Uykusuz kalmak hastalık habercisi!

Uykusuz kalmanın pek çok hastalığı tetiklediğini belirten Prof. Dr. Yavuz Selvi, ”Uykusuzluk sonucu vücudun doğal ritmi bozulur. Gerginlik, tedirginlik, huzursuzluk meydana gelir. Ayrıca uykusuzluk vücutta travma etkisi oluşturur. Baş ağrısı, hipertansiyon, hızlı gelişen kalp damar hastalıklarına sebep olabilir” dedi
Uykusuz kalmak hastalık habercisi!

Uykusuz kalmanın pek çok hastalığı tetiklediğini belirten Prof. Dr. Yavuz Selvi, ”Uykusuzluk sonucu vücudun doğal ritmi bozulur. Gerginlik, tedirginlik, huzursuzluk meydana gelir. Ayrıca uykusuzluk vücutta travma etkisi oluşturur. Baş ağrısı, hipertansiyon, hızlı gelişen kalp damar hastalıklarına sebep olabilir” ifadelerini kullandı

uykusuz-kalmak-2.jpg

Kaliteli bir yaşantı için düzenli uykuya dikkat etmek gerektiğini belirten Prof. Dr. Yavuz Selvi, uykusuz kalmanın birçok hastalığı tetikleyebileceğini belirtti. Uykusuzluk sonucu vücudun doğal ritminin bozulacağına dikkat çeken Selvi, “Uykusuzluk sonucu vücudun doğal ritmi bozulur. Gerginlik, tedirginlik, huzursuzluk meydana gelir. Ayrıca uykusuzluk vücutta travma etkisi oluşturur. Kalp ritmi değişir, damarlarda gerginlik artışı olur, kaslarda kasılma meydana gelir, Kan şekeri düzensizlikleri ve hipertansiyon nedeniyle pek çok organ ve sistemde arızalar ortaya çıkar. Bunlar arasında baş ağrısı, hipertansiyon, hızlı gelişen kalp damar hastalıkları da vardır. Uykusuzluk pek çok hastalığı adeta tetikler ve bu hastalıkların ortaya çıkmasına neden olur” şeklinde konuştu.

DALGIN VE DİKKATSİZ OLABİLİRSİNİZ

Uykusuz kalan insanların ertesin gün dalgın ve dikkatsiz olabileceğini dile getiren Prof. Dr. Yavuz Selvi, “Uykusuzluk fiziksel ve psikolojik pek çok hastalığa yol açabilir. Yaygın vücut ağrıları, kan şekerinde düzensizlikler, tansiyon düzensizlikleri, yorgunluk, halsizlik, gerginlik, tedirginlik, dikkat eksikliği, küçük ve basit hatalar, ev, iş ve trafik kazaları uykusuzluk ve buna bağlı gün içinde uykulu olma hali nedeni ile oluşur. Uykusuz kalan insanlar ertesi gün uykulu, dalgın, dikkatsiz ve huzursuz olurlar. Olayları anlama ve yorum yapma, muhakeme etme becerilerinde düşme olur” şeklinde konuştu.

‘YAŞ İLERLEDİKÇE UYKU BÖLÜNMESİ ARTAR’

Demografik etkenlerin de uykuyu etkileyebildiğini belirten Selvi,  Yaş, cinsiyet, kilo, gün içinde yapılan iş, genel sağlık durumu, stres uykuyu en çok etkileyen durumlar arasındadır. Yaş ilerledikçe gece uyku bölünmeleri artar. Kilo arttıkça uyku kalitesi düşebilir. Yoğun stres derin uykuyu engelleyerek gece boyunca yüzeysel bir uykuya neden olur. Uyku süresinin kısalması, uykuya dalma güçlüğü, gece sık sık uyanmak, uykuyu sürdürememek de bir hastalık belirtisi olabilir. Özellikle duygudurum bozukluklarından hemen önce uyku bozulur. Adeta bir takım hastalıkların habercisi gibidir. Uykunun 6 saatten az ve 9 saatten fazla olması durumunda genel bir sağlık taraması yapılmalıdır” ifadelerini kullandı.

KALİTELİ UYKU İÇİN DÜZEN ÖNEMLİ

Kaliteli bir uyku için uyku hijyeni kurallarına tam olarak uymak gerektiğini söyleyen Prof. Dr. Yavuz Selvi, “Yatak odanız loş ya da karanlık, sessiz ve uygun sıcaklıkta olmalıdır. Gürültülü, gereğinden fazla sıcak ya da soğuk, çok aydınlatılmış odalar uykuya dalmayı güçleştirebilir, erken uyanmaya neden olabilir ya da kalitesiz bir uykuya zemin oluşturur. Her gün aynı saatte yatmaya ve aynı saatte kalkmaya gayret edin. Sosyal yaşam nedeniyle geç saatlere kadar uyanık kalmak ya da hafta sonları çok geç kalkmak biyolojik ritimde dengesizliklere neden olabilir. Çoğu kişi için uyku ritmini kaçırmak sonraki gündüz ve geceler için de sorun olacaktır. Uykunuz gelmeden yatağa girmeyin. Bir başka deyişle yatağınıza geçmeden önce uykunuzun gelmesini bekleyin. Pek çok insan için uyku gelmeden önce yatağa gitmek ve uykuyu beklemek huzursuzluk oluşturacaktır. Bununla birlikte yatağa gittiğinizde uykunuzun geldiğini biliyorsanız saati gelince yatağınıza gidiniz. Yatağınızı uyumak için kullanın. Akıllı telefonlarla, sosyal ağlarla yatakta vakit geçirmek, TV seyretmek, bilgisayar meşguliyetleri uykuya geçişinizi geciktirerek kalitesiz bir uykuya neden olabilir” dedi.

UYKU ÖNCESİNE DİKKAT

Uyku öncesi yapılan aktivitelerin de uykuyu etkilediğini dile getiren Selvi, “Akşam saatlerinde demli çay veya kahve içmek uykuya geçişi zorlaştırabilir. Uyku öncesinde ağır egzersiz yapılmamalıdır. Hafif bir müzik dinlemek ya da ılık bir süt içmek uykuya geçiş öncesi bir rahatlama sağlayabilir. Gündüz uzun sürelerle uyumak gece uykusunu kaçırabilir. Bu nedenle gündüz uyumamaya gayret edin. Yattıktan sonra uykunuz gelmediyse veya zihninizi meşgul eden düşüncelerden dolayı uyuyamıyorsanız kendinizi daha fazla yormayın. Yataktan kalkın, kitap okuyun ve tekrar uykunuzun gelmesini bekleyin. Uykunuz için doktorunuzun tavsiyesi olmadan veya düzensiz bir biçimde ilaç kullanmayın. Doktor tavsiyesi ile ilaç alıyorsanız zamanını geciktirmemeye dikkat edin. Sabah kalktığınızda bir süre güneş ışığına çıkmayı alışkanlık hâline getirin. Parlak güneş ışığı tam olarak uyanmanızı sağlayacak ve gündüz uykulu olma hâlinin önüne geçecektir” ifadelerini kullandı.

HÜSEYİN KOYUNCUOĞLU/ YENİ HABER GAZETESİ