"Türkiye'ye ayar verilmesine tahammül edemeyiz"

"Türkiye'ye ayar verilmesine tahammül edemeyiz"

Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, 14 Aralık’ta yapılan operasyonlarla ilgili dış dünyadan gelen eleştirilere sert cevap vererek, “Hiç kimsenin Türkiye’deki herhangi bir soruşturmayı bahane ederek Türkiye’ye ayar vermesine hiçbir şekilde tahammül edemeyiz” dedi.

KON TV Ankara stüdyolarının açılış törenine katılan Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını cevaplandırdı. 14 Aralık operasyonlarıyla ilgili dış dünyadan tepkilerin geldiği ve Türkiye’nin AB üyeliğinin durdurulması yönündeki iddiaların sorulması üzerine Kurtulmuş, bütün bunların aportta bekleyip ‘Türkiye’ye karşı bir şey olsun da bizde burada tavrımızı gösterelim’ diyen bir takım çevrelerin olabileceğini kaydetti. Türkiye’nin AB sürecinin, Türkiye’nin AB’ye samimi yaklaşıklarının bunların hepsinin bir tarafa bırakılması gerektiği ve bu vesile veya bir başka vesileyle herhangi bir ülkeden Türkiye’deki siyasi süreçlerle ilgili bir takım açıklamaların gelebileceğini dile getiren Kurtulmuş, “Hiç kimse kusura bakmasın, Türkiye’nin kendi iç meseleleri hiçbir şekilde dışarıdan gelebilecek demeçlerle, dışarıdan ortaya konulacak bir takım tavsiyelerle, hatta zaman zaman diplomatik lisanı aşarak bir takım uyarı mahiyetinde oluşan demeçlerle Türkiye kendisini, kendi hukuki yapısını, kendi siyaset sistemini, kendi iç işleyişini yönlendirmez. Dolayısıyla bunların hepsini ilgiyle, dikkatle takip ederiz. Ama sonuçta Türkiye hukuk devleti prensipleri içerisinde kendi işlerini kendisi görür. Hiç kimsenin Türkiye’nin içişlerine müdahale etmesine bu anlamda müsaade etmez” dedi.

“BU GAZETECİLİK YA DA MEDYA MENSUBU OLMAK DOLAYISIYLA ORTAYA ÇIKAN BİR İDDİA DEĞİLDİR”

Kurtulmuş, devam etmekte olan bir sürecin olduğunu ve bu sürecin asla bir siyasi süreç olmadığının altını çizdi. Bu sürecin hukuki bir süreç olduğunu söyleyen Kurtulmuş, konuşmasına şöyle devam etti:

“İnanın ki bizlerde aynen Türkiye’de bütün kamuoyu gibi, medya gibi sürecin başlangıcını pazar günü öğrenmiş olduk. Niçin başladı, hangi iddialar vardır, hangi sorular sorulur bunları biz hükümet tarafı olarak bilmeyiz, siyaset olarak bilmeyiz. Devam eden hukuki süreçleri de hep beraber izleyeceğiz. Sonucu nasıl ortaya çıkar bunu hep beraber göreceğiz. İkincisi, bu herhangi bir gazetecilik faaliyeti dolayısıyla ya da bir medya mensubu olmak dolayısıyla ortaya çıkan iddialar değildir. İddia diyorum bunun da altını çiziyorum. Henüz iddia olduğunu bildiğimiz bir takım yaklaşımlar var. Dolayısıyla burada bir kişinin kendisine ve kendi yayınevinin çevresine karşı yapılmış olan kanuni işler dolayısıyla yapmış olduğu bir şikayet var. Bu şikayetten yola çıkılarak yapılmış olan bir soruşturma var. Bu soruşturma devam ediyor. Bu hukuki bir süreç, bir şikayet üzerine somut bir kişinin somut şikayeti üzerine devam eden ve bu süreç bağlamında ismi geçen kişilerin bir kısmında medya mensubu oldukları bir geniş soruşturmayla karşı karşıyayız. Yoksa medya mensubu olan arkadaşlarımız, medya mensupluğu dolayısıyla ortaya koyduğu faaliyetler dolayısıyla sorguya çekiliyor diyor. Bunu birbirinden ayırt etmek lazım. Bir başka hukuki gerekçe ile sorguya alınıyorlar. Sorgudan sonra ne olacak, işte görüyorsunuz bazı arkadaşlar gözaltına alındılar ve serbest kaldılar. Ama bunun sanki basına karşı bir müdahaleymiş gibi gösterilmesi fevkalade büyük bir haksızlıktır. Uluslararası camianın da bunu bu şekilde görmesinde büyük fayda var. Evet, böyle brifing verilmiş kendilerine, böyle bilgilendirilmişler. Öyle görülüyor ki daha Türkiye kamuoyu bundan haberdar olmadan uluslararası camiadan verilen demeçlerin önceden bildirildikleri ya da eş zamanlı bir şekilde bildirildikleri anlamı çok net bir şekilde ortaya çıkıyor.”

“TÜRKİYE’YE AYAR VERİLMESİNE HİÇBİR ŞEKİLDE TAHAMMÜL EDEMEYİZ”

Medyaya karşı yürütülen bir operasyonun olmadığına dikkat çeken Kurtulmuş, bir kumpas iddiası üzerine yürütülen operasyonun içinde medya mensuplarının da bulunduğu bir operasyon söz konusu olduğunu dile getirdi. Hiçbir meslek mensubunun kendi mesleki mensubiyeti dolayısıyla hukuki soruşturma süreçlerinden muaf olmadığını kaydeden Kurtulmuş, “Herkesin bu anlamda devam sürecinin hukuki boyutuna saygı göstererek, sürecin nasıl gelişeceğine bakması gerekir. Bizde siyasetçiler olarak asla süreçlerde kendimize ne avukat görevi, ne savcı görevi, ne de yargıç görevi çıkarmayız. Türkiye’de yasamanın, yürütmenin, yargının bağımsızlığı ilkesi prensibi çerçevesinde süreçleri bizde takip ederiz ama bütün bunların hepsinin üstünde şunu bir kez daha teyiden söylemek isterim. Hiç kimsenin Türkiye’deki herhangi bir soruşturmayı bahane ederek Türkiye’ye ayar vermesine hiçbir şekilde tahammül edemeyiz. Şuanda dünyanın bir çok yerinde olaylar oluyor. Diyelim, ABD’de olaylar oluyor. ABD’nin birçok yerinde polisin aşırı şiddet kullanımına karşı olaylar oluyor. Evet, herkes bu konuyla ilgili görüşlerini ortaya kokuyor ama kalkıpta hiç kimse ABD’nin içişlerine karışarak burada devam eden ortadaki olaylara da taraf olmuyor. Türkiye’deki bu soruşturma dolayısıyla taraf olmamasını tavsiye ederiz. Türkiye’ye ayar vermemesini tavsiye ederiz. Sonuçta Türkiye bu ve benzeri birçok süreci geride bırakmış ve Allah’a çok şükür demokratik olgunluğunu fevkalade ciddi bir şekilde geliştirmiş olan bir ülkedir. Kusura bakmasınlar, Türkiye’yi tenkit edenlerin birçoğundan çok daha ileri demokratik standartlara sahip olduğumuzu da gönül huzuru içerisinde ifade edebilirim” şeklinde konuştu.
Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, gazetecilere yaptığı açıklamaların ardından KON TV Ankara stüdyolarının açılışını gerçekleştirdi.