'Yerini nasıl dolduracağımızı bilemiyorum'

"Tarihçilerin duayeni" olarak anılan Prof. Dr. İnalcık, Cambridge Uluslararası Biyografi Merkezince, dünyada sosyal bilimler alanındaki sayılı 2 bin bilim adamı arasında gösterilmişti.
'Yerini nasıl dolduracağımızı bilemiyorum'

Tarihçiler, tedavi gördüğü hastanede hayatını kaybeden, "Şeyhü'l-Müverrihin (Tarihçilerin Şeyhi)" olarak anılan Prof. Dr. Halil İnalcık'ın "yerinin doldurulamayacağını" belirtti.

Eski Türk Tarih Kurumu (TTK) başkanlarından, MHP Milletvekili Yusuf Halaçoğlu, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Türkiye'nin çok önemli bir tarihçiyi kaybettiğini ifade ederek İnalcık'a Allah'tan rahmet diledi.

İnalcık'ın büyük eserler ortaya koyduğunu ve Türk tarihiyle ilgili ciddi araştırmalara imza attığını dile getiren Halaçoğlu, "Yerini nasıl dolduracağımızı bilemiyorum. Üniversitelerde büyük bir boşluk doğacak. Yaptığı çalışmalarla Türkiye'nin dışarıda tanıtımıyla araştırmacı sıfatıyla her bakımdan, gerçekten büyük bir bilim adamıydı." dedi.

"Pek çok genç tarihçinin ufkunu açmış simge bir hocaydı"

TTK Başkanı Prof. Dr. Refik Turan ise çok üzgün olduklarını belirterek İnalcık'ın Türk tarihinin duayeni olduğunu, yerinin doldurulamayacağını söyledi. Turan, şöyle devam etti:

"Türk bilim dünyasını hakkıyla temsil etmiş bir şahsiyetti. Yeri doldurulmaz bir tarihçi. Pek çok genç tarihçinin ufkunu açmış simge bir hocaydı. Çeşitli ödülleri vardı. Belki bir tarihçinin başaramayacağı kadar başarı yakalamıştı. Genç öğrencilere sembol olarak gösterdiğimiz mümtaz bir hocamızdı. Onu özleyeceğiz. Tabii ki üzgünüz. Allah rahmet etsin. TTK'nın mümtaz üyelerindendi. Kurul olarak onun anısına bazı faaliyetler yapacağız."

Hülagü: "Tezgahında halen kitap vardı"

Eski TTK Başkanı Prof. Dr. Metin Hülagü de İnalcık'a Allah'tan rahmet ve ailesine başsağlığı diledi.

TTK Başkanlığı döneminde İnalcık'ı daha yakından tanıma fırsatı bulduğunu anlatan Hülagü, şunları söyledi:

"Türk dünyasının bir çınarıydı. Türk tarihini batıda layıkıyla tanıtmış, anlatmaya çalışmış, 100 yaşına kadar da elinden kalemini bırakmamıştı. Bana 2 yıl önce basmamız için bir kitap getirmişti. Basmıştık ve de çok mutlu olmuştu. Arkasından da birkaç kitap hazırladığını biliyorum. Tezgahında halen kitap vardı. Dimağı taptaze, her şeyi hatırlayan, elinden kalemi bırakmayan bir insandı. 'İnşallah 100 yaşına kadar Allah bana yaşamayı nasip eder. 100 yaşını devirdikten sonra canımı alır' diyordu. Demek ki duası kabul oldu, 100 yaşını doldurdu, öyle vefat etti, asırlık bir çınar oldu. Kültürümüzden bir yaprak daha düştü."

"Bir asırlık ömrünün 80 yılını araştırmayla geçirdi"

Öğrencilerinden tarihçi Prof. Dr. İlber Ortaylı da iki hafta önce gerçekleştirdikleri görüşmede, İnalcık'ın kendilerini hayrete düşürecek bir hafıza gücüyle kuruluş dönemi Osmanlı tarihine ilişkin yorumlar yaptığını aktardı.

İnalcık'ın yaşına rağmen kabuğuna çekilmediğine işaret eden Ortaylı, bir asırlık ömrünün 80 yılının devamlı araştırma ve yazmayla geçtiğini vurguladı.

İnalcık'ın Osmanlı tarihinin bir anıtı olduğuna dikkati çeken Ortaylı, "Kendinden evvelkileri geçti, kendinden sonrakilerin de onu geçeceği şu anda şüpheli. Ümit ederiz ki Allah'ın rahmeti onun üzerine olsun. Allah'ın himmetiyle genç nesiller ona layık şekilde bu mirası değerlendirsinler. Türkiye ürünüdür. Tamamen Türkiye'de okumuş, yabancı dilleri burada öğrenmiştir. Dışarıda talebelik yapmadı, doğrudan hocalık yaptı. Dünyanın her yerinde yetiştirdiği öğrenciler var." dedi.

Ortaylı, İnalcık'ın bu hafta içerisinde Karacaahmet Mezarlığı'nda annesinin yanına defnedileceğini belirtti.

Afyoncu: "Dünya tarihinin Osmanlı tarihi olmadan yazılamayacağını ortaya koymuştur"

Tarihçi-yazar Prof. Dr. Erhan Afyoncu ise İnalcık'ın "Tarihçilerin Şeyhi" diye anıldığını hatırlatarak bir asırlık ömrü boyunca 600 yıllık Osmanlı tarihinin birçok alanında kalem oynattığını ifade etti.

İnalcık'ın hem dünya hem de Türkiye'deki tarihçilerin ufkunu açtığını dile getiren Afyoncu, şunları kaydetti:

"Türkiye ve dünyadaki tarihçiler, İnalcık'ın eserlerine bakarak kendilerine istikamet çizmişlerdir. Dünya tarihinin Osmanlı tarihi olmadan yazılamayacağını ortaya koymuştur. Aynı zamanda, tarihin belgesiz olmayacağını ifade edip 1980'li yıllarda rahmetli Turgut Özal'ı ikna etmiş, Osmanlı arşivinin tasnifini hızlandırmıştır. Siyasi tarihten iktisadi tarihe kadar Osmanlı tarihinin birçok alanında büyük bir yetkinlikle kalem oynatmıştır. Halil İnalcık, Cenabıhakk'ın ona verdiği, bir asırlık ömrü çok verimli kullanan ve artık nesli tükenmiş, yeri doldurulamaz büyük bilim adamlarından biridir."