"Yaptığım fedakarlık değil, baba olmanın gereği"

"Yaptığım fedakarlık değil, baba olmanın gereği"

 Kemik kırılmasına ve eklem bozukluğuna neden olan dünyada nadir görülen "winchester torg sendromu" rahatsızlığı nedeniyle yatağa bağımlı halde yaşayan Yiğithan ve Oğuzhan Yalçın kardeşler, babaları sayesinde hayata tutunuyor.

AA muhabirine açıklamalarda bulunan kardeşlerden 21 yaşındaki Yiğithan Yalçın, 5 yaşındayken hastalıkla tanıştığını, eklem ve kas rahatsızlığının artması nedeniyle son 4 yıldan beri yatağa bağımlı bir şekilde yaşadığını söyledi.

Hastalıkla ilgili bilinen bir tedavi yönteminin olmadığını, buna rağmen kardeşiyle birlikte iyileşmek için hiçbir zaman umutlarını yitirmediklerini belirten Yalçın, sağlık sorunları nedeniyle yaşadığı sıkıntıları babalarının kendilerine olan ilgi ve sevgisiyle aştıklarını ifade etti.

Babalarının kendileri için büyük bir fedakarlık yaptığını anlatan Yalçın, "Dünya genelinde nadir görülen bu hastalığa rağmen hiçbir zaman karamsarlığa düşmedik. Ne gelirse Allah'tan gelir şiarıyla iyileşip sağlığımıza kavuşacağımız günü bekliyoruz. Bu zorlu süreçte bana ve kardeşime en büyük dayanak ailemizin desteği oldu. Babamın sevgisi ve bizlere yaklaşımı, yaşama dair umutlarımızı her zaman canlı tutuyor." diye konuştu.

- "Eli öpülesi baba" 

Babası için "eli öpülesi" ifadesini kullanan 19 yaşındaki Oğuzhan Yalçın ise 7 yaşındayken hastalığa tutulduğunu, abisi gibi 2 yıldan beri yatağa bağımlı olduğunu söyledi.

Hastalık nedeniyle kemiklerinin küçük bir dokunmayla bile kırılacak hale geldiğini anlatan Yalçın, "Bu halimize de şükür. Derdi veren Allah, elbet dermanını da verir. Bu inancımızı asla kaybetmedik. Babam bizlerin yeniden sağlığımıza kavuşacağımızı hep söylüyor ve bu umudunu hiç kaybetmiyor. Onun sayesinde biz de umutlarımıza her geçen gün yenisini ekiliyoruz." dedi.

- "Onlar benim canlarım" 

Emekli uzman çavuş olan baba Önder Yalçın ise çocuklarının bakımını daha iyi şartlarda yapabilmek adına elinden gelenin en iyisini yapmaya çalıştığın söyledi.

Emekli ikramiyesini alır almaz çocukları için daha geniş bir eve taşındığını belirten Yalçın, bütün zamanını çocuklarının ihtiyaçlarını karşılamakla geçirdiğini anlattı. Evlatlarına hizmet etmenin mutluluğunu yaşadığını ifade eden Yalçın, "Onlar benim canlarım, yüreğimin birer parçası. Yürüyen ayakları, tutan elleriyim. Ben var oldukça da bu böyle olacak. Bir baba, evlatlarının sağlıklı ve mutlu bir geleceğinin olmasından başka ne isteyebilir ki? Benim onlar için yaptığım aslında fedakarlık değil, baba olmanın gereği." diye konuştu. 

- Evin bir bölümün "hastane odasına" çevirdi 

Hastalığın seyrine ilişkin de bilgi veren Yalçın, doktorların ilk etapta romatizma teşhisi koyduklarını söyledi.

Hastalığın ağır geçmesi üzerine yapılan uzun süreli tetkiklerin ardından çocuklarının dünyada ender rastlanan "winchester torg sendromu"na yakalandıklarının ortaya çıktığını aktaran Yalçın, "İki kardeşin kısa zaman aralıklarla böyle bir sendroma tutulmaları bizi hem üzdü hem de şaşırttı. Hastalığın tedavisine dair kabul görmüş bir yöntem bilinmiyor. Buna rağmen çocuklarımın eski günlerdeki gibi sağlıklarına kavuşacaklarına dair umudumu hiç yitirmedim. Belki de bizi ayakta tutan, bizi motive eden de bu umudumuz olsa gerek." ifadelerini kullandı.

Yeni aldıkları evin bir bölümünü çocukları için hastane odası gibi hazırladığını anlatan Yalçın, iki oğlunu aynı anda hastaneye götürmenin zor olduğunu, bunun için rutin kontrollerinin evde yapılması amacıyla ilgili kurumlara talepte bulunduğunu söyledi.

Yalçın, "İkisini aynı anda hastaneye kontrole götürmek için iki ambulans gerekiyor. Çünkü çocuklar ancak bu şekilde taşınabiliyor. Kimi zaman götürecek ambulans buluyoruz ancak kimi zaman da eve dönüş için saatlerce ambulans beklemek durumunda kalıyoruz. Evin bir bölümünü hastane odası gibi dizayn ettik ama hastanede yapılan işlemlerin birçoğunu evde yapma imkan ve yetkinliğimiz yok." diye konuştu.

- "Yiğithan ve Oğuzhan'a kardeş düşünüyoruz" 

Sendrom nedeniyle çocukların eklem ve kemiklerinin oldukça hassaslaştığına dikkati çeken baba Yalçın, bu nedenle oğullarının bakımının büyük bir titizlikle yapılması gerektiğini ifade etti. 

Bu titizliği ancak bir anne ve babanın gösterebileceğini belirten Yalçın, şunları kaydetti:

"Benim evlatlarıma gösterdiğim özeni hiçbir akraba elbette ki gösteremez. Çünkü ben onların babasıyım. Onların bedenleri kadar ruhlarının da inceliklerini biliyorum. Zamanın bizlere ne göstereceği belli olamaz, aklımdaki bazı endişeleri gidermek için Yiğithan ve Oğuzhan'a bir kardeş düşünüyoruz. Bunun için eşimle birlikte tüp bebek tedavisine başladık. Eğer bir kardeşleri olursa, bizden sonra onlara bizim nazarımızla bakacak, bizim gibi hassasiyet gösterecek biri olmuş olur. Böyle bir durumda benim de eşimin de birçok tereddüttü ortadan kalkmış olacak."