Hakan Çandır

Hakan Çandır

"YÂ EYYÜHELLEZİNE ÂMENÛ; SÂLLÛ ALEYHİ..."

"YÂ EYYÜHELLEZİNE ÂMENÛ; SÂLLÛ ALEYHİ..."

Seni yaşıyorduk Yâ Râsulallah;

Seni anıyorduk;

Senin ordularının şanına ulaşmaya çalışıyorduk;

ÜMMETİN SON KALESİ OLAN TÜRKİYE'DE...

1-155.jpg

Her ne kadar senin gibi acılar, sancılar ve zorluklar çekmesek de, tarihte görülmemiş bir vakıayla karşı karşıyaydık.

Bu defa içimizden çıktı ASRIN EBREHESİ ve koynumuzda sinsice ve kalleşçe büyüttüğü FİLLERİYLE geldi.

MİLLETİN ÇOCUKLARININ HAKLARINI GASP EDEREK KURDUĞU ORDUSUYLA saldırdı; sinemizden kopardığı kendi çocuklarımızla yürüdü üzerimize.

2-039.jpg

Babayı oğulla, anayı kızıyla karşı karşıya getirdi ve düşman etti birbirlerine; birbirlerinden habersiz!

Tarih yazmamıştı henüz bunun gibisini ve ilk bizler şahit oluyorduk bu derece MEL'UN bir vakaya.

Beklenen gün için, münafıklığın pek muteber olduğu, haramın helalleştiği, her türlü kalleşliğin mubahlaştığı ucube bir yapıydı içimizde çöreklenen.

Ve beklenen o gün geldi!

Himmet himmet büyüttükleri kinleri, Müslüman Türk Milletinin bağrını deldi...

İHANETİN KÖR DÜĞÜM OLMUŞ İLİŞKİLERİ, KANATIR OLDU YÜREKLERİ.

HABİS BİR UR GİBİ SARDI DÖRT BİR YANIMIZI;

ASRIN KÂBUSU KAÇIRDI UYKULARIMIZI;

 

Bir Millet küllerinden doğuyordu adeta.

Siper ediyordu iman dolu göğsünü;

Müslüman görünümlü DECCALA...

Şehit düşüyorduk;

Sıksan şüheda fışkıracak olan bu bereketli toprağa...

Ve biz de beklemeye başlamıştık artık; HAK ile BÂTIL'IN AYRIŞACAĞI GÜNÜ.

O BÜYÜK HESAP GÜNÜNÜ...

"İman etmeyenlere de ki: "Elinizden ne geliyorsa yapın; biz de yapacağız."

Bekleyin/Gözetleyin bakalım! Gelecek olan akıbeti.

Şüphesiz ki biz de bekliyoruz!" HÛD SURESİ

******

De ki: "O RAHMÂN'DIR

Bizler O'na İMAN ettik.

Ve O'na GÜVENDİK/TEVEKKÜL ettik.

Kimin DALALETTE olduğunu

(apaçık yanlış düşünce ve yaşam biçimi içinde olduğunu)

Çok yakında elbette bileceksiniz..." MÜLK Suresi

Hamzalarımız vardı Yâ Râsulallah; yiğitçe tankların namlusuna göğsünü dayayan.

Ebubekirlerimiz vardı; Reisinin yanında sadakatle duran.

Ömer, Ali, Osmanlarımız vardı; sinelerini bu Millete siper eden.

DAMPERLİ KAMYONLARA ALPLERİNİ DOLDURUP CEPHEYE KOŞAN YİĞİT ANALARIMIZ vardı.

Babası Ebrehe'nin ordusuna katılmış Ebu Ubeydelerimiz.

ŞEREFİ DEVELERİNİN SIRTINDA olan Ebu Sufyanlarımız da vardı; mal mülk sevdası ağır basan MODERN SUFYANLARIMIZ.

Kaab Bin Mâliklerimiz vardı Yâ Râsullah;

Savaşa katılmayıp sonra pişmanlık duyan ve haklarında nazil olacak ayeti beklemeden cihada koşan Kaab Bin Mâliklerimiz...

Ahh Yâ Râsulallah, ah!

Darbenin ilk anlarında tereddüt gösteren aklı karışıklar da vardı şüphesiz;

Alaya alarak "BU BİR TİYATRODUR" diyenler de.

"O savaşa katılmayanlar, kardeşleri için "Eğer bize uysalardı, öldürülmezlerdi" diyenlerden tut da,

"Yâ Musa, onlar orada oldukları müddetçe biz oraya ebeden girmeyeceğiz...

Git, sen ve Rabbin; ikiniz savaşın! İşte burada oturucularız."  diyenlerde vardı.

De ki: "Dediğiniz doğru ise ölümü uzak kılın başınızdan bakalım!" 

"Nerede olursanız olun ölüm size ulaşır. Sağlam ve yüksek kalelerde bulunsanız bile..." ayetleriyle bunların ahvallerini bizlere sen bildirdin Yâ Râsulallah.

Lafa gelince bol keseden atıp, mangalda kül bırakmayanlar, daha ortada savaş bile yokken, sadece meydanlara çıkmaya bile TEREDDÜT edenler vardı.

Oysaki bu bir SINAMAYDI şüphesiz!

Hiç tereddüt etmeden, yüzyıllar sonra tekrar DİRİLİŞ MUŞTULARININ yayıldığı, DAR'ÛL İSLAM olan bu VATAN TOPRAKLARINI SAVUNMAYA KOŞAN MÜCAHİTLER de vardı.

Ömrü hayatında, doğru dürüst kulluk yapamamış, lakin haberi alır almaz meydanlara koşan, tankların altına yatan, üstüne çıkan ve olanca cürümünü sırtlayıp gelen YİĞİT CENGÂVERLER de vardı.

Bizler, ÖLMEDEN SALÂSI VERİLEN BİR MİLLETTİK Yâ Râsulallah.

Yurdun dört bir yanında Salâlarını okutan ve şehit olmaya hazır Pusatlar ve Alplerimiz vardı.

Binlerce Bilal-i Habeşimiz vardı ve

ARŞ'IN DİREKLERİ, ARZ'IN SÜNGÜLERİ olan minarelerimizden Salâlar okudular;

Ümmete çağrılar yaptılar.

HAYKIRDILAR HEP BİRLİKTE SENİN İSMİNİN YÜCELİĞİNİ VE İLAN ETTİLER MUTLAK HÂKİMİYETİNİ.

TESBİHLERİNİ VE ZİKİRLERİNİ HAKİKİ MANADA İFA ETTİLER...

Baba oğul, cephenin en ön saflarında kurşunlara kafa atan,

ŞEHİT ABDULLAH TAYYİPLERİMİZ vardı; Yâ Râsullah.

CENNETİN EN TAYYİP YERLERİNE HİCRET EDEN YİĞİTLERİMİZ.

ŞEHİTLER KÖPRÜSÜNÜN yamacında, OKÇULAR TEPESİNDE konuşlanan okçularımız bile vardı;

Yâ Râsulallah.

O okçular ki, bu defa Uhud'da ki hataya düşmemiş ve ŞEHİTLER KÖPRÜSÜNÜ geri alana kadar mevzilerini terk etmemişlerdi.

Kur'an MÜMESSİLLERİ vardı aramızda ve

"ALLAH ve melekleri peygamberi desteklemektedir.

Ey HAKİKATİ ONAYLAYANLAR; siz de onu destekleyin ve selamet bulmak istiyorsanız eğer İÇTENLİKLE TESLİM olarak gereğini/vazifenizi bilfiil yapın." AHZÂB SURESİ

Ayetinin maksadını doğru anlayarak, yüreğinde TERTİL etmiş/ÖZÜMSEMİŞ ve insanlara da TİLAVET etmiş/İLETMİŞ iki ayaklı Kur'an'lar da vardı.

Beyaz sarıklarıyla direnen Mollalar vardı; adeta

"Evet! Eğer sıkıntıya göğüs gerer ve O´na karşı sorumluluğunuzun bilincinde olursanız, düşman aniden size saldırdığında, Rabbiniz akın akın gelen beşbin melekle size yardım edecektir!"Âli İmran suresindeki ayetinin tecellisine binaen, AKIN HAİNİN EMRİYLE, AKINCILAR ÜSSÜNDEN KALKAN, TÜM AKINLARI GERİ PÜSKÜRTEN MOLLALAR...

Sayısız ihanetler görse de, DAR'ÛL İSLAM oluşu kesintisiz süren bu AZİZ TOPRAKLARI müdafaa eden, MÜDÂFAA-İ HUKUK CEMİYETLERİ vardı.

Ve; Yâ Râsullah;

Rabbinin karşısında âciz;

Milletinin karşısında AZİM ve GAYRETLİ;

DÜŞMANIN KARŞISINDA ise ŞEDİT, VAKARLI ve DİRAYETLİ bir REİSİMİZ vardı.

 

MAYASI İSLAM İLE YOĞRULMUŞ BU TOPRAKLARA, YILLAR SONRA NASİP ETTİĞİN RESİMİZ...

ÜMMETİN TÜM MAZLUMLARININ UMUT BAĞLADIĞI,

SON KALE TÜRKİYE VARDI; YÂ RÂSULALLAH...

ALLAH'IN İZNİYLE DÜŞMEYECEK SON KALE...

HAMDOLSUN; BİZE BU SON KALEDE ONURLA DİRENMEYİ NASİP EDEN RABBİMİZE...

"Muhakkak ki biz, evet biziz o saf saf dizilenler" 

Allâh, kendi yolunda çelik karkas blok bina bütünlüğünce

saf bağlayarak savaşan kimseleri sever.

"Vessaffati saffa"

AND OLSUN

DURUŞUNU BOZMAYANLARA

DURUŞUNA EHEMMİYET GÖSTERENLERE

SAFINI BELİRLEYENLERE

HER İŞİNDE SIRAT-I MÜSTAKİMDE OLANLARA

İSTİKAMETİNDEN SAPMAYANLARA

DAVASINI AZ BİR PAHAYA SATMAYANLARA

MÜCADELE VE MÜCAHADE İÇİN SAF TUTANLARA

HER DAİM ÇAĞRIYA İCABET EDENLERE

SEHER VAKTİ TEKMİL İÇİN DİZİLENLERE

GÜN ORTASINDA, DÜNYA TİCARETİNİ ALLAH İÇİN TERK EDENLERE

AKŞAM VAKTİ GÜNÜNÜ ŞÜKÜR İLE KAPATANLARA

YÜREĞİ HAMD İLE ATANLARA

GECELERİ GÖZYAŞI AKITANLARA VE SAF/NÖBET TUTANLARA...

Vesselam.           

DİPNOT: Bu yazı bir nöbet gecesinin sabahı Kısıklı Cephesinde yazılmış olup, yaşanılan savaş ruhu yazı sitiline de uyarlanmıştır.

Blog adresim: kaanbilgekutadgu.blogspot.com.tr

https://twitter.com/kaanbilgekutadg

https://www.facebook.com/kaanbilgekutadgu

Önceki ve Sonraki Yazılar
Hakan Çandır Arşivi
SON YAZILAR