Geçen Kurban Bayramınızın Mübarek olmasını dileyerek yazımıza başlıyoruz.

Hareketli bir bayram yaşadık.

9 günlük izinde CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu yine yaptı yapacağını. Önce Hürriyet Gazetesine Peygamber Efendimizin (S.A.V)’in soyunda geldiğini iddia eden bir röportaj verdi.

Kemal Kılıçdaroğlu başörtüsü düşmanı CHP’yi her halde dindarlaştıracak diye düşünürken, olayın bir seçim şovu olduğunu yine Kemal Kılıçdaroğlu’nun sosyal medyada yayınladığı fotoğrafta gördük; beyefendi adice Kurban Bayramında bütün Müslümanları incitecek şekilde viskiyle poz verdiği fotoğrafını yayınladı.

Bu arada Dışişleri Bakanımız Sayın Ahmet Davutoğlu Kurban Bayramı süresince hep Konya’daydı.

Ben de Derbentliyim, onun için AK Partinin medya mensuplarımıza gönderdiği basın bülteninden Dışişleri Bakanımız Sayın Ahmet Davutoğlu’nun Derbent’e de gideceği bilgisiyle mutlu olmuştum.

Sonra anladık ki bu yanlış bilgiymiş buna üzüldük. Ahmet Davutoğlu Derbent’e gelmedi ama Bozkır, Taşkent, Beyşehir başta olmak üzere en az 15 ilçeyi gezdi, Konya’dan bütün dünyayla bağlantı kurdu ve hatta Lübnan’daki kaçırılan pilotlarımızı bile kurtardı.

Bizi üzen trafik kazalarındaki kayıplardır, yine bayram adeta kan gölüne döndü ve 150’ye yakın vatandaşımız bu kazalarda hayatını kaybetti.

Ne yazık ki dünya kupası finallerinde oynama hayali de bu arada kaybolup gitti…

Bayram süresince yaşanan gündem böylece özetlenebilecek mahiyette değildi elbette ama ben yine de Pazartesiye böyle bir giriş yapmak istedim.

Şimdi bayramı, 9 günlük izni geride bıraktık peki önümüze bakınca ne görüyoruz?

Yerel Seçimleri…

Önümüzdeki süreçte konuşulan konuların başını seçim süreci çekecek.

İktidarda, muhalefette artık atacakları her adımı 2014 yılının Mart ayında yapılacak Yerel Seçimlere göre atacaklar.

CHP bu süreci yumuşak geçirmek istiyor ama işin kötü tarafı CHP’den daha avantajlı olacağını beklediğim MHP gereksiz bir şekilde gerginlik oluşturuyor ve seçimlerin kaybedeni olmaya hızlı bir şekilde gidiyor.

Çok açık ifade ediyorum MHP bu kadar sert bir politika ile sosyal medyada çok etkili olabilir, bundan önce sokaklarda oluşturduğu kavga politikasını sosyal medyaya taşıyabilir…

Ama MHP’li arkadaşlar bilsinler bu gidişle kesinlikle oy alamazlar…

MHP’nin takip ettiği keskin ve kavgacı politika Türkiye’de sevilmiyor, kavgacılar, sinirliler, küfür edenler, insanları korkutuyor ve insanlar böyle tiplere oy vermiyor.

MHP böyle giderse yüzde onun altına gider…

Neyse, tekrar CHP’ye dönelim, CHP ne yazık ki hala bütün milleti cahil zannediyor…

Politikaya bakar mısınız?

Kılıçdaroğlu Peygamberimizin soyundan geldiğini anlatacak. Başörtüsüne parti olarak karşı çıkmayacaklar ama el altından Danıştay’a gidecekler, “Mustafa Sarıgül cahil bir tip, halk bu tip insanları sever” diyecekler, AK Partinin karşısına çıkaracaklar ve oy alacak…

CHP bu milleti kesinlikle anlamıyor…

Ülkeye baraj yapan, yol yapan, milli tank yapan, milli uçak yapan, milli otomobil için adımlar atan, milli helikopter yapan, Marmara Denizinin altından tren geçiren, Göksu’yu Konya Ovasına getiren Başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan’ı bu milletin cahil olduğundan değil, bilakis akıllı olduğundan sevdiğini anlayamıyorlar…

Bu milletin ferasetini göremiyorlar…

Peki, Yerel Seçimlerde neye göre oy vereceğiz, işte sorunun cevabı;

Biz bizi geleceğe taşıyan büyük düşünüşün, oluşumun, mantığın istişaresine güveceğiz ve o karardan çıkan isme oyumuzu vereceğiz…

Çünkü biliyoruz ki şimdi verdiğimiz her oyla sadece Türkiye’nin değil dünyanın geleceğini şekillendirecek, yarınları oluşturacak Büyük Türkiye’nin medeniyet adımına katkı yapmış olacağız…

Tarihin bize yüklediği bu büyük görevi düşünerek bu süreci yaşıyoruz, yaşayacağız…

Allah ayağımız kaydırmasın…