Esra Akyol

Esra Akyol

YA ÇIKARSA

YA ÇIKARSA

Her yıl olduğu gibi bu yıl da, toplumun önemli bir kesimi tarafından bir Hristiyan bayramı olan Noel'in ya da yılbaşının kutlandığını görüyoruz maalesef. Televizyondaki her reklamda yılbaşı hediyeleri için indirimler, noel babanın bacadan inip çocuklara hediyeler getirdiği görüntüler Müslüman bir toplumun nasıl da zehirlenmeye çalışıldığını gösteriyor. Çocuklarımızı bu yılbaşı belasından korumak, o tertemiz zihinlerine bizim böyle bir bayramımız olmadığını yerleştirmek, anlatmak gerekiyor. Hele ki Suriye’de oluk oluk Müslüman kanı döküldüğü böyle bir dönemde ülkemizde yılbaşının kutlanması Müslümanların üzüntüsünü daha da artırıyor.

Burada Üstad Necip Fazıl’ın, “ 7 Hristiyan bir danaya girmedikçe çam ağacı süslemem” sözünü aklımıza getirelim. Yılbaşını kutlayanlara sormak lazım, acaba Kurban Bayramı’nı ya da Ramazan Bayramı’nı kutlayan bir Hristiyan gördüler mi? Göremezler. Çünkü kendi dinlerini her fırsatta Müslümanlara empoze etmeye çalışan Hristiyanlar asla Müslümanın bayramını kutlamazlar. Yılbaşını kutlayanların kendilerine göre savunmaları, ‘noel onların bayramı biz yılbaşını kutluyoruz’ ya da ‘yeni bir yıl başlıyor onun için seviniyoruz’ gibi kendilerini kandırma cümleleri oluyor.

Hristiyanlar 25 Aralık’ı Hz. İsa’nın doğumu olarak kutluyorlar. Noel kutlamaları bu tarihte başlıyor. Çam ağacı süslemeleri, noel partileri, noel babanın bacadan inip çocuklara hediyeler getirmesi 1 Ocak’a kadar devam ediyor. Yani ‘biz noeli kutlamıyoruz yılbaşını kutluyoruz’ diyenler biraz araştırsa yılbaşının da noelin devamı olduğunu görecekler. Hz. İsa’nın doğumunun 24 Aralık olduğu kesin olmadığı gibi,  Noel Baba diye bir şeyin sonradan uydurulduğunu da biliyoruz.

Her yıl yılbaşı yaklaştığında hocalara “yılbaşı kutlamak günah mı?” diye soran bununla ilgili ayet ya da hadis var mı diyenlere şu Hadis-i Şerif cevap veriyor: “Kim bir kavme benzemeye çalışırsa o, onlardandır”  Peygamberimiz döneminde noel diye bir şey olmadığı için direkt bu konuyu açıklayan bir ayet ya da hadis yok ama bu hadis-i şerif gerekli cevabı veriyor bizlere.

Dinimizde israf haramdır. Ancak yılbaşı kutlamaları toplumu tamamen israfa yönlendiriyor. O gece için şimdiden mağazaların vitrinleri süslendi, evlerde çam ağaçları hazırlandı. O gece için özel alışverişler yapılacak, alkol tüketimi artacak. Sokak partilerinde alkolün de etkisiyle kavgalar çıkacak, taciz olayları yaşanacak. Her yıl yaşanan iğrenç görüntüler tekrarlanacak. Müslümanların beyinlerini esir alan, dinden uzaklaştıran, Müslümanları başka bir kavme benzeten o Hristiyan bayramı yine esir alacak milleti.

Bir de yılbaşı gecesini süsleyen, tüyü bitmemiş yetimin bile hakkı olan her yıl katlandıkça katlanan milli piyango ikramiyesi var. Haramın millileştirilmiş hali. Haram haramı doğuruyor işte. Çalışmadan, emek vermeden bir gecede trilyoner olmayı hayal edenler çoktan yılbaşı biletlerini aldı da ya çıkarsa diye hayaller kurmaya başladı bile. Bu yıl büyük ikramiye 60 milyon liraymış. Bu zamana kadar kazanana pek hayır getirmeyen yılbaşı ikramiyesi, çoğunlukla gece hayatında, gezmede tozmada etrafta çoğalan akraba- eş dostla bitiyor. Millete boş hayaller kurduran, çalışmadan kazanmayı özendiren Milli piyango özelleşti ama bu yeterli değil, tamamen kaldırılmalı bence. Zaten bu zamana kadar kazananlara baktığımızda pek yüzü gülen olmamış, hiçbirinin eski huzuru kalmamış. Geçenlerde eski milli piyango talihlilerinden bir tanesi röportaj vermiş bir gazeteye. Kazandığı büyük ikramiyeyi gece hayatında arkadaşlarıyla yemiş. Hiç bereketi olmuyor, nasıl bittiğini anlamıyorsun diyor. Hiçbir şeyi kalmamış yine bir emekli maaşına kalmış. Hayatta güvendiğim tek kazancım emekli maaşım diyor.

 Kemal Sunal’ın Talih Kuşu filminde de çok güzel anlatılıyordu. Piyangonun Osman Abalı’ya  çıktığını sanan ailesi, akrabaları, çevresi bir anda değişiyor. Hiç parası yokken evi, arabası, şirketi her şeyi oluyor.  Ama piyangonun ona çıkmadığını öğrenince çevresinde kimse kalmıyor. Böyle bir para insana nasıl huzur getirebilir.

Bizim paylaşmayı, fertler arasında eşitliği öğreten Kurban Bayramı’mız var. Büyüklere saygıyı, akrabayı ziyeret etmeyi, açın halinden anlamayı öğreten Ramazan Bayramı’mız var. Böyle güzel bayramlarımız varken Hristiyan geleneğini kutlamayalım, çevremizde kutlayanlar varsa onlara neden kutlamamamız gerektiğini anlatalım.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Esra Akyol Arşivi
SON YAZILAR