Hürriyet Gazetesinin Cumartesi günü 1. Sayfasından bir haber başlığı, “Ahmet’i bu kapsül mü vurdu?”…

Türkiye Düşmanlarının Müttefiki CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, 28 Şubat ile ilgili Aydın Doğan ve Koç Grubu'na ilişkin başlatılan soruşturmalara yönelik bir soruya, "Hitler'in Almanyasında Führer'e doğru diye bir kavram var. Hitler bir şey söyler, ertesi gün bütün bürokrasi ve milletvekilleri onu yerine getirmek için yarışırlardı. Benzer bir uygulama 2013'ün Türkiyesinde var. Recep Tayyip Erdoğan bir şey söylüyor, onun milletvekilleri, bürokratları, savcıları, yargıçları, onun söylemlerini yerine getimek için çaba harcıyorlar. Türkiye'de gelinen nokta maalesef bu. Demokrasi açısından son derece riskli ve tehikeli. Yargılamalar siyasetin isteği üzerine yapılırsa o zaman Türkiye'de yargı bağımsızlığından söz edilemez. Zaten de söz etmiyoruz. Yargı tümü ile siyasi iktidarın emrinde, o bir talimat veriyor o da gereğini yapıyor." Şeklinde yanıt veriyor.

Çocuk katili Esed’in ve kuklası olduğu İran’ın Türkiye’deki militanlarıyla birlikte arkasına CHP’yi alarak, ülkemizi karıştırmaya terör estirmeye, Türkiye’yi yaşanmaz bir yer haline getirmeye çalışıyorlar. Bu konuda batının istihbarat birimlerini de yanlarına alıyorlar, zira batıda ülkemizin büyümesini istemiyor.

Mesela Aydın Doğan, Koç Grubu ve diğer, 28 Şubatta darbenin asıl aktörleri olanların hakkında bir defa bile eleştirel yaklaşmayan CHP lideri onlara dava açıldı diye Türkiye’yi geleceğe taşıyan Başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan’ı katil Hitler’e benzetiyor.

Hoş doğrusu CHP’nin tarihinde Hitler tipi diktatör çok bulunur ama Hürriyet Gazetesi ve toplumu şekillendirmeye çalışan komprador medya ve kalantör sermaye ile birlikte Türkiye’nin bu güne kadar gördüğü en demokratik, en lieberal hükümetini ve onun Başbakanını, onlara oyuncak olmadı diye diktatör ilan ediyorlar.

Bakın, uzmanları, hekimleri, İç İşleri Bakanlığını, Valiliği, Adalet Bakanlığını hiç umursamıyorlar. Çocuk Katili Esed’in hayranı olduğu ve savaş çığırtkanlığı yaptığı ortaya çıkan ve polise taş atarken muhtemelen arkadaşları tarafından itilerek, damdan düşmek suretiyle ölen Ahmet isimli bir vatandaş ile ilgili görüntüler bile ortaya çıktı ama Hürriyet hala manipülasyon yapıyor ve “Ahmet’i öldüren kapsül”, başlığını atabiliyor.

Bir de bunların üzerine çocuk katili Esed ülkemizde huzur bozmaya ve oyuncaklarını Camilerimizde Cuma günleri eşkıyalık çıkarmak için örgütlüyor. Kendi ülkesinde öldürdüğü çocuklar, masumlar yetmedi birazda Türkiye’de ölüm istiyor, koca şeytan, şerefsiz, insan kanına doymadı, daha çok kan aksın diyor. Onlar savaş yaparken, savaş çığırtkanlığı yaparken, mazlumların yanında yer alan Türkiye’yi de gayet ustaca ABD’ninde desteği ile savaş yanlısı göstermeye çalışıyorlar.

Peki bütün bu can sıkan, moral bozan bu gelişmeler devam ederken biz ne yapacağız?

Sakin olacağız, akıllı olacağız, özellik Yeniden Büyük Türkiye’yi kurmaya başladığımız şu günlerde bizler oyuna gelmeyeceğiz.

Geçen gün, emniyet mensubu bir dostumla bu konuları konuşuyorduk. Dostum bana, bugünlerde Konya için en önemli tehlikenin yardım derneklerimizle Suriye’ye götürülen ve orada kah Esed oyuncaklarının, kah aşırı grupların eğiterek ülkemize adeta canlı bomba gibi gönderdiği insanlar olduğunu söyledi.

Bunu daha öncede birkaç defa yazdım, uyardım, ülkemize gelen bütün Suriyelilere aynı bakmamız isteniyor. Özellikle ülkemizdeki iyi niyetli dernekler vakıflar bu konularda oyuncak olduklarının ne yazık ki farkında değil.

İnanınız öyle dernek isimleri verdiki emniyetteki dostum anlatamam. Bu konuları elbette emniyetimiz, istihbarat birimlerimiz takip ediyor ama bizlerinde, derneklerimizin, vakıflarımızın da akıllı olması gerekiyor.

Lütfen ciddiye alın, bir taraftan Çocuk Katili Esed ve Türkiye düşmanlarının ulusal ve kemalist ayakları ile ülkemizde ki besleme medyası, bir taraftan CHP, bu ülkeyi tökezletmeye çalışıyor.

Derneklerimiz, vakıflarımız bilerek ya da bilmeyerek ülkemizin geleceğine kast eden bu grupların oyuncağı oluyor.  

Akıllı olunuz, bugün yıkmaya çalıştıkları bizim ülkemiz, yıkmaya çalıştıkları bizim geleceğimiz, şeytanın sinsi bir şekilde hava gibi su gibi aramızda gezdiğini unutmayın…

Büyük oyunu görmeye mecburuz…

Bilginiz olsun, ya da bizi oyuncağa çevirecekler…