Yeni Haber'de Ramazan
CANA CAN OLMAK: AİLE
Peygamberimiz (s.a.s), Veda Haccında, “Hepiniz Âdem’in çocuklarısınız.” buyurarak bize köklü bir aileye mensup olduğumuzu hatırlattı. Evet, her birimiz insanlık ailesinin birer halkasıyız. Hepimiz yeni halkaların var olması için çaba sarf etmekle yükümlüyüz. Çünkü bizler, bir ailede hayat bulduk. Gelecek nesiller de yeni ailelerde var olacaklar. Bu değişmez düzenin sahibi Âlemlerin Rabbidir ve O, Kerim Kitabımızda, insanlığa, bizlere örnek aileler takdim etmiştir: Âdem (a.s) ile eşi Havva validemizin türlü meşakkatle dolu hayat yolculuğunu birlikte adımladıklarını anlatmıştır. Peygamberlerin atası İbrahim (a.s)’in sadakat ve teslimiyet misali eşi ve çocuklarını tanıtmıştır. Peygamberimiz (s.a.v.)’nın tertemiz ailesinden övgüyle söz etmiştir. Unutulmamalıdır ki, bizler ailemize sahip çıkarsak ailemizde bize sahip çıkar. Ailemiz, bize emanettir ve emaneti korumak müminlerin bir niteliğidir. Öyleyse sorumluluklarımızı hiçbir zaman unutmayalım. Dualarla kurduğumuz yuvalarımız için şu duayı dilimizden düşürmeyelim: “Rabbimiz! Eşlerimizi ve çocuklarımızı bize göz aydınlığı kıl ve bizi Allah’a karşı gelmekten sakınanlara önder eyle.”
Oruç fidyesi kimlere verilebilir?
Oruç fidyesi, tıpkı fıtır sadakasında olduğu gibi onları verecek kişinin bakmakla yükümlü olmadığı yoksul müslümanlara verilir. Fıtır sadakası ve oruç fidyesini vermek durumunda olan kimsenin bunlardan doğrudan ya da dolaylı olarak yararlanmaması esastır. Zekât için de aynı kural geçerlidir. Bu sebeple bir kimse zekâtını, fıtır sadakasını ve fidyesini kendi usûl (üst soy) ve fürûuna (alt soy) veremez. Usûl, bir kimsenin anası, babası, dede ve nineleri; fürû ise, çocukları, torunları ve onların çocuklarıdır. Yine, bir kimse hanımına zekât, fitre ve fidyesini veremeyeceği gibi, hanımı da kocasına bunları veremez. Çünkü aralarında menfaat ilişkisi vardır. Bunların dışındaki kardeş, teyze, dayı, amca, hala ve onların çocukları, gelin, damat, kayınpeder ve kayınvalide gibi akrabalar zengin değillerse kendilerine zekât, fitre ve fidye verilebilir (Zeylaî, Tebyîn, I, 301).
KARİA SURESİ
Rahman ve Rahman olan Allah’ın adıyla!
1. Ansızın gelip çatan, yürekleri sarsıp yerinden oynatan, tüm kâinatı yok eden o müthiş olay, o kıyamet! O Karia!
2. Hem de ne müthiş bir olay, o Karia! O kıyamet!
3. Bilir misin neler olacak neler, gelip çatınca o Karia!
4. O gün insanlar, sağa sola uçuşan kelebekler gibi olacak.
5. Ve dağlar hallaç pamuğu gibi atılmış yünlere dönecek.
6. Ve ilahi adalet gerçekleşecek: Kimin iyilik tartıları ağır basarsa,
7. İşte o, cennette ebediyen mutlu bir hayat yaşayacak!
8. Ve kimin de iyilik tartıları hafif gelirse,
9. Onun da varacağı yeri, yatağı, kucağına yaslanacağı anası Haviye olacak! Başka barınacak yeri kalmayacak, Haviye denilen cehennem çukurunun kucağına atılacak ve alevler saçan bu derin uçurum, onu bir ana gibi sarıp kucaklayacak!
10. Bilir misin ey insan nedir bu Haviye? Gerçi nereden bileceksin? Dinle bak:
11. O, zalimleri bekleyen kızgın bir ateştir!
GÜNÜN AYETİ
Kur'an okunduğu zaman onu dinleyin ve susun ki size merhamet edilsin. (7/204)
GÜNÜN HADİSİ
İman, kalben bilip tasdik etme, dil ile söyleyip tekrar etme, yaşantısıyla da inancının gereği işler yapmaktadır. -İbn Mâce
GÜNÜN SÖZÜ
Şikâyetçi olup ağladığım nice günler oldu. Zaman geldi ki ağladığım günlere ağladım. -Hz. Ebû Bekir