“Yeni sistemin temelinde millet var”

AK Parti Konya Milletvekilleri Muhammet Uğur Kaleli ve Ziya Altunyaldız MÜSİAD Cuma Konferansında yaptıkları açıklamada yeni anayasa ile gelecek olan Cumhurbaşkanlığı sisteminin temelinde milletin olduğunu vurguladı.
“Yeni sistemin temelinde millet var”

MÜSİAD Konya Şubesi'nin haftalık olarak düzenlediği 'Cuma Konferansları'nın bu haftaki konukları AK Parti Konya Milletvekilleri Muhammet Uğur Kaleli ve Ziya Altunyaldız oldu. Kaleli ve Altunyaldız, Türkiye'nin bugüne kadar yaşadığı sistemleri vurgulayarak vatandaşların neden 'evet' demesi gerektiği konusunda açıklamalarda bulundu.

Açılış konuşmasını yapan MÜSİAD Konya Şube Başkanı Ömer Faruk Okka, “Bugün Cuma toplantımızın 1214.'sünü gerçekleştiriyoruz. Kurulduğumuz günden bu yana aksatmadan programlarımıza devam ettik. Malumunuz üzere meclisimizde yeni anayasa paketi onaylandı. Akabinde referandum süreci başladı. 16 Nisan'da referandum oylaması gerçekleşecek. Peki biz referandumda neye evet diyoruz? Detayları nelerdir? kafamıza takılan sorular için Konya Milletvekillerimiz Uğur Kaleli Bey ve Ziya Altunyaldız Bey'i davet ettik” dedi.

“MÜSİAD TÜRKİYE’NİN SİYASİ HAYATINI DEĞİŞTİRDİ”

Türkiye'nin başarı hikayesinin arkasında AK Parti, AK Parti'nin başarı hikayesinin arkasında da MÜSİAD’ın olduğunu söyleyen AK Parti Konya Milletvekili Muhammet Uğur Kaleli, “1993 yılında kurulan MÜSİAD hem sivil toplum örgütlerindeki değişimi başlatmış hem de Türk siyasi hayatında bir değişimi başlatmıştır. AK Parti'nin başarısında MÜSİAD'in ve MÜSİAD üyelerinin katkısı çok büyüktür” ifadelerini kullandı.

“BUGÜNÜ ANLAYABİLMEK İÇİN DÜNE İYİ BAKMAK GEREKİR”

Türkiye Cumhuriyeti'nde bugünü anlayabilmek için düne iyi bakmak gerektiğine vurgu yapan Kaleli, “Dün ecdadımız Selçuklu ve Osmanlı el ele, baş başa verdikleri zamanda taşı nasıl yerden kaldırdıklarını hepimiz biliyoruz. Söz sahibi olmuşlar ve dünyanın her tarafında hak, hukuk, adalet, doğruluk ve erdemlilik adına o günlerde görevlerini idare etmişler. Ancak Osmanlı'nın son dönemlerine baktığımız zaman, özellikle 1774 yılındaki Küçükkaynarca Anlaşması'ndan sonra Osmanlı ilk toprak kaybını yaşamış. İlk toprak kaybını yaşadıktan sonra Osmanlı içerisinde çalkantılar, isyanlar giderek büyümüş. Tanzimat fermanını 1839 yılında ilan etmişler. Bunun arkasına baktığımız zaman İngiliz, Fransızlar Mustafa Reşit Paşa'ya mutlaka bu fermanın, bu ıslahatın yapılması gerektiği konusunda baskı yapmışlar ve ilan etmişler. Temeline baktığımız zaman, bir batılılaşma var. 15. ve 16. yy'da rönesans ve reform harekeleriyle birlikte Avrupa dünyada gerçekten tarım toplumu olmaktan çıkmış, sanayi toplumuna dönüşmüş. Dünyanın gözü batıya, Avrupa'ya çevrilmiş. Herkes oraya bakıyor. Bunun sonucunda Osmanlı'da da bir batı hayranlığı oluşmaya başlamış. Tanzimat fermanının temelinde de batılılaşma var. Bu batılı olan insanların artık yavaş yavaş Osmanlı İmparatorluğu içerisinde söz sahibi olmasıyla Osmanlı düşüşe geçmiş. Arkasından bu Tanzimat fermanından sonra 1856 yılında Islahat fermanı yayınlanmış. Burada da Azınlık haklarını ortaya çıkarmışlar. Öyle bir haklar koymuşlar ki padişahın yetkilerini kısıtlamışlar ve azınlık etkilerine baktığımız zaman onların statüsü değişmiş, hatta Müslümanlardan daha farklı bir statüye kavuşmaya başlamışlar. Bu fermandan sonra tekrar isyanlar devam etmiş ve bunlardan sonra Kanun-i Esasi'ye yayınlanmış. Bunun temelinde de batılılaşma ve azınlık haklar var. Daha sonra meclis fesh edilmiş ve güç kontrol tek ele dönmüş. Ülke tek elden yönetilmeye başlanmış. Daha sonra ikinci Kanun-i Esasiye yayınlanmış. Bunların ardından sürekli yeni anayasalar çıkarılmış” dedi.

“SİSTEMİN TEMELİNDE MİLLET OLMAMIŞ”

Temelinde milletin olmadığı anayasalar çıkarıldığını söyleyen Uğur Kaleli, “Tanzimat Fermanı'ndan sonra aşağı yukarı 8 tane anayasa yapılmış. Bu anayasaların hiçbirinin temelinde millet yok. Kurtuluş Savaşı'nda millet göğsünü siper ederek düşmanları yok etmiş. Ama sistemin temelinde malesef millet olmamış. Daha sonra Adnan Menderes döneminde bu ülkede tekrar kalkınma yaşanmış ve Menderes'i idam etmişler” diye konuştu.

“KARDEŞİ KARDEŞE KIRDIRMIŞLAR”

“Türkiye Cumhuriyeti tarihine baktığımızda ise 94 yıl içerisinde 65 tane hükümet kurulmuş” diyerek konuşmasını sürdüren Muhammet Uğur Kaleli, “Her 1,5 yılda bir hükümet görevde bulunmuş. Çok partili hayata geçtiğimiz zaman koalisyonlu dönemler yaşanmış. Bu dönemlerde Türkiye her yıl geriye gitmeye başlamış. Türkiye'nin içerisinde çatlaklar yaşanmış. O dönemlerde kardeşi kardeşe kırdırmışlar” ifadelerini kullandı.

“AK PARTİ DÖNEMİNDE TÜRKİYE EMİN ADIMLARLA YÜRÜDÜ”

Daha sonra AK Parti’nin kurulduğunu söyleyen Kaleli, “Bu süreçlerden sonra 2001 yılında AK Parti kurulmuş. AK Parti’nin kurulmasıyla birlikte o günkü hükümetin Türkiye’nin hem ekonomik, hem sosyal hem de siyasi parametreleri 3.dünya hükümetinden daha aşağıda olması engellenmiş. AK Parti’nin 2002’de seçimlere girmesiyle birlikte liderimiz Recep Tayyip Erdoğan’a sizi bu milletin başına getirmeyiz demişler. Ama AK Parti iktidara gelmiş. Bundan önceki hükümetlerin anlayışında gerçekten demokrasi yoktu. AK Parti iktidarı döneminde Türkiye emin adımlarla yürümeye başlamış. Bu dönemde Tayyip Bey'i tutuklamak istemişler elhamdülillah bunu başaramamışlar. Daha sonra danıştay saldırısı gerçekleştirmişler. Bu vesayet gruplarının işleri bitmemiş. Daha sonra e muhtıra yapmışlar. Ama AK Parti bunun da üstesinden gelmeye başarmış. AK Parti Türkiye'yi büyütmeye çalışırken bu kez ergenekonla uğraşmış. Daha sonra yine AK Parti'yi iktidardan etmeye çalışmışlar. Arkasından gezi olayları ve 15 Temmuz'la yine liderimizi indirmeye çalışmışlar ama bu hareket de püskürtülmüş” dedi.

“YENİ BİR ANAYASAYA İHTİYAÇ DUYULDU”

Bu gelişmelerin ardından yeni bir anayasaya ihtiyaç duyulduğunu söyleyen Muhammet Uğur Kaleli, “Yeni bir anayasaya ihtiyaç duyulmuş. Şimdi 18 maddelik yeni anayasa gündeme geldi. Devlet gidiyor, millet gidiyor diyorlar. Biz devletin yapısına dokunmuyoruz. Hak ve özgürlüklere dokunmuyoruz. Sistemin değişikliği devlet organları arasındaki ilişkilerdir. İnşallah bu sistemle birlikte devletin organları ve devlet arasındaki ilişki daha iyi düzene girecek. Bunu başarabilirsek en azından sistemin temelinden bürokrasiyi çıkarmış oluruz. Artık bölgesinde çok güçlü bir Türkiye yapma zamanı geldi. Gönül coğrafyasıyla birlikte hareket eden bir Türkiye yolunda ilerliyoruz. Hayır diyenler Türkiye’nin bu mücadeleyi vermesini istemeyen gruplardır. Bu yüzden ben 16 Nisan’da yapılacak halk oylamasını çok önemsiyorum. İnşallah ülkemiz adına hayırlı uğurlu olur” şeklinde konuştu.

“ASLA DAHA AZ BİR DEMOKRATİK SİSTEME GEÇMİYORUZ”

Dünyada ülkelerin farklı sistemlerle yönetildiğini, Türkiye’nin de şuanda parlamenter sistemle yönetildiğini vurgulayan AK Parti Konya Milletvekili Ziya Altunyaldız, “Parlamenter sistem, yani şuanda yaşadığımız sistemdir. Bunun beşiği olarak da İngiltere gösterilir. Başkanlık Sisteminde ABD bu anlamda en başarılı örnek olarak gösterilir. Yarı başkanlık sisteminde de Fransa bu anlamda iyi örnektir. Ancak önemli olan bu sistemlerde birinin diğerinden daha demokratik olması sadece isimlerinden müsamma olmadığıdır. Başkanlık sistemi yarı başkanlık sisteminden, parlamenter sistem, başkanlık sisteminden sadece adıyla ne daha demokratiktir, ne de az demokratiktir. Bunlar demokratik niteliklerini uygulamaları, anayasal hükümleri demokratik gelenekleri ve sonuçta ortaya koydukları demokratik gelenekleriyle ölçülür.  O zaman bugün demokratik sistem olarak parlamenter sistemden bizim kendi tarihi perspektifimizden ortaya koyduğumuz cumhurbaşkanlığı yönetim sistemi birilerinin dediği gibi sadece adının cumhurbaşkanlığı yönetim sistemi olmasıyla daha az demokratik olmuyor. Bu niteleme bir defa yanlış, yersiz ve gerçeklerden uzaktır. O zaman bu sistemler taşıdığı ilkelerle ve hayata geçirdiği pratiklerle demokratikliklerini savunurlar. O halde mevcut parlamenter sistemden Cumhurbaşkanlığı yönetim sistemine geçmekle asla ve asla daha az bir demokratik bir sisteme geçmiyoruz” dedi.

“BUGÜNE KADAR ÇEKTİKLERİMİZİN SEBEBİ GEÇMİŞTE YAPILANLARDIR”

Yeni anayasa ile gelecek sisteme dikkat çeken Ziya Altunyaldız, “Bugünkü sistem ve şuan teklifle dönüştürmek istediğimiz Cumhurbaşkanlığı yönetim sistemi var. Neden bu duruma geldik? Neden sistem değişikliği yapıyoruz buna bakalım. Hepimiz yaşadık ki, 50-60 döneminde yeter söz milletin denilen bir hareket 60 ihtilaliyle bir cunta hareketiyle yönetimden alınıyor. 61 anayasası yapılıyor. Bu anayasada aslında kişisel hürriyetler, demokratik ilkeler çok üst düzeyde yer bulması görüntüsüne rağmen arkasından getirilen vesayetçi kurumlar ve ilkelerle bu hükümler bir anlamda pasifize ediliyor. Bizim bugüne kadarki çektiklerimizin ana temelinde ve bizi değişikliğe götüren ana nokta mevcut sistemin ve onu kuran, kurgulayanların yaptıklarıdır” ifadelerini kullandı.

“İNSANLARI SOKAKLARA DÖKMEYE ÇALIŞTILAR”

“60 ihtilali sonrasında demokratik seçimlerle seçilen başbakan, maliye bakanı ve dışişleri bakanı darağacına gidiyor” diyerek konuşmalarını sürdüren Altunyaldız, “Sonrasında sistemin vazgeçilmezleri olan siyasi partiler değişik zamanlarda mütemadiyen kapatılıyor. Sonrasında iktidar partisi kapatılmaktan kıl payı kurtuluyor. 28 Şubat’ı yaşamışız. 2007’de meclis Cumhurbaşkanını seçti. O dönemin Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı, AK Parti tek başına Cumhurbaşkanını seçemez diyor. Cumhuriyet Gazetesi’nde bir makale yayınlıyor. Eşzamanlı irtica tehdidiyle insanlar sokaklara dökülmeye çalışılıyor. Bütün bunların arkasında yatan, milletin kendi iradesiyle seçtiği insanlara ülkeyi yönetmeye izin vermemeye çalışmasıdır” dedi.

“ARA YÜZLERİN OLMADIĞI SİSTEME GEÇMEK İSTİYORUZ”

Eski sistemin vesayetçi olmasından dolayı yeni bir anayasaya ihtiyaç duyduklarını söyleyen Altunyaldız,”Bu sistemin ana karakteri vesayetçi olmasıdır. O yüzden bu sistemi değiştiriyoruz. Dönüştürüyoruz. O yüzden bu sistemi vesayetçi olmayan, millet iradesiyle seçilen insanları doğrudan yönetebileceği, ara yüzlerin olmadığı yönetim sistemine geçmek istiyoruz. Sivil bürokrasi ve askeri cuntaya karşıyız” şeklinde konuştu.

Programın ardından MÜSİAD Konya Şube Başkanı Ömer Faruk Okka ve önceki dönem başkanı Lütfi Şimşek tarafından AK Parti Konya Milletvekilleri Muhammet Uğur Kaleli ve Ziya Altunyaldız’a günün anısına ney hediye edildi.

HÜSEYİN KOYUNCUOĞLU / YENİ HABER GAZETESİ