Hamdi Bağcı

Hamdi Bağcı

Yoğun Hafta Sonundan Konya Notları

Yoğun Hafta Sonundan Konya Notları

Konya hafta sonunda yine çok yoğundu. Şöyle önce isterseniz bu yoğun hafta sonunun öne çıkanlarını yazalım:  

Konyaspor, Mersin İdman Yurdu’nu ağırladı, maçı Konya’nın spor duayeni Recep Çınar Ağabey’le birlikte izledim, notlarım var bir başka yazımda aktarmaya çalışacağım.

AK Parti Meram, Karatay, Selçuklu kongreleri vardı, sadece bugüne sığmayacak notlarımız var, elbette bu hafta bu konuları da sizinle paylaşmaya çalışacağım.

Konya Büyükşehir Belediyesi’nin Tarihi Şehir Meydanı’nda açtığı ve yoğun ilgi gören Konya Kitap Günleri’nin Rasim Özdenören ve Nuri Pakdil Cumartesi günü misafiriydi ve gerçekten müthiş yoğun bir atmosfer vardı, notlarım var, aktarmaya çalışacağım. Şunu da belirteyim, bu alan Konya için çok dar, en az iki katına bu alanın çıkarılması gerekiyor. Başka bir gün bu konuyu da ayrıntıları ile yazacağım.

Beşiktaş ve Trabzon, Pazar günü Konya’da maç yaptılar ama Konyalı Gazeteciler adam yerine konmadığı için maça alınmadı ve doğal olarak da bu konuyla ilgili bir şeyler yazmayacağım.

Konya Yazarlar Birliği kültürel faaliyetleri çerçevesinde Prof Dr Ahmet Çaycı “Osmanlı Seyyahlarının Konya Hatıraları” isimli konferans için Yazarlar Birliğinin konuğuydu.

Bir başka konferansta ise konuk, Diyanet İşleri Başkanlığı Strateji Geliştirme Başkanı Dr. Necdet Subaşı’ydı. Subaşı’nın konferansının konusu ise "Türkiye'de Dini Hayat Araştırması”ydı.

MÜSİAD ise engelli kardeşlerimizi unutmamış, oldukça önemli bir konferansta Cuma Toplantılarında Hasan Basri Sayın konuktu.

Bu başlıkların dışında da çok yoğun bir hafta sonu yaşanıyor Konya’da ve tabi elbette bize de maşaAllah demek düşüyor.

Neyse gelelim bizim notlarımıza, önce Cumartesi günü Ankara’dan gelen bir dostumla birlikteydik oradan aldığım notları yazacağım.

Bir çay içelim, diye sözleştik, önce Kitap Günleri etkinliği arkasından da Camlı Köşk iyi olur dedik, ama Camlı Köşk tıklık tıklık doluydu.

Dışarıda yerler vardı, oturduk, çayı kendin getirmen gerekiyormuş, bu saçma uygulamayı anlayamadığımızı belirtelim, baktık, insanlar çay sırasında bekliyor, kalktık ve biz de paramızla rezil olmamak için başka bir mekân aramaya başladık.

Forum civarında, ismi de M. Jackson olan enteresan bir yer bulduk.

Epeydir de Forum’a gitmiyormuşum, bunu fark ettim. Şık bir mekân, ismi biraz tuhaf ama gerçekten güzel kahvesi var.

Burada epey oturduk, siyaseti konuştuk, Ankara’yı konuştuk, Konya’yı konuştuk.

Tabi bizim anlayabildiğimiz kadarıyla Ankara bugünlerde, Anayasa Mahkemesinin kendisini yasamanın ve yürütmenin üzerinde gören, halkın seçtiği TBMM’ye saygısızlık mesabesinde, almak istediği, medyaya başkanı, eskinin dava arkadaşımız, şimdinin ise Meclisi hizaya getrime memuru görevini üstlenmiş Haşim Kılıç’ın açıkladığı yüzde 10 barajı konusuna odaklanmış durumda.

Ben açıkçası bu konudan bir şey çıkacağını zannetmiyorum ama Ankara’da tabi bu konu gündemde onu ifade edeyim.

Bununla birlikte Ankara’da en fazla konuşulan bir diğer konu ise Hükümetin Alevi açılımı…

Hükümet ve dolayısıyla AK Parti ince eleyip sık dokuyarak bu baraj konusunu bir krize dönüşmeden atlatmak istiyor. Ama Haşim Kılıç öyle anlaşılıyor ki kriz çıkarmakta bir beis görmüyor, işte neticede bu süreci hep birlikte yaşayacağız.

Şunu da size çok açık bir şekilde ifade edeyim, Anayasa Mahkemesinin bu, siyaseti dizayn görevi önümüzdeki süreçte Anayasa Mahkemesinin Anaya değişikliği ile kapatılmasını bile gündeme getirebilir.

Zira Savcı yok, Avukat yok, birileri oturuyor ve siyaseti dizayn etme yetkisi görüyor kendisinde, bunun adı yargı falan olamaz, açıkça ifade edelim, bu yargısız infazdır, jakoben, dayatmacı, darbeci bir mantıkla siyasetin üzerinde birilerinin kendinde güç vehmetmesidir, işte tartışılan konuda asıl budur.

Yoksa zaten AK Parti barajdan korkmaz, barajda yine CHP boğulur, MHP boğulur. BBP, SP gibi küçük partiler ise zaten bu görüntüleriyle sadece avuçlarını yalarlar.

Ne oldu, belediye seçimleri öncesi Saadet Partisi nerede ise Konya’daki belediyelerin yarısını alıyordu, sonuç; geçen seçimden bile daha az bir oy ve birkaç ay sonra AK Partiye geçen bir küçük belde mesabesinde ilçede belediye başkanı.

Neticede bu millet Büyük Türkiye yürüyüşünün devam etmesini istediği sürece bu Yeni Türkiye yolculuğu devam eder, barajda boğulacaklar da, MHP, HDP, CHP gibi partiler olur.

Onun için “Anayasa Mahkemesinin baraj konusunda alacağı karar”, derken aman yanlış anlamayın, Ankara’da konuşulan, baraj kalkarsa ne olacak? Değil, bu vesayetçi hali ile Anayasa Mahkemesi nereye varabilecek? Konu bu…

Ve Yüce Meclis elbette üzerine düşeni yapar, darbe ürünü kurumların darbeci mantığı ile hareket etmesinin bedelini bu kurumlara ödetir.

Türkiye eskiye gitmez, müsterih olun... Türkiye vesayet yapısını artık kabul etmez, müsterih olun. Yüce Meclis üzerinde Allah’ın (C.C.) takdirinin dışında bir gücü kabul etmez, müsterih olun…

İkinci önemli konu dediğim Alevi meselesinde ise elbette hükümetimize de bazı önerilerimiz olacak. Tabi ben şunu da burada ifade edeyim, Konya’daki vakıflar, cemaatler bu görevi üstlenemeyecek anlaşıldı, ama MÜSİAD Konya yapabilir; Konya’da bir Alevi Konferansı düzenleyebilir, Alevi Dedeleri, Konya’ya davet edilebilir ve Konya’dan dünyaya Alevilerin de bizim öp öz kardeşlerimiz olduğu haykırıla bilir… 

Ben açıkça ifade edeyim, değerli Lütfi Şimşek Başkanımız, bilginiz olsun, Konya’da MÜSİAD kadar cesaretli ve MÜSİAD kadar aktif, Konya’ya ve Türkiye’ye yön verebilecek ikinci bir sivil toplum kuruluşu yok, onun için bu konuda da adımı sizden bekliyoruz.

Alevi konusu önemli, çok partili dönemde ilk defa Aleviler CHP konusunda kırılma yaşıyorlar ve AK Partiye yakınlaşıyorlar.

Eğer bu süreç iyi değerlendirilebilirse Alevi kardeşlerimiz de yoğun bir şekilde AK Parti’ye oy verirse çok rahat bir şekilde AK Parti genel seçimlerde yüzde 50 bandını aşar ve 350’nin üzerinde milletvekili çıkarır.

Böylece de tek başına Anayasa’yı değiştirecek çoğunluğa erişir. Yeni Büyük Türkiye yolculuğu Başkanlık sistemine de geçilerek, güçlü bir şekilde devam eder.

Bilginiz olsun, bu hepimizin meselesi ve Türkiye Davası hepimizin davası, hepimizin güçlü bir şekilde inisiyatif almamız, üzerimize düşeni yapmamız gereken bir süreç.

Konulara devam edeceğiz.

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
Hamdi Bağcı Arşivi
SON YAZILAR