Yerli ve yabancı gazeteciler Konya'da buluştu

Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) Başkanı İlhan Yerlikaya, terör olaylarında yayın hassasiyetine ilişkin, "Bu konuda Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş ve RTÜK olarak biz de yayıncılarımızla çok sayıda toplantı yaptık. Son zamanlarda Türkiye'deki yayıncılarımız bu konuda gerçekten hassas davranıyor" dedi.

Yerlikaya, Konya'da Nova Otel'de düzenlenen yerli ve yabancı gazeteciler ile akademisyenlerin katıldığı, Uluslararası Kültür Turizmi ve Medya Kurultayı'nda, son zamanlarda Türkiye'de ve dünyanın farklı yerlerinde bazı terör olaylarının yaşandığına işaret etti.

Terörün iki aşamalı amacı olduğuna dikkati çeken Yerlikaya, bunun ilkinin eylemi yapmak, ikincisin ise o eylemi mümkün olduğu kadar geniş alana yaymak olduğunu belirtti.

- Terör olaylarına ilişkin yayın hassasiyeti

Yerlikaya, birinci aşamanın engellenmesi için güvenlik güçlerinin mesai harcadığına vurgu yaparak, şöyle devam etti:

"İkinci aşamasını engellenmesi de medyaya düşmektedir. Terörün iç yüzünü ve dehşet özelliğini yansıtmadığımız sürece teröre hizmet etmemiş sayılırız ama bunu olduğu gibi yansıtıyorsak o zaman teröre hizmet etmiş sayılıyoruz. Bu konuda Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş ve RTÜK olarak biz de yayıncılarımızla çok sayıda toplantı yaptık. Son zamanlarda Türkiye'deki yayıncılarımız bu konuda gerçekten hassas davranıyor." 

"Türkiye'de de Allah'a şükür çoğulculuk vardır"

Türkiye'deki basın ve ifade özgürlüğüne yönelik Batı'dan çeşitli eleştirilerin yapıldığına değinen Yerlikaya, şunları ifade etti:

"İfade ve basın özgürlüğü yok deniliyor. Yurt dışındaki radyo ve televizyon üst kurulu üyeleriyle tanıştım. Türkiye'de bin 700'ye yakın radyo ve televizyon var. Bu kadar yayıncı Avrupa'da birçok ülkede yoktur. Örneğin Almanya'da bu rakam 500'dür. Buradaki uluslararası medya mensubu arkadaşlar da bunu bilir. İngiltere ve diğer yerlerde de böyledir. İfade özgürlüğünün temeli de çoğulculuğa dayanır. Türkiye'de de Allah'a şükür çoğulculuk vardır. Bunun içinde yerel medyanın katkısı da çok büyüktür. Bu konuda Başbakan yardımcımız ve biz yerel medyayı desteklemek konusunda elimizden gelen herşeyi yapmaya çalışacağız." 

İzinsiz yayınla mücadele sürüyor

Yerlikaya, korsan yayıncılıkla çok ciddi mücadele içerisinde olduklarını belirterek, izinsiz yayın yapan 110 televizyon kanalının kapatıldığını, 17 kanalı da kapatma kararı aldıklarını bildirdi. Yerlikaya, "Bunlarla mücadelemiz devam ediyor. Anadolu televizyon kanallarına yönelik Basın İlan Kurumu'nda olduğu gibi destek verilmesi konusu var. Bu konu da önemlidir. Yerel medya, bir takım sıkıntılar içerisindedir. Bunların aşılması mevzuatla olacaktır. Bu yöndeki çalışmalarımız devam ediyor." dedi.

Kurultaya 220 medya mensubu katıldı

Anadolu Yayıncılar Derneği Başkanı Sinan Burhan da bu programın Türkiye'de ilk defa düzenlendiğine dikkati çekti.

Uluslararası, ulusal ve yerel gazetelerden yaklaşık 220 medya mensubunun kurultaya katıldığını dile getiren Burhan, kurultayı Konya'da düzenlemekteki amaçlarının; Konya'nın Mevlana şehri olduğunu, Mevlana'nın da sevgi, barış ve kardeşliğin sembolü olduğunu bildirdi.

Burhan, son dönemde uluslararası bazı gazete ve televizyonlarda Türkiye ile Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan hakkında aleyhte bazı haberler çıktığını vurgulayarak, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Bizler özgür ortamda yayın yapıyoruz. Türkiye'de demokrasi gelişmiş durumdadır. Üstelik Hz. Mevlana'nın kentinden sevgi ve barıştan başka bir şey olmaz. Böyle bir medeniyete sahip kentten ve ülkeden sevgi ve barıştan başka bir şey beklemek söz konusu değil. O nedenle burada böyle bir toplantıyı yapıyoruz. Ayrıca Türk dilinin başkenti Karaman'da toplantımız olacak. Konya İslam Dünyası Turizm Başkenti. İki başkenti birleştirmiş olduk. Kültüre, turizme medya mensupları vasıtasıyla katkı sağlamaya çalışacağız." 

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Ahmet Sorgun, Konya'nın huzur ve barış şehri olduğunu söyledi.

Konya'nın Beyşehir ilçesindeki bıçaklı kavga sonrası yaşanan olaya değinen Sorgun, "Bu münferit bir hadisedir. Bu konuda dikkat etmemiz gerekiyor." ifadesini kullandı. 

Türkiye'nin son yıllarda turizm üzerinden kuşatılmak istendiğini vurgulayan Sorgun, "Türkiye'yi yeterince tanımıyorlar. Geçen bayramda Atatürk Havalimanı, bir günde bin 500'e yaklaşan uçuşuyla en büyük hareketliliğini yaşadı. Onlar ne kadar etrafımıza çember örmek istiyorlarsa da gerçekten basın yayın kuruluşlarında da ifade edildi, bayram süresince turizm tesislerinde neredeyse yer bulunamadı. Bu millet kendisine zoraki giydirilmek istenen elbiseleri kabul etmedi. Bu çemberleri nasıl yaracağını göstermiş oldu." diye konuştu.

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Yasin Aktay, yakın bir yerde gerçekleşen olayların kısa sürede dünyanın diğer ucunda duyulduğunu belirtti. 

İletişim imkanlarının gelişmesine rağmen bazı olayların dünya kamuoyunda yer almadığına dikkati çeken Aktay, şunları kaydetti:

"21 yıl önce Avrupa'nın tam da ortasında Srebrenitsa'da katliam oldu. Bir soykırım ve katliam... İnsanlık dışı bir katliamı Avrupa ve dünya görmedi bile. Uzun süre orada yaşananları görmedi. Aynı şekilde Suriye'de günde yüzlerce kişi en vahşi biçimde katledildiğine dünya seyirci kalabilmektedir. Dünya ne kadar değişmiş olursa olsun insana dair hiçbir şey değişmiyor."

Kurtulmuş: Medyanın en temel meselesi tarafsızlık 
Daha sonra kürsüye gelen Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş ise, medyayla ilgili en temel konulardan birisinin medyanın tarafsızlığı meselesi olduğu belirterek, “Tarafsızlık ne demektir, tarafsız olmak mümkün müdür? Aslında medyayla ilgili mutlak tarafsızlık meselesi şöyle bir noktaya götürüyor; medyanın sahipleri de, mensupları da herkes insan olduğuna göre her insanın bir bakış açısı, değerlendirme, dünyayı algılama biçimi var. Dünya durduğu yerde duruyor ama dünyaya hangi pencereden bakıyorsanız onu tarif ediyorsunuz. Tam manasıyla tarafsızlık, herkesin aynı şeyi algılaması, asla söz konusu edilemez. İnsana göre, çevreye göre değişiyor, sonuç olarak da yorum işin içine girdiği için… Tarafsızlık kadim tartışmalardan biridir. Medya olayları aktarmakta aracı olduğu gibi hakikati görmek ve aktarmak zorundadır” dedi.

“Tarafsızlık olacaksa ilkelerden yana olmak durumundayız”
Kurtulmuş, hayatı ilişkin olarak hepimizin ilişkiler üzerinden olayları değerlendirmemiz gerektiğini, bunun için de 6 temel ilkenin dünyayı anlamak ve algılamak bakımında yararlı olduğu kanaatinde olduğunu belirterek, “Olayları yorumlamamız ve görmemiz hangi ilkelerden hareket ettiğimizle doğrudan doğruya ilgilidir. Tarafsızlık olacaksa ilkelerden yana olmak durumundayız. Bu ilkelerden birincisi, savaşı değil barışı esas almak olmalıdır. İkinci ilkemiz, çatışma değil uzlaşıdır. Çatışmak insanoğlunun en kolay ve en ilkel çözüm bulma yöntemidir. Bugün dünyada da sorunları çözmenin en temel yolu uzlaşmayı temel almak olmalıdır. Uzlaşı ile yeni bir Orta Doğuyu inşa etmek mecburiyetindeyiz. Üçüncü ilkemiz ise, kaos değil, hukukun üstünlüğü. Dünya’da her zaman düzenden yana değil kaostan yana olanlar oldu. Bizim Türkiye olarak kaosun her türlüsüne karşı olduğumuzu, düzenden ve düzeni sağlayacak hukukun üstünlüğünden yana olduğumuzu ifade etmek istiyorum. Dördüncüsü, eşitsizlik değil adalet olmalıdır. Biz, eşitsizliği değil adaleti savunacağız. Biz ilkelerin yanında taraf olmak durumundayız. Beşincisi de, baskı, sömürü ve köleleştirmeye karşı özgürlüklerden yana olacağız. Altıncısı ise, seçkinciliğe karşı demokrasidir. Demokrasi, hukukun üstünlüğü, adalet, eşitlik, barış, objektif evrensel kriterleri olan unsurlardır. Herkesin bu evrensel kriterler içerisinde ilişkiler oluşturması lazımdır. Bu ilkelerin ayaklar altına alınması tarafsızlık değildir” şeklinde konuştu.

“Suriyeliler üzerinden provokasyon yapmak isteyenlere asla müsaade etmeyin”
Türkiye olarak zor bir dönemden geçtiğimizi ifade eden Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş, “Türkiye Suriyeli mülteciler konusunda dünyanın bütün ülkeleri neredeyse çifte standartlı davranırken, 2011 yılının Nisan ayından bu yana 3 milyonu aşkın Suriyeli kardeşimize ev sahipliği yapmıştır ve yapmaya devam etmektedir. Bunun için AK Parti hükümetlerini tebrik ediyorum ama bundan daha önemlisi 79 milyon milletimizi tebrik ediyorum. Ekmeğimizi, aşımızı, suyumuz paylaştık. Bu millete her türlü takdir, övgü azdır. Milletimizden Allah razı olsun. Zaman zaman bazı provokasyonlar olmadı mı, yapmaya çalıştılar. Maalesef Beyşehir’de büyüyen olaylarda 2 evladımız vefat etti. Yakınlarına Allah’tan rahmet diliyorum. Milletimizi buradan uyarıyorum aman ha, Suriyeliler üzerinden provokasyon yapmak isteyen bazı çakallar olabilir, bundan yararlanmak isteyenlere asla müsaade etmeyin. Kimsenin bu konuda ortalığı karıştırmasına vesile olmayın. Bundan sonraki süreçte de Suriyelilere vatandaşlık veriliyor mu meselesi üzerinden toplumsal hassasiyetleri kaşımak isteyenler olabilir. Vatandaşlık meselesi ile ilgili kesinleşmiş bir şey yok, çalışmalar yapılıyor. Dünyanın her yerinde vatandaşlığa nasıl alınacağı, nasıl çıkarılacağı bellidir. Ölçüleri, kriterleri İçişleri Bakanlığı bünyesinde tartışılıyor. Milletimiz müsterih olsun” dedi.
Bir başka önemli konunun da, Türkiye’nin çevredeki gelişmeler konusunda yeni bir safhaya geçmiş olması olduğunu ifade ederek, “Bunlardan birisi yeni hükümet ile dış politikada barışçıl bir çabaya geçilmesi. Bu coğrafyanın bir barış adası olması için Türkiye çalışmaktadır. Türkiye çevresindeki ülkelerde barışın, hukukun üstünlüğünden taviz verilmeden gerçekleşmesi için elinden gelen gayreti ortaya koyuyor. Bu ilkeler doğrultusunda yeni bir Türkiye’nin, yeni bir Orta Doğunun ve yeni bir dünyanın kurulduğunu görmektir” diye konuştu.
Konuşmaların ardından program Konya ve Hz. Mevlana Sunumu, İslam Dünyası Turizm Başkenti Konya Sunumu, Küresel Sorunlar ve Medya Paneli ile devam etti.