Yüzyılın Kongresi

İslami Ekonomi Sisteminin soruları ve sorunları Konya'da masaya yatırılacak.
Yüzyılın Kongresi

İslami Ekonomi Sisteminin soruları ve sorunları Konya'da masaya yatırılacak. 15-18 Ekim Tarihleri arasında gerçekleşecek Uluslararası İslam Ticaret Hukuku Kongresi 2. si hakkında bilgi veren Kongrenin Genel Sekreteri Prof. Dr. Mehmet Bayyiğit, Müslüman işadamının Çağdaş dünyada karşılaştığı sorunlara çözüm üretecek olmanın mutluluğunu yaşadıklarını kaydetti. Bayyiğit, Konya'nın ismini ön plana çıkaran bu Kongreye herkesin sahip çıkması gerektiğini söyledi.

Konya 15-18 Ekim tarihleri arasında bir belki de son yüzyılın en önemli kongrelerinden birine daha ev sahipliği yapacak. Uluslar arası İslam Ticaret Hukuku Kongresi. Herkesin ve her şeyin ekonomi üzerine oturduğu çağdaş dünyanın kendine has sorunlarının yanı sıra İslami hassasiyetleri olan Müslüman işadamlarının yaşadığı sorunlara bir nebze çözüm üretebilmek amacıyla düzenlenen bu önemli kongre, dünyanın dört bir yanından gelen Müslüman Alimleri ve Müslüman Ekonomistleri Konya'da buluşturacak. İş dünyasından gelen taleple ortaya çıkan bu kongrenin ilki 1996 yılında gerçekleşen kongre için son hazırlıklarda tamamlandı. Kongrenin bu yılki faaliyetleri, konuları ve bu ana kadar yapılan hazırlıkları hakkında bilgi veren Genel Sekreter Prof. Dr. Mehmet Bayyiğit, önemli açıklamalarda bulundu. İlk olarak böyle bir Kongre'ye neden ihtiyaç duyulduğu konusuna değinen Bayyiğit, "Özellikle imajlı işadamları yaptıkları işle imajlarının açık olmasını isterler. Yani yaptıkları işle imajları çakışır ise, bundan ciddi bir rahatsızlık duyuyorlar. Dolayısıyla biz yaptığımız çalışmalarla işadamımıza ticaretlerinde ortaya çıkan sorunların islami açıdan çözüm yollarını ya da kafalarında oluşan sorulara çağdaş islami kurallarla nasıl çözebileceklerini aktarmak amacıyla böyle bir yola çıktık" dedi. "Ticaretimiz büyüdükçe ortaya daha fazla soru ve sorun ile birçok problem ve güncel konular ortaya çıkıyor. Şirketlerdeki yönetimlerde problemler var. Dolayısıyla  “bunları insani çerçevede nasıl çözümleyeceklerini bilemeyen İşadamlarının çağrısına uyduk" diyen Bayyiğit, "Bu konularla ilgili çözüm üreteceğini düşündüğümüz insanları buraya davet ettik. Bütün ümmetin ciddiye alacağı, önemseyeceği, uygulayabileceği, Alimlerden müteşekkil bir gurup, sadece iş adamlarının değil, paraya elini dokunan herkesin cevabını merak ettiği konulara değinsin istedik. İlk olarak 1996’da çıktık yola. Ama evveliyatı da var" şeklinde konuştu.

İŞ DÜNYASININ PROBLEMLERİ HAD SAFHADA

Bayyiğit, konu başlıklarının da işadamları, sanayiciler, meslek odaları ve bilim adamlarıyla konuşularak ve istişare edilerek belirlendiğini kaydetti. ‘’Onlara problemleriniz nedir, ne tür sorunlarla karşılaşıyorsunuz’’ diye sorduk ve aldığımız yanıtlara göre Kongrenin çerçevesinin belirlendiğini söyleyen Bayyiğit, bu soruların karşısında Müslüman Dünyanın çok sayıda birikmiş problemi olduğunun farkına varıldığını söyledi. Bayyiğit konuşmasını şöyle sürdürdü;  “Her alanda problemler var, özellikle dini hassasiyeti olan işadamlarının karşılaştıkları problemler had safhada. Onlarda çok sağlıklı bir şekilde çözülmemiş. Bir işin mutlaka bilim adamlarının bu konuda uyardıkları fıkhi bir kitap veya fetvalar var ama bunların çoğu da güncel sorunları bire bir içine almak zorunda değil. Dolayısıyla bunlar tartışma olduğu için fıkıh alanında, İslam Hukuku alanında uzmanlaşmış insanlar olacak, hem de bu sistemi bu ekonomik dünyada olan uzman insanlar olacak ki, ikisi bir araya geldiği zaman daha sağlıklı sonuçlar ortaya çıkabilsin. Biz bu yöntemle bu işe başladık ve o sondan daha boyutlarda olduğunu gördük. Ve bunlardan ancak bir kongre çerçevesinde çizilebilecek olanları tespit ettik" diye konuştu.

mehmet-bayyigit.jpg

“EN ÖNEMLİ EKONOMİK SORUNLARA İSLAMİ BAKIŞ AÇISI SUNUYORUZ”

Tüm problemlerin bir kongrede halledilmesinin mümkün olamayacağını kaydeden Bayyiğit, " Onları sınırlandırmak zorundasınız. Hocalarımız bu konuyu tartışacak ve neticeye varacaklar çünkü. Otuz civarında problem tespit ederek beş ana oturumda zekat, finans, borsa, sigorta, faiz, şirket yönetimi gibi bu konuları tartışmaya aldık. Yani risk olanı tespit ettik bu programda hocalarla görüşmeler yaptık. Konular önceden tespit ediliyor ve bu konuları çözümleyebilecek nitelikli olan hocalar bulunuyor bu Türkiye’de de olabilir, dünyada da. Çünkü uluslararası bir kongre bu. Ve onlar tebliğleriyle birlikte davet edilerek burada tartışılarak müzakereciler ortamında, buradan sonuç çıkarılmasını sağlayabilecek k bir yöntem geliştirildi. Biliyorsunuz diğer sempozyum kongrelerde  konu tespit edilir, o konuyla ilgili herkes kendine göre bir tarafı ele alarak tebliğ sunar, herkes tebliğini bitirir ondan sonra düzenlenir. Bizim burada farkımız şu-dur, biz  burada problem tespiti yapıyoruz tek tek, bunların çözümlenmesi için siparişler veriyoruz, bunların tekrar müzakere edilmesini tartışılmasını sağlıyoruz ve sonunda da o konunun fetva niteliğinde sonucunun olacağına  ulaşıyoruz" diye konuştu.

“YÜZ YILLARIN BİRİKMİŞ SORUNLARI DURUYOR ÖNÜMÜZDE”

Bu kongrenin ülkemiz ve ümmet açısından belki bu yüz küsur yıldan beri yapılmadığını ifade eden Bayyiğit, " Mesela kadın istihdamı hep sorundur, hala daha sorun. Ama biz bunu çözdük. İslam dini kadının çalışmasını hukuken engellememektedir. Günümüz modern toplumunda kadının çalışması temel amaç felsefe ve yaklaşım açısından farklılıklar taşımaktadır. Burada temel sorun kadının çalışmasının meşru olup olmaması değil, toplum içinde kadına İslami yüklediği rol ile, modern dünyanın yüklediği rolün ne derece uygun olduğudur. Sorularımızın hepsi netice itibariyle sonuca bağlanmış. Benim iddiam burada, biz Osmanlıdan itibaren yapılmayan bir şey yaptık aslında  ve bir başlangıçtır bu. Estetik uygulaması vs. Tabi garip bir ülkede bunları siz uygulanacak diye kimseye dayatamazsınız böyle bir şey yok. Bu işi dert edinen, önemseyen bütün kurum ve kuruluşlara, işadamlarına bu işi sonuçları sunuyoruz senin derdinin dermanı bu arkadaş diyoruz, istersen bunu uygularsan vicdanen rahat olursun ahireti de kazanırsın bu anlamda diye onlara bir teklif sunuyoruz. Gerçi Türkiye’nin dışında bir iki ülkede buna benzer fetva kuruluşları var. Bizim bildiğimiz, Suudi Arabistan da vs. Fakat bunların yaptıkları iyi şeyler olduğunu söylüyoruz. Genellikle bölgesel kalmaya mahkum. Türkiye’de ulema gerçekten çok farklı. Çok daha objektif düşünebilen, tartışabilen. Türkiye’deki ulema İslam birlinde de tartışabilen insanlardır" ifadelerini kullandı.

“EN ACİL PROBLEMLERİN ÇÖZÜMÜYLE BAŞLIYORUZ İŞE”

 "Kur’an-a sünnete aykırı bir şey söylemeniz mümkün değildir zaten temel olarak. Dolayısıyla sizi öyle müzakere ederler, mahvederler ki, ıskarta olur çıkarsınız. Bu sebeple temelini bilmeden bu konuları tartışmak doğru değildir. O yüzden ben çok sağlıklı sonuçlara vardığımızı düşünüyorum. 97’de bunun kitabını çıkardık fakat ö dönemde 28 şubat süreci başladığı için maalesef kimseyle paylaşamadık" diyen Bayyiğit, " Şu kitabı piyasaya bile arz edemedik korkumuzdan. O nedenle bu konu ‘güme’ gitti. Şimdi sağ olsun arkadaşlar bu işin önemini kavradıkları için, ‘’Bu işi tekrar diriltelim bu iş böyle olmaz, devam etmesi lazım’’  dediler aslında biz biraz zor kabul ettik, üç dört yılda bir tekrarlayalım istiyoruz. Yeni çağdaş sorunlara  çözüm üretmeye yönelik. Fakat on dokuz yıllık bir ara ortaya çıkmış oldu, yenilendi, inşallah bundan sonra pediatrik olarak çoğalacak. Biz şimdi arkadaşlarla yeniden, neler tartışabiliriz diye gündemimize aldık. Yirmi civarında tartışabilip de sonuca varacağımız problem tespit ettik. Yüz küsur sorundan en aciliyeti  olan, insanların karşı karşıya oldukları problemler bunlar. "

Kongrelerin bundan ibaret kalmayacağını bundan sonrada sürdürülmesinin çok önemli olduğunu belirten Bayyiğit "Üç dört yılda bir yaptığımızda da sorunlar tükenmeyecek. Yeni sorunlar çıkıyor birde gördüğünüz gibi katlanarak gidiyor. Çünkü değişen toplumsal yapı, değişen ekonomi şartları, hayat tarzı insanlara yeni sorunlar ortaya çıkarıyor.  Diyoruz ki,  bunun Müslümanlar tarafından çözümlenmesi lazım. Çünkü İslam evrenseldir. Beş yüz sene önce verilen fetva o gün için doğrudur ama bugün için doğru olmayabilir. Çünkü şartlar değişmiştir dolayısıyla Kuran ve sünnet esas olmak üzere o fetvaları yorumlamak zorundasınız." dedi.

“HEM TÜRKİYE HEM KONYA BU KONGREYİ SAHİPLENMELİ”

Bayyiğit konuşmasını şöyle tamamladı; "Konuları seçerken nelere dikkat ettiğimizi yani çağdaş Müslümanın işadamının ticaret erbabının sorunlarına İslami çerçeve içerisinde çözümler üretmeye çalışacağız. Bilim adamlarıyla, ilim adamlarıyla ticaret erbabını ve iş adamlarını bir araya getirerek  aslında önemli bir toplumsal sorumluluğu da yerine getirmiş olacağız. Fikir alışverişinde bulunmaları açısından önemli bir şey. Katılımcıları seçerken biz sipariş üstü çalıştığımız için önce konuları biz tespit ediyoruz. Hangi konularda sipariş vereceğimizi. O konunun  Türkiye’de ve dünyada uzmanını arıyoruz bu konuda doktora yapmış veyahut ciddi anlamda bilimsel kitap yayınlamış olan vs. gibi kişileri arıyoruz öncelikle. Dolayısıyla biz bu konuları birinci derecede uzman kimse onu arayıp buluyoruz ve kendisiyle temasa geçerek bu konuyu kendisine teklif ediyoruz. Bu kongre hiçbir zaman aldığı kararlarla resmi bir hüviyet taşımıyor. Kesinlikle bir yaptırım yükü yok. Burada alınan kararlar veriler  sonuçlar tavsiye niteliğinde olan sonuçlardır. Bunlar iş dünyasında sunulacaktır. Onların bu konuda ellerinden geldiğince amel etmesi sağlanmaya çalışılacaktır. Yani bu tavsiye niteliğinde. Eğer bu işe hükümet ilgili kesimler sahip çıkarsa burada elde edilen sonuçların bunları yasalaştırması mümkün. Hiçbir engeli de yoktur. Ve bu Türkiye’de toplumsal yardımlaşma adına bir çok hissesi var, zekatı var. Devlet bu konularla ilgileniyor mu? Hayır. Mesela zekat verme durumunda olan insanlar, ben sadaka vermeyeceğim, zekat vermeyeceğim, komşuya yardım etmeyeceğim derse Türkiye ne olur? Kaos olur, Türkiye’ de zekatın, fitrenin,  hiç bir zaman şimdiye kadar maliyeti hesaplanmadı. Toplumsal etkisi hesaplanmadı bunlar sıradan bir şey gibi görünüyor. Türkiye’de benim kanaatim, milyar dolarlarca tabiri caizse çok büyük rakamlarla zekat dolaşıyor. Bu bile Kongrenin ne denli önemli olduğu konusunu ortaya çıkarıyor. Bu nedenle Tüm Konya'nın ve Tüm Türkiye'nin bu kongreyi olabildiğince fazla sahiplenmesi gerektiğini düşünüyorum." 

ith.jpg

HAYRETTİN ATAK / YENİ HABER GAZETESİ