşmış olduk. Böyle topyekûn bir temizlik ancak böyle olağanüstü bir hal durumunda yapılabilirdi. Bu yaşananları da hayra yormak gerekiyor. Yeni Türkiye’nin ilk ayal seslerini de bu yaşananlar ile duymuş olduk.

Demokrasi nöbetlerinde siz de meydanlardaydınız. Bize gördüklerinizi ve şahit olduklarınızı aktarır mısınız?

Tabi biz bunlara demokrasi nöbeti olduğu kadar milli mücadele nöbeti de diyoruz. Çünkü halk kendi iradesine, kendi seçtiği Cumhurbaşkanına, Başbakanına, bilhassa devletine sahip çıktı. Bu bizim ülke olarak uzun zamandır görmediğimiz bir olaydı. Bu vesile ile mensubu olduğumuz Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığımız ile bir kez daha gurur duyduk. Türkiye değerleri olan ve iradesine sahip çıkan bir millet olduğunu tüm dünyaya göstermiş oldu. Buna esasında bir halk devrimi diyebiliriz. Asıl darbeyi devlet TSK’ya karşı yaptı. Milletimizin birliğini beraberliğini kardeşliğini bir kez daha görmüş olduk.  Her kesimden insanlar Cumhurbaşkanımızın da ifade ettiği tek vatan, tek devlet, tek millet hedefi çevresinde birleşti. Bu nöbetlerle Türkiye’nin tek yumruk olduğunu tüm dünyaya göstermiş olduk.

Yeni Kapıda oluşan birlik beraberlik görüntüleri için neler söylersiniz?

Bunlar özlediğimiz, görmek istediğimiz görüntülerdi. Sürecin başından beri Cumhurbaşkanımızın, Hükümetimizin yanında olan Devlet Bahçeli’ye ve tüm MHP teşkilatlarına teşekkür etmek gerekiyor. Olması gerekeni, yakışanı yaptılar. Olayın başından beri süreç bize gösterdi ki bu hükümete karşı yapılmış bir darbe girişimi değildi. Türk Siyasetine ve Türkiye’nin geleceğine yapılmış bir darbe girişimiydi. Bunun en büyük kanıtı da TBMM’nin bombalanmasıydı.

Yenikapı mitinginin nasıl okunması gerekiyor?

Yenikapı mitingi katılım sayısı olarak sadece Türkiye’de değil, dünya üzerinde benzeri olmayan bir mitingdi. 5 milyondan fazla insanın bir araya gelip tek ses tek nefes olması ülkemiz için de ayrı bir gurur vesilesidir. Bu süreç bize farklılıklarımızın bizi birleştirmesi gerektiğini gösterdi. Farklılıklarımız bizim en büyük zenginliğimizdir. Türkiye 15 Temmuz darbe kalkışmasının ardından üzerine kolayca karanlık oyunların oynanabilecek bir ülke olmadığını gösterdi. Bu konuda bizim ülke olarak en büyük referansımız geçmişimizdir. Dünyada yedi asır boyunca hükmetmiş bir ecdadın kanını taşıyoruz.

Olaylara karşı gençliğin verdiği tepkiyi ve reaksiyonu nasıl değerlendiriyorsunuz?

Daha önce yaşananlar gençlik olarak bizlere anlatılırdı ancak bizler bunları daha önce hiç yaşamamıştık. Dolayısıyla da olayları kavrama noktasında bazı eksikliklerimiz vardı. 15 Temmuz ile birlikte darbenin ne demek olduğunu yaşayıp görmüş olduk. Yaşananlar karşısında sadece gençlik değil genci yaşlısı, erkeği, kadını ile topyekûn bir mücadele verildi. Gençlik de üzerine düşeni yapmaya çalıştı.

Avrupa ve dünya medyasının 15 Temmuz darbe girişimi karşısındaki tepkisini nasıl değerlendiriyorsunuz?

Bu işin başında olanlar, bu işi yönlendirenler, FETÖ’yü de bir kukla gibi kullananların Batı olduğunu Cumhurbaşkanımız da defalarca vurguladı. İncirlik Hava Üssünde yaşananlar, Gülen’in iadesi noktasında yaşanan bir takım zorluklar, bunların en büyük kanıtıdır. Batı Medyası da 5 milyondan fazla insanın bir araya geldiği Yenikapı mitingine on binler, yüzbinler olarak lanse edildi. Bu işi planlayanlar ve yönlendirenler Batı’nın kendisidir. Türkiye bölgesinde güçlü ve hedefleri olan bir ülke olduğundan her zaman hedef konumunda bulunuyor. Batı son kozunu da bu olaylarda kullandı ve başarısız oldu.

Türk halkının darbe kalkışmasının ilk anlarından itibaren tepkisini nasıl değerlendiriyorsunuz?

Türk halkı 15 Temmuz gecesi ikinci bir Kurtuluş Savaşı verdi. Silahlara kendini siper eden, tankın önüne yatan vatandaşlarımızda Seyit onbaşıları gördük. Meydanlarda sabahlara kadar nöbet tutan teyzelerimizde Nene Hatun’u gördük. Millet yalnızca bir zaman dilimi olarak değişim geçirmiş, ruhen hiçbir özelliğini kaybetmemiş durumda bulunuyor. Bunu da 100 sene sonra tekrar yaşamış olduk. Geriye dönüp baktığımızda milletimiz yaşantı olarak pek çok şey kaybetmiş olabilir ancak bu millet istediği zaman fabrika ayarlarına dönebiliyor.

İSMAİL KOÇ / YENİ HABER GAZETESİ