2016 Avrupa Şampiyonası elemelerinde ikinci randevudan milli takımımız mağlup ayrıldı. Maça istekli başlayan taraf bizdik ve akabinde de golü istediğimiz bir dakikada Caner’in müthiş ortası ve Umut’un güzel vuruşu ile öne geçtik.

Her şey yolunda giderken rakip takımın bulduğu pozisyonda Semih golü engelledi diyemeden duran topta golü kalemizde gördük.

Tomas Sivok ceza sahası içinde bu kadar rahat bırakılması sonucunda cezayı kesti.

Golden sonra biraz duraklasak da topun arkasına geçen, tempoyu belirleyen gene milli takımımız oldu. Özellikle sağ kanattan gelişen ataklarda rakibi bunalttık. Eğer bu atakların birisi gol ile sonuçlansaydı sonuç gerçekten çok değişik olabilirdi.

Oyuncularımızın üçüncü bölgeye geçtikten sonra yavaş davranmaları, önce orta yapmaya karar verip bir anda vazgeçip çalım atmaya kalkışmaları öne geçmemize engel oldu.

Bana göre ilk yarının en iyisi Ozan Tufan’dı. Genç ve tecrübesiz olmasına rağmen zamanlaması harikaydı. Soğukkanlı oluşu, temposu onun hakkında bende çok iyi düşünceler oluşturdu.

Caner’in ise temposuna diyecek yoktu. Gökhan Gönül genel itibari ile iyiydi ama daha fazla orta yapsaydı hiçte fena olmazdı.

Olcay Şahan ilk yarıda belki de en sönük kalan oyuncumuzdu ki bu oyundan çıkana dek böyle devam etti.

Ne olsuysa ikinci yarıda oldu. Tempolu, öne geçmeyi arzulayan bir mili takım beklerken ortaya konulan futbol hiçte öyle olmadı.

Milli takım ikinci yarıda sahada yok gibiydi. Gidişat golün geleceğinin habercisiydi. Bizse ne geriye düşmeden önce ne de golden sonra bir türlü tempomuzu yükseltemedik ve Çek Cumhuriyeti’nin istediği gibi maça devam ettik.

Sonradan oyuna dâhil olanlar da oyunu değiştiremeyince yenilgiyi mecburen kabullendik. Grupta sıfır puanla sonuncu sıradayız. Yeter artık bir an önce kendimize gelmemiz gerek yoksa hayallerimiz gene başka bir bahara kalacak.