Yerli tüketimi özendiriyorlar

Türkiye Aşçılar Federasyonu Yönetim Kurulu Başkanı Zeki Açıköz, geçen yıl başlattıkları ‘869 yerliyse yeriz’ kampanyası ile evlerde yerli ürünlerin kullanılması için hem vatandaşları hem de meslektaşlarını teşvik etmeyi amaçladıklarını söyledi.
Yerli tüketimi özendiriyorlar

Geçtiğimiz günlerde Gazyağcı Furun Kebapçısı ve Konya Gastronomi ve Turizmciler Derneği (KOGAT) iş birliği ile düzenlenen Gazyağcı Konya Yemek Festivaline, Türkiye Aşçılar Federasyonu (TAFED) Yönetim Kurulu Başkanı Zeki Açıköz de katıldı. Türkiye Aşçılar Federasyonu Yönetim Kurulu Başkanı Zeki Açıköz, katıldığı Konya Gazyağcı Yemek Festivalinde yerli ürünün önemini vurguladı. Festivalin Konya için büyük önem arz ettiğini söyleyen Açıköz, “7 bölgenin 7’sinde de olan ve 7 bölge lezzetlerine önem veren bir federasyonuz. Bu tür organizasyonların yapılması kolay değil. Konya için çok önemli ve güzel bir organizasyon olmuş” dedi. Açıköz, Türkiye Aşçılar Federasyonu olarak Antalya Gastronomi Eğitimciler Birliği (AGEB) ile geçen yıl başlattıkları ‘869 yerliyse yeriz’ kampanyası ile evlerde yerli ürünlerin kullanılması için hem vatandaşları hem de meslektaşlarını teşvik etmeyi amaçladıklarını söyledi.

‘SAMAN ALEVİ GİBİ YANIP SÖNER’

Konya yemek festivalinin bir devamlılığının olması gerektiğini savunan Açıköz, “Yemek kültürünü ifade eden festivalin Konya’da yapılmasının önemi var ama burada kalırsa saman alevi gibi yanar ve söner. Devamlılığının ardından önce Türkiye geneline, sonra yurt dışına yayılması da büyük önem taşıyor. Konya mutfağı furun kebabı ve etliekmeği ile tanınıyor. Konya yemekleri bunlardan ibaret değil. Mesela Türk mutfağı yurt dışında yalnızca döner ve kebaptan ibaret olarak biliniyor. Egede, güneyde milyonlarca turist ağırlıyoruz. Bu gelen turistlere yabancı menşeili mutfaklar kullanılıyor. Bu mutfakları yapabilmeniz için de yurt dışından dünya kadar ürün getirmek zorundasınız. Bizim bu ülkede bir sürü peynirimiz varken, gidip yurt dışından alıp kendi peynirini o insanlara o turistlere sunmayalım” şeklinde konuştu.

img-7902.jpg

‘YEMEKLERİMİZDEN GURUR DUYACAĞIZ’

Türk yemeklerine sahip çıkılması gerektiğini belirten Açıköz, “Gençliğe yabancı mutfağı öğrenmeyin demiyoruz. Onları da öğreneceğiz ama onları öğrenirken kendi kültürümüze, kendi milli değerlerimize, kendi milli bayrağımıza, kendi insanımıza, kendi topraklarımıza da, sahip çıkacağız. İnsan ailesini ve vatanını seçemez ama ailesine ve vatanına sahip çıkar. Bizim atalarımız bu vatanı alırken bir sürü kan dökmüş, tarihleri boyunca yüz kızartıcı bir şey yapmamış. Onun için bayrağımızdan ve vatanımızdan gurur duyacağız. Dolayısıyla yemeklerimizden de insanımızdan da gurur duyacağız. Bu kültür böyle oluşmuş buna sahip çıkacağız” diye vurguladı.

‘AŞÇILAR OLARAK HER ZAMAN ARKASINDAYIZ’

KOGAT Başkanı Yılmaz Seçim’in yazdığı ‘Konya Mutfağı’ kitabından duyduğu memnuniyeti dile getiren Açıköz, “Böyle bir eseri yaptığı için Yılmaz hocama teşekkür ediyorum. Mesela Konya mutfak kültüründen bahsetmiş,  tarihi yemekler ve ürünleri tanıtmış. Konya’da, bizim mesleğimiz icra eden Ateşbazı Veli diye çok önemli bir şahsiyet var. Eğer aşçılığın piri kim diye sorarsanız Ateşbazı Veli hazretleri diyebiliriz. Konya böyle bir değere sahip ve bu değere de sahip çıkmak lazım. Yılmaz hocaya el vermeniz demek Türkiye’ye el vermeniz demektir. Biz aşçılar olarak har zaman arkasındayız.

‘KONYA GASTRONOMİ DÜNYASINDA YERİNİ ALACAK!”

“Bundan sonra Konya, gastronomi dünyasında yerini alacak” diyen Açıköz, “Bizim yerel yönetimlerden, ticaret odalarından, üniversitelerden beklediğimiz, emek hırsızlarını değil, işe gönül verenlerini tercih ederek arkadaşlarımıza destek olmaları. Gereken destek verildiği takdirde biz, Türkiye Aşçılar Federasyonu olarak bütün benliklerimizle birliklerimizle, meslektaşlarımızla Konya’da oluruz” ifadelerini kullandı. Açıköz, “Konya’nın küflü peyniri yeterince bilinmiyor, bu konuda eksikliklerimiz nedir?” sorusunu, “ En büyük eksikliğimiz tanıtım. Yeterince tanıtılmıyor. Fransa’nın Rokfor peynirinin, küflü peynirle yapım metotları aşağı yukarı aynı. Dolayısıyla sahip çıkmalıyız ama bu ürünleri de standart yapabilmemiz lazım. Senin kapasiten 50 ton mu? 100 ton yapacağım diye ürünün genetiğiyle oynama ürün aynı çıksın. Nasıl imza atıyorsunuz imza taklit edilemiyor aslında yapılan ürün de bir imzadır. Şehrin imzası” şeklinde cevapladı. Yerli ürünlerin tanıtılması konusunda üreticilere de büyük iş düştüğünü ifade eden Açıköz, “İyi ürün her zaman iyi para eder. Para kazanmak için süte su karıştırmanın ya da peyniri 10 kilo alacaksan 12 nasıl yaparım demenin bir alemi yok. Tadı da, görüntüsü, de lezzeti de aynı olmalı. Bizim orada aynı değil diye yamuk odunu bile atmıyorlar. Biz bugün bunu burada konuştuk Allah zeka sağlığı ve ömür verirse 100 sene sonra aynı şeyleri konuşuruz” diyerek sözlerini tamamladı.

SÜMEYRA KENESARI / YENİ HABER GAZETESİ