Fatma Betül Felhan

Fatma Betül Felhan

UCUBE PAZARLARDA SATILIK DİN!

UCUBE PAZARLARDA SATILIK DİN!

Din nedir? İslam dini nedir? Bu soruları soruyorum çünkü en çok bu alanlar istismar ediliyor. Kur’an ve Sünnette anlatılan ile bizim yaşadığımız veya bize satılmak istenen din neden bu kadar ayrı? Satılmak istenen dedim çünkü Allah-u Teâla’nın bize anlattığı, yaşamımızı istediği din bu değil. Satılmak istenen kokuşmuş, cani bir din. Masum insanları öldürmeyi cihat kabul eden fakat zalimleri bırakıp stratejik dost olduğumuz, çocuk öldüren kadını bir çöp kadar değersiz addeden bir inanç.

Bu bahsedilen sapıklık ne yazık ki İslam olarak anılıyor. Eğer bu İslam ise ben Müslüman değilim, kabul etmiyorum bunu. Vicdanı tutulmuş, katledici bir din nasıl İslam olabilir? Eğer bu İslam ise Kur’an ve Sünnette neden bu caniliği göremiyoruz?  Bir yandan İslam için adam öldüren katiller diğer tarafta İslam’ın içini boşaltan ılımlı İslamcılar…

İslam dini garip geldi garip gidecek sözü ne de doğru. Ama İslam dini hiç bu kadar garipleşmedi herhalde! Hazreti Peygamber’in, büyük İslam âlimlerinin rüyalara girdiği, insanları aldattığı bir din düşünün. Hem de kendi ideolojisi için Peygamberi hatta Allah’ı kullanmaktan çekinmiyor. Allah adına bir şeyler yapıldığı söylenip rant elde ediliyor. Kendi garip, köhne görüşünü pazarlamak için İslam sancağı arkasına saklanmaktan çekinmiyor. Bu daha önceleri tarikat adı altında yapılırken şimdi sözüm ona modern cemaatler(!), farklı kalıplar içerisinde aynı bozuk işlemini yapıyor. Tarikatlar korku temasını kullanırken modern cemaatler sevgi temasını kullanarak aynı sisteme köle yetiştiriyorlar. Biri Tanrı’yı -Tanrı diyorum çünkü benim Allah’ım haşa bunların bahsettiği olamaz- acımasız gösterirken diğeri Polyanna havalarında gösteriyor. Bizim ümmetin sıkıntısı burada işte ya ifratta dolaşıyoruz ya da tefritte. Bir itidal yol bulup yürüyemedik. Ya dini abartılı hale getirip sadece bazı zümrelerin yaşayacağı hale getirdik ya da tam tersini yapıp batıl dinlerle yan yana getirip saçma diyaloglara girmeye çalıştık. Bunlar hep izansızlıktan hep sınır tanımazlıktan. Hâlbuki Hazreti Peygamber şüpheli alanda dolaşmamamızı emretmemiş miydi? Neden şuan biz şüpheli alanı din olarak algılıyoruz. Hep bu alanda dolanıp esas durmamız gereken alana sırtımızı dönüyoruz. Bu daha mı kolayımıza geliyor yoksa böyle olmasını istedikleri için mi bu durumdayız?

Oturup bu duruma seyirci kalamayız. Seyirci kalmak demek içten içe bu durumu destekliyorum demek değil midir? Biz elimizden geleni yapıp takdiri Allah’a bırakalım. Ama oturmayalım ve kıyama kalkalım artık. Vesselam… 

Önceki ve Sonraki Yazılar
Fatma Betül Felhan Arşivi
SON YAZILAR