Yağlı tohumlara teşvik talebi

Yağlı tohumlara teşvik talebi

Adana Ticaret Borsası (ATB) Başkanı Şahin Bilgiç ve Adana Çiftçiler Birliği Başkanı Mutlu Doğru, Türkiye'nin yurt dışından temini için en fazla döviz ödediği tarımsal ürünlerden olan pamuk, soya, ayçiçeği gibi yağlı tohumların üretiminin yaygınlaştırılması için teşvik talebinde bulundu.

ATB Başkanı Bilgiç, AA muhabirine, Çukurova'nın her türlü tarım ürünlerinin yetişmesine uygun olduğunu ancak objektif bakıldığında hem çiftçi hem de ülke ekonomisine katkısı büyük, katma değeri yüksek ürünlerin yetiştirilmesinin, bunların yaygınlaştırılmasının önemli olduğunu söyledi. 

Ülke ekonomisinin iyi olması için yurt dışına ödenen paranın düşürülmesine yönelik girişimlerde bulunulması gerektiğini ifade eden Bilgiç, ağırlıklı olarak ihracat ve ithalat arasındaki farktan kaynaklanan cari açığın düşürülmesinin her ülkenin hedefi olduğunu kaydetti. 

Türkiye'de var olan 30-35 milyon dolarlık cari açığın azaltılmasına dönük çeşitli girişimler olduğunu, bunların arasında kendileri için en önemlisinin üretimi artırmak olduğunun altını çizen Bilgiç, halihazırda özellikle yağlı tohumlarda yurt dışına önemli miktarda para ödenmesinin de cari açığı artıran faktörlerin arasında olduğunu vurguladı. 

Bilgiç, şunları söyledi: 

"Şu anda 1 milyon 400 bin ton pamuk üretiyoruz. Bunun yaklaşık 400 bin tonunu yetiştiriyoruz. Dışa bağımlılığımız yüzde 65. Soyada durum biraz daha vahim. 2 milyon 300 bin ton soya ve türevlerini kullanıyoruz. Geçen yıl 105 bin ton üretmişiz. Yüzde 4-5'ler seviyesinde. Bunda yüzde 95 dışa bağımlıyız. Ayçiçeğinde de gerek ürün gerek yağ, küspe gibi türevlerinin yarıya yakınını dışarıdan temin ediyoruz. Türkiye, yağlı tohumlara ciddi manada para ödüyor. Sadece pamuk, soya ayçiçeğini de ilave ettiğimizde bu rakam 5 milyar dolarlara çıkıyor ki Türkiye'nin cari açığının aşağı yukarı 6-7'de biri gibi bir rakamı yağlı tohumlara veriyoruz." 

- Havza modeliyle üretim artırılabilir 

Bilgiç, bu ürünlerin tamamının ülkede yetiştirilmesinin teorik ve pratik olarak zaten mümkün olmadığını kaydederek, bu anlamda ülke kaynaklarından maksimum faydalanmanın önemli olduğunu ifade etti.

Tarımda, ülke kaynaklarının verimli kullanılması için Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı tarafından gelecek yıl uygulamaya girmesi planlanan "Tarım Havzaları Üretim ve Destekleme Modeli"nin büyük faydası olacağını anlatan Bilgiç, bir ürün en iyi nerede yetişiyorsa, o bölgede o ürüne yüksek prim sağlanmasını öngören bu sistemle yağlı tohumlar için son derece uygun olan bölgede üreticilerin bu ürün yelpazesine kayabileceğini vurguladı. 

Bilgiç, şunları kaydetti: 

"Bakanlığımız gelecek yıl havza modeline geçilmesi konusunda hassasiyetle duruyor, kendilerinin ilgilerine teşekkür ediyor, bu girişimlerini destekliyoruz. Ben, havza modeliyle birlikte yağlı tohumların bölgemizde öne çıkacağına inanıyorum. Borsa olarak da biz üreticilerimizi bu noktaya yöneltiyoruz çünkü yağlı tohumlar hem bizim cari açığımız açısından önemli hem de bölge, bu ürünler için ciddi bir potansiyel barındırıyor." 

Bilgiç, yağlı tohumlara verilen primlerin her geçen yıl arttığını, havza modelinde primin daha da artacağını, dolayısıyla bu ürünlerin ekim alanlarının yaygınlaşarak yurt dışına ödenen miktarın azalacağını da sözlerine ekledi. 

- Ham yağ temini

Adana Çiftçiler Birliği Başkanı Mutlu Doğru da pamuğun tekstil, ham yağ ve küspe; soya ile ayçiçeğinin de ham yağ ve küspe üretiminde vazgeçilmez olduğunu belirtti.

Bu ürünlerin Türkiye'de yeteri kadar ekilmemesinin fiyat istikrarsızlığından kaynaklandığını, çiftçinin önünü göremediği için bu ürünlerden uzak durduğunu anlatan Doğru, muhakkak suretle öncelikle ham yağ açığının kapatılması açısından bu ürünlerin üretiminin teşvik edilmesini istedi.

Doğru, şunları söyledi:

"Bir yıl önce çiftçi kayıt sisteminde, 'Bu yıl münavebe olarak başka ürün, soya, ayçiçeği veya pamuk ekeceğim' diye belirten üreticiye ilave bir fiyat farkı ödeyelim. Yerli yağlı tohum alıp işleyen sanayiciye ithalatta öncelik verilsin, ithalatı sırasında vergi, fondan muaf tutulsun. Böyle olunca sanayici bu ürünleri Türk çiftçisinden farklı fiyatta alacak. Bu, 2000'li yılların başında çeltikle yapıldı. Bir kilo yerli çeltik alana bir kilo fonsuz, vergisi ithalat izni verilmişti. O yıldan sonra çeltik üretimimiz 600 bin tonlardan 900 bin tonlara çıktı. Üreticiye münavebe desteği, yerli malı alan sanayiciye vergisiz ithalat desteği gibi çeşitli teşviklerle üretim artırılır. Türkiye, petrol ve ürünlerinden sonra en fazla dövizi ham yağa ödüyor. Yurt dışından temin için bu kadar dövizi harcayacağımıza yurt içindeki çiftçiye bu parayı verelim, yurt içinde üretim yapalım."

Doğru, katma değeri yüksek söz konusu ürünlerin miktarının artmasının ekonomiye katkısı olduğu gibi işlenmesinin yaygınlaşmasıyla da istihdamın artacağını savundu.