Yalnızlığın çaresi bulundu!

Üsküdar Üniversitesi tarafından 4. Uluslararası Yalnızlık Sempozyumu kapsamında gerçekleştirilen Türkiye’de Aile ve Yalnızlık Araştırması'na göre, Kasım 2022 yılında katılımcıların yüzde 34’ü sık yalnız hissettiğini belirtirken, yüzde 30’u ara sıra yalnız hissettiğini, yüzde 36’sı ise yalnız hissetmediğini belirtilmişti. Yalnızlık hissini oluşturan nedenlere değinen Psikolog Sema Kavak, çok fazla sosyal izolasyonun varlığının, düşük özsaygının, sosyal becerilerde yetersizliğin, sosyal ilişki kurmada güçlüğün, kötü veya başarısız deneyimlerin ve depresyonun yalnızlık hissi sebeplerinden olduğunu belirtti.

“BİR ARADA KALABİLMENİN BÜYÜSÜ, EMPATİK OLABİLMEKTİR"

Yalnızlık hissinden bazen bireysel çabalarla bazen de uzman yardımı ile çıkmanın mümkün olduğunu ifade eden Kavak, “Bireysel olarak bu sorunla baş etmek istiyorsanız şayet öncelikle kendinizi gerçekten tanıyıp tanımadığınıza bakmanız gerekir. Hepimiz kendimizi tanıdığımızı iddia etsek de çoğunlukla olumlu ve güzel olarak kabul gören yönlerimizi tanımayı tercih ediyoruz. Oysaki başkaları tarafından hoş karşılanmayan ya da kendimiz bile sevmediğimiz bir yönümüzü, çok kolay yok sayabiliyoruz. O yüzden her halimizle kendimizi tanımak ve kabul etmek asıl başlangıç noktamızdır. Sonrasında yapmaktan keyif aldığımız şeylerden, keyif alan küçük gruplarla birlikte olmak ve bunun için çaba harcamak faydalı olacaktır. Başkaları ile ortak ilgi ve beceriler, insanları bir araya getiren en büyük unsurlardan biridir. Ancak bir arada kalabilmenin büyüsü de empatik olabilme, ben merkezli olmama ve karşındaki insana gösterdiğin saygıdır. Çünkü bunları yapabildiğin kadar sana yapılmasını sağlarsın. Bazen bu aşamalar çok güç geliyorsa, ilk olarak aile ve akraba başlangıç noktası olabilir. Sonrasında zorunlu sosyal çevre ve bir adım sonrası hayalini kurduğun çevre içinde devam edebilir. Ayrıca bazen tüm bunları yapacak enerjin de olamayabilir ki bunun bazen nedeni bazen sağlık problemleri ve sağlıksız bir yaşam, yani kötü beslenme, kötü alışkanlıklarla, düzensiz uyku birlikte vitamin mineral eksiklikleri de olabilir. Bunlar yapıldığı halde hala olmuyorsa, mutlaka bir uzman desteği alınmalı. Çünkü bazen kişi yalnız olmadığı halde yalnızlık hissi yaşar.” ifadelerini kullandı.

ŞAŞALI HAYATLAR İNSANLIĞI YALNIZLIĞA İTİYOR

Sosyal medyanın kişinin hayatına yararından çok zararının olduğunu vurgulayan Psikolog Kavak, sosyal medyanın insan hayatının her alanında ki etkisi kaçınılmaz bir gerçek olduğunun altını çizerek, “Sosyal medyanın insan hayatının üzerindeki bu etki, hem olumlu hem olumsuz gibi yorumlansa da benim şahsi fikrim faydasından çok zararı olduğudur. Çünkü insanların sosyoekonomik kültürel yapısı ve mantık yürütme kapasitesiyle doğru orantılı olan bu fayda zarar analizinde, kullanıcı kitlelerinin yanlış-doğru, iyi-kötü, yanlı-yansız vb. durumlarda çıkarım yapacak ya da yapmaya ayrılacak ekstra zamanlarının olmaması da zarar veren yönünü ortaya koymaktadır. Şaşalı hayatlar, sosyal aktiviteler, çok güzel kadınlar veya erkekler, her şeyin hep iyisi veya güzeli ortaya koyulurken, kendisini o görselin içine oturtamayan sürekli kıyaslamaya götüren bir durumun kişinin yalnızlık hissi, düşük özsaygısı, düşük özgüveni gibi olumsuz birçok durumu tetiklemesi maalesef kaçınılmaz olmaktadır.” şeklinde konuştu.

“KENDİMİZE BİR ÇAY VEYA BİR KAHVE ISMARLAYARAK BAŞLAMALIYIZ"

Yalnızlık hissi ile başa çıkmanın başlangıç noktasının insanın kendi kendine, baş başa kalmanın da ne kadar kıymetli ve keyifli bir durum olduğu düşüncesine odaklanması olduğunu kaydeden Kavak, “Kendimize bir kahve bir çay ısmarlayarak başlamalı ve kendimizi de zaman zaman dinlemeye vakit ayırmalıyız. Bu rutinimize arada sırada çok sevdiğimiz bir kişiyi ekleyerek devam edebiliriz. Sonrasında da bu sayıları artırabiliriz. Ancak baş başa kalma randevularımızı da ihmal etmeden. Sonrasında da gerçekten sağlıklı bir ruh halinin sağlıklı bir bedenden geçtiğini unutmamalı ve düzenli uyku, beslenme ve egzersizleri ihmal etmemeliyiz. Unutmayalım ki, her zaman hep iyi ruh hali taşıyamayız ve aslında taşımamalıyız da… Bu hayatta olduğumuzun ve çevremizde olup bitenden etkilendiğimiz kadar insan olduğumuz gerçeğini bize hatırlatır. Ancak çok kötü hissettiğimizde, bu duyguyu biriyle paylaşmak da sizi hafifletecektir. Bazen bir dostla bazen bir uzmanla.” dedi.

“BİZ ARTIK SARILMAKTAN BİLE VAZGEÇTİK, VAZGEÇİRİLDİK"

Yalnızlık hissinin giderek arttığını söyleyen Kavak, “Aslında biz, teknoloji ile kapitalist düzen ile birlikte daha fazla yalnızlık hissi yaşar olduk. Bizim gibi iyi ve kötü gününde bir arada olan toplumlarda görülmeyen bu durum, her geçen gün artıyor ve üzülerek görüyorum ki giderek de artacak. Öyle ki danışmanlık hizmetleri bile online (çevrimiçi) olmaya başladı. Oysaki bedensel, tensel yakınlıklar, sarılmalar birçok acının ilacı dermanı. Biz artık sarılmaktan bile vazgeçtik, vazgeçirildik. Biraz geleneksel yaşama dönmenin en büyük çözüm hamlesi olduğuna inansam da gerçekleşme ihtimalini çok zorlu görüyorum. Ancak toplumsal dayanışmanın, birlikte olmanın bireysel iyiliğe faydalarını tekrar anlatmak bir adım olabilir. Maalesef aileden, akraban ve hatta komşulardan bile uzak tutma çabalarının karşısına grup terapilerini koymaları da düşündürücü geliyor.” diye konuştu.