Ömer Kocabaş

Ömer Kocabaş

Yeni dönemde Konya’nın yeri

Yeni dönemde Konya’nın yeri

Binali Yıldırım başbakanlığında kurulun yeni hükümette Konya’dan bakan olmaması şehirde hayal kırıklığına neden oldu. Ahmet Davutoğlu’nun görevi bırakmasının ardından oluşacak hükümette kaç bakanımız olacak diye tahmin yürütürken yıllar sonra yeniden bakansız kaldık.

 Bu yeni dönemde AK Parti Konya il başkanlığına önemli görevler düşüyor. Öncelikle yeni hükümetin, yeni Ak Parti yönetiminin Konya’ya nasıl baktığını, bu süreçte Konya’ya nasıl bir rol verileceğini açık yüreklilikle anlatmaları gerekiyor. Şuana kadar il başkanlığından yapılan açıklamalar siyasi bir üslupla, aman kimseyi kırmayalım havasında, futbol deyimiyle top çevirerek vakit kazanma stratejisinde. Elbette kendilerince haklı olabilirler. Bu dönemde taşların yerine oturması biraz zaman alacaktır. Belki ilerleyen dönemde teşkilatlarda da değişimler olacaktır ama bunlar bahane olamaz. Net açıklamaların yapılmadığı her gün insanların kafalarını biraz daha karışıyor ve çevreden verilen gazla da partiye karşı ister istemez bir mesafe oluşuyor.

Ak Parti Konya yönetimine düşen ikinci önemli görevse Konya’nın içinde bulunduğu ruh halini, yaşadığı hayal kırıklığını, hükümetten beklentilerini siyasi değil, doğrudan samimi bir dille hükümete ve AK Parti yönetimine aktarmaktır. Bu noktada şu konunun ayrımı iyi yapılmalı. Ahmet Davutoğlu hiçbir ikiliğe, fitneye fırsat vermeden görevi devretti. Yaptığı açıklamalar netti. Konyalıların AK Parti ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’a aynı şekilde destek vermeye devam edeceğini söyledi. Konyalıların da bakışı aynı şekildedir. Bugün bir seçim olsa Ak Parti yine benzer bir oy alır. Bu durum Konyalıların ülkemizin geleceğini ne denli  düşünmesinden dolayı olduğu bilinmelidir. Konyalının kafasına takılanlar, yönetime anlatılmalıdır. Konya fitneye geçit vermiyor, Konyalı partinin arkasında, ortada hiçbir sıkıntı yok gibi tozpembe çizilecek tablolar, öncelikle Konyalıları rahatsız eder sonra ise uzun vadede partiye zarar verir.

Konyalıların kafasına takılanları basit bir şekilde özetlersek; 12 tane AK Parti’ye milletvekili verilen yerde en azından bir tane bile bakan neden verilmedi? Konya’nın ilçesi kadar nüfusu olan, 2-3 milletvekilinin seçildiği illerin bile bakanı varken Konya’nın bakansız bırakılmasını anlayamıyoruz. Nüfus, milletvekili sayısı değil, seçilen bakanların vizyonları önemli derseniz yine çuvallarsınız. Çünkü Mehmet Babaoğlu, Ziya Altunyalduz başta olmak üzere alanlarında uzman milletvekillerimiz var. İki tane hanım milletvekilimizden birisi bile Aile bakanı yapılamaz mıydı? Ahmet Sorgun’un MKYK’ya seçilmesi elbette önemlidir. Fakat icra gücü ne kadar olacaktır. İcraat yönünden Orhan Erdem’in, Harun Tüfekci’nin bakan yardımcısı olmaları bence daha önemlidir. Şehirden sıradan vatandaşın veya basından farklı bir sesi toptancı bir zihniyetle fitneci ilan etmek işin kolaya kaçan kısmı olur. Samimi seslere kulak verilerek insanlara tatmin edici açıklamalar yapılmalı.

Şu içinden geçtiğimiz dönemde Konyalılar olarak Ak Parti’yi desteklemeyenlere karşı partiyi, kendimizi savunmak zorunda kalıyoruz. En düz mantıkla bu kadar oy veriyorsunuz, önce başbakan gitti, şimdide bakansız kaldınız hala nasıl destek veriyorsunuz sorusu bile bizi zorda bırakıyor. Şehrin insanı, Konya ya da kişisel çıkarları için değil ülkenin geleceği için partiyi desteklediğini söylese de nedense sesi 6-7 ay öncesi gibi kararlı ve gür çıkamıyor. Parti yetkililerin şehrimiz hakkında ne düşündüğünü öğrenirse insanlar ona göre bir tavır benimseyecek. Ahmet Davutoğlu bakan olmadan önce de Konya uzun süre bakansız kalmıştı. Sorun sadece bakanlık değil. O zamanlar dönemin Başbakanı Erdoğan yıl içerisinde çok sayıda yaptığı Konya ziyaretlerinde kendisinin Konya’nın bakanı olduğunu söylüyordu. Konyalı benzer bir tavır bekliyor…

AK Parti il yönetimi bir an önce elini taşın altına koyarak, Konya ve parti arasında aracı olup, iki tarafında birbirlerine mesajlarını net bir şekilde aktarması gerekiyor. Aksi halde hem şehre hem de partiye zarar vereceklerini unutmamalılar.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Ömer Kocabaş Arşivi
SON YAZILAR