Yabancıların gözünden Türkiye - Koreli akademisyenin en iyi yaptığı yemek yaprak sarması

Türkiye'de geçirdiği 17 yıl boyunca kendini hiç yabancı gibi hissetmediğini her fırsatta dile getirmekten mutlu olduğunu vurgulayan Koreli öğretim üyesi Eun Kyung Jeong, iki ülke arasında kültür elçisi gibi çalışıyor- Türk ve Kore yemeklerini birleştirere
Yabancıların gözünden Türkiye - Koreli akademisyenin en iyi yaptığı yemek yaprak sarması

İSTANBUL (AA) - SEMRA ORKAN - Turist olarak geldiği Türkiye'ye aşık olunca, eşine evlenirken balayını Türkiye'de geçirme şartı koşan İstanbul Üniversitesi Kore Dili ve Edebiyatı Bölümü Öğretim Üyesi Dr. Eun Kyung Jeong, yaprak sarması ve kuru fasulyede iddiasını ortaya koyarken, Türkiye'de en çok evlerde mermer kullanımına şaşırdığını anlattı.


Türkiye'ye olan sevgisini AA muhabirine anlatan Eun, Türkiye'ye ilk olarak 1991'de üniversite öğrencisiyken geldiğini ve Türkiye'nin tarihi ve kültürel anlamda paha biçilmez zenginliğe aşık olduğunu kaydetti.

Harran, Kapadokya, Efes, Akdeniz ve Karadeniz'e hayran kaldığını dile getiren Eun, evlenirken eşine, "Tek şartım var, balayı için Türkiye'ye gidelim" dediğini, 1996'da eşiyle balayına Türkiye'ye gelip 2,5 ay kaldıklarını, bir ay Türkçe kursu aldıklarını ve 1,5 ay ise Türkiye'nin çeşitli yerlerini ziyaret ettiklerini kaydetti.

Sonra Kore'ye dönüp, master yaptıklarını dile getiren Eun, 2002'de Kore ve Türk milliyetçiliğini karşılaştırma konusunda doktora yapmak için eşiyle birlikte tekrar Türkiye'ye geldiğini ve İstanbul Üniversitesinde doktora yapmaya başladığını ifade etti.

Eun, Türkiye'ye ilk geldiğinde Türk arkadaşlarının adını söylemekte zorlanması nedeniyle "İnci" adını aldığını belirterek, "İnci'nin Korecesi 'Jinju' Bu zaten benim memleketimin ismi. Hem telaffuz olarak benziyor hem de inci gibi hayatımı sürdürmek istediğim için bu adı aldım. Türkçe ismimden çok memnunum." dedi.

- "Büyüklere saygı iki kültürün ortak noktası"

Türkiye'de kendini hiç yabancı hissetmediğini vurgulayan Eun, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Hatta artık Kore'ye gittiğimde yabancı gibi hissediyorum. 2002'deki Dünya Kupasında Türkiye 3. Güney Kore ise 4. olmuştu. O yıl kupada eşimle kimi destekleyeceğimiz konusunda kararsız kaldık. Korece ve Türkçe gramer açısından birbirine çok benziyor. Bu nedenle bir Koreli için Türkçe öğrenmenin başka bir dil öğrenmeye göre daha kolay olduğunu düşünüyorum. Her iki kültürde de aile bağlarına büyük önem veriliyor. Büyüklere saygı iki kültürün bir diğer ortak noktası. Hem Türkiye'de hem Kore'de fermantasyon şeklinde yapılan çok yemek var. Mesela sizdeki turşu gibi bizde de Kore mutfağının vazgeçilmezi olan Kimçi var. Türkiye'ye geldiğimde beni en çok şaşırtan sokakta yaşayan kedi ve köpekler oldu. O hayvanların sokakta olması bana enteresan gelmişti. Zira Kore'de sokakta yaşayan hayvan yok. Türk halkının sokak hayvanlarını beslemesi, ilgilenmesi çok güzel bir şey. Ayrıca Türkiye'de az da olsa hala sokaklarda koşan oynayan çocuk görebiliyorum ama Kore'de çocukların bu şansı pek yok, zira sıkı bir disiplin altındalar."

Jeong, Türkiye'nin 7 bölgesini de gezdiğine vurgu yaparak, "Türk insanı çok sıcakkanlı ve misafirperver. İlk geldiğimde hiç yabancılık çektirmediler. Bir ihtiyacımız olduğunu hissettiklerinde hemen yardımımıza koştular. Kore'de de Anadolu'daki gibi yer sofrası var. Yerde oturup, yemek yiyoruz, sizdeki gibi eve girerken ayakkabılarımızı çıkarıyoruz çünkü hijyen konusu çok önemli bizim için de. Türkiye'ye ilk geldiğimde beni en çok şaşırtan şeylerden biri de evlerde çok fazla mermer kullanılmasıydı. Evlerde mutfaklarda ve bir çok yerde mermer kullanıldığını gördüm. Oysa Kore'de bu kadar bol mermer kullanma şansımız yok. Kore'de birinin evinde çok mermer kullanması o evin zenginliğinin göstergesidir. Kore'de ancak çok zenginler evlerinde mermer kullanıyor. " diye konuştu.

- " Türkiye'nin tarihi ve kültürel zenginlikleri hakkında kitap yazacağım"

Kore ile Türkiye arasında adeta bir kültür elçisi rolü üstlendiğini anlatan Eun, şunları kaydetti:

"Kore'ye gittiğimde arkadaşlara, 'Türkiye ölmeden önce mutlaka görmeniz gereken bir yer' tavsiyesinde bulunuyorum. Türkiye'ye ilk geldiğimiz yıllarda Korelilerin Türkiye hakkında çok bir fikri yoktu, sadece Kore Savaşı'nda Türkiye'nin verdiği desteği biliyorlardı. Türkiye'yi genelde Ortadoğu ülkesi olarak düşünüyorlardı. Bugün artık Türkiye hakkında çok daha fazla bilgiye sahipler, 2013'te düzenlenen İstanbul-Kore Kültür Expo'su Korelilerin Türkiye'yi tanımasına büyük katkı sağladı. Ayla filminin iki ülkenin birbirini daha iyi tanıması anlamında çok etkisi oldu. Kore'ye dönmek gibi bir planımız yok. Burada ailemle çok mutluyuz. İstanbul Üniversitesinde bir hoca olarak çalışmaya devam etmek istiyorum. Öğrencilerim Koreceyi hızlı bir şekilde öğreniyor. Onların Korece öğretmeni olduklarını görmek ve hep yanlarında olmak istiyorum. Korece öğrenen öğrenciler iki ülke arasında bir köprü rolü üstelenecek. İki ülkenin dostluğunun daha da gelişmesine katkı sunacak. Türkiye'nin tarihi ve kültürel zenginlikleri hakkında da bir kitap yazmak istiyorum. Kore ve Türkiye'nin çok eskiye dayanan köklü bir dostluğu var. "

- " Türk ve Kore mutfağını birleştiriyorum"

Eun, Türk ve Kore mutfağını birleştirip, füzyon bir mutfak oluşturduğunu aktararak. "Kuru fasulye yemeğini Kore'den getirdiğim özel bir sosla yapıyorum. Türk ev hanımlarının yaptığı gibi düdüklü tencerede, soğanla ve salçayla yapıyorum. Yani Kore ve Türk mutfağını harmanlıyorum. Sizin üzüm yaprağı ile yaptığınız sarmanın bir benzerini biz de susam yaprağı ile yapıyoruz. O yüzden yaprak sarmasını ailece çok seviyoruz ama yapması çok zahmetli olduğu için Türk arkadaşlarımı davet ediyorum birlikte sarıyoruz. Onlarla sohbet ederek dolma sarıyoruz. Kuru fasulye ve yaprak sarması en iyi yaptığım Türk yemekleri. Sabahları genelikle menemen yapıyorum, benim olmazsa olmazım menemen. Ancak menemen kesinlikle soğanlı olmalı." ifadelerini kullandı.

Türkiye'de en çok sevdiği şehrin İznik olduğunu anlatan Eun, "Orada kocaman bir göl var, o gölü çok seviyoruz, eşimle karar verdik, emekli olduğumuzda oradan küçük bir ev alıp, yerleşeceğiz. Her sabah o göle bakarak uyanmak istiyoruz. İlk başta anne ve babalarımız 'Kore'ye dönün, yeter artık burada yaşayın' diye çok ısrar ettiler ama baktılar ki biz çok mutluyuz, vazgeçtiler." diye konuştu,

Klasik Türk Müziğini de sevdiğini aktaran Eun, "Geçsin Günler, Haftalar, Aylar" şarkısını da söyledi.

Kaynak: