110 yıllık mücadele İmam Hatip Okulları

Kuruluşundan günümüze kadar Türkiye’deki en önemli eğitim kurumlarından olan İmam Hatip Okulları’nın 110 yıllık mücadelesini gazetemize özetleyen Mehmet Erdoğdu, “Tek parti döneminde tamamen kapatılan imam hatip okulları; Celalettin Ökten Hoca’nın gayretleri, Tevfik İleri’nin büyük özverisi ve Adnan Menderes’in imzasıyla 17 Ekim 1951’de bugünkü İmam Hatip Okulları olarak tekrar açıldı” dedi.
110 yıllık mücadele İmam Hatip Okulları

Kuruluşundan günümüze kadar Türkiye’deki en önemli eğitim kurumlarından olan İmam Hatip Okulları’nın 110 yıllık mücadelesini gazetemize özetleyen Mehmet Erdoğdu, “Tek parti döneminde tamamen kapatılan imam hatip okulları; Celalettin Ökten Hoca’nın gayretleri, Tevfik İleri’nin büyük özverisi ve Adnan Menderes’in imzasıyla 17 Ekim 1951’de bugünkü İmam Hatip Okulları olarak tekrar açıldı” dedi. İmam hatip okullarının en büyük darbelerden birini de 28 Şubat’ta yaşadığını ifade eden Erdoğdu, tüm bu girişimlere rağmen imam hatiplerin bugün başarıyla yoluna devam ettiğini söyledi.

1-20220115005906.jpg

Türkiye’deki en önemli eğitim kurumlarından olan İmam Hatip Okulları’nın 110 yıllık mücadelesini gazetemize özetleyen TİMAV Üyesi Mehmet Erdoğdu, “İmam Hatip Liseleri’nin ilk nüvesi; Osmanlı Devleti’nin son döneminde vaiz yetiştirmek amacıyla 1912 yılında açılan Medresetü’l-Vaizin ile imam ve hatip yetiştirmek üzere 1913’te açılan Medresetü’l-Eimmeve’l-Huteba’dır” dedi.

mehmet-erdogdu-1.jpg

ÖLÜ YIKAYICI MUAMELESİ YAPTILAR

1949’da ülkede ölü yıkayacak insan kalmadığı için tek parti döneminde 10 aylık kurslar şeklinde İmam Hatip Kursları açıldığının bilgisini veren Mehmet Erdoğdu, “1932’de kapatılan İmam Hatip Mektepleri, vatandaşlardan gelen ‘cenazeler ortada kalıyor, günlerce defnedemiyoruz”’ şikayetleri üzerine 15 Ocak 1949’da yine tek parti iktidarında İmam Hatip Kursları olarak yeniden açıldı. O günkü şartlara göre ilk açılan okullar ölü yıkayıcı yetiştirmek için açılmıştır. Onun için, bizim dönemimizde de daha sonraki dönemlerde de imam hatip okullarındaki derslere gelen farklı düşüncedeki öğretmenler, bilhassa zeki çocuklara; ‘Yavrum burada niye okuyorsun? Buradan mezun olduğun zaman sadece ölü yıkayıcısı olacaksın’ cümlesini sık sık kullanırlardı. Hatta 1946’da o zaman hükümette CHP var, Başbakan ise Recep Peker. Kendisine, ‘çocuklar dinsiz yetişiyorlar, en azından bunlar için ilk okullarda din dersi olsun’ diye teklif götürülmüştür. Recep Peker ise bu teklifi reddetmiştir. 1923-24’te imam hatip okullarının sayısı 26 civarındaydı. Bu okullar, o günlerde 2 bin 258 öğrenciye sahipti. 1926 yılında okulların sayısı 20’ye düşmüştür. 1927’de ise bu sayı sadece 2’ye düşmüştür. Bu iki okuldan birisi İstanbul’da, diğeri de Kütahya’da kalmıştır. 1930’da ise bu iki okula öğrenci sınavla alınacak demişler, ertesi gün de okulların kapısına ‘hiçbir öğrenci sınavda başarılı olamamıştır’ yazısını asıp fiilen bu iki okulu da öğrenci alamaz, eğitim yapamaz hale getirmişlerdir. Öğrenci yok denilen bu dönemde dahi; Ankara İlahiyatta ve Kütahya İmam Hatip Okulu’nda bir sürü öğrenci vardı” diye konuştu.

img-20220114-wa0031.jpg

1930’LU YILLARDA TAMAMEN KAPATILDI

1929-30’lu yıllarda imam hatiplerin tamamen kapandığını söyleyen Erdoğdu, “1927 yılında diyanet görevlileri devlet memuru sayılmamaya başladı. 1929-1931’li yıllarda ilk okullardan din dersi çıkarıldı. 1933 yılında İstanbul İlahiyat Fakültesi kapatıldı. 1932’den 1950’ye kadar Türkiye’de resmi veya özel olarak din dersi veren hiçbir kurum veya kuruluş kalmadı. Tüm dini eğitim tamamen durduruldu. 1932 yılında, Arapça ezan yasaklandı. Türkiye’de 17 Haziran 1950’ye kadar tam 18 sene boyunca ezan Türkçe okundu. Türkiye’de Arapça ezan yasakken aynı dönemde Bulgaristan Gümülcine’de bile ezan aslına uygun okunuyordu. Birinci Dünya Harbinde düşman işgali varken bile ezan Türkçe okunmamıştı. Dünya tarihinde tek örnektir, bu dönemde yürürlükte olan bu uygulama. Bu uygulamaya son veren isim ise Adnan Menderes oldu” dedi.

onemli-2-003.jpg

ADNAN MENDERES DÖNEMİNDE YENİDEN AÇILDI

Adnan Menderes’in Başbakan seçilmesiyle Türkiye’de çok önemli değişikliklerin yaşandığını söyleyen Erdoğdu, “14 Mayıs 1950’de Türkiye’de seçimler oldu. Adnan Menderes Başbakan oldu. İlk yaptığı icraat 17 Haziran 1950’de Cumhurbaşkanı Celal Bayar’ın önüne bir karar koydu ve Bayar bu kararı onaylamak zorunda kaldı. İmam Hatip Okulları ise bugünkü niteliğini Adnan Menderes döneminde aldı. 13 Ekim 1951 tarihindeki bir kararın ardından; Celalettin Ökten Hoca’nın gayretleri, Tevfik İleri rahmetlinin büyük özverisi ve Adnan Menderes’in imzasıyla 17 Ekim 1951’de bugünkü İmam Hatip Okulları açılmıştır. 1951’de ilk imam hatip okulları 7 ilde açıldı. Ankara, İstanbul, Konya, Kayseri, Maraş, Adana , Isparta’da açıldı. Konya’da merkez imam hatip diye tabir ettiğimiz okulumuz da 29 Ekim 1951’de açılmıştır” dedi.

onemli-3-002.jpg

İMAM HATİP ORTA OKULLARI 1951’DE, LİSELERİ 1954’TE EĞİTİME BAŞLADI

İmam Hatiplerde, orta okulların açılmasının ardından 1954’te 3 yıllık lise kısımlarının da açıldığını söyleyen Erdoğdu, “İlk açılışta orta okul bölümleri açıldı. Daha sonra lise bölümleri de açıldı. 12 Mart 1971’de muhtıra döneminde çıkan bir kararla ise imam hatiplerin orta kısımları kapatıldı. O zamana kadar imam hatiplerin orta kısmı 4 sene, lise kısmı 3 seneydi. Bu karar sonrasında 1974 yılında Necmettin Erbakan hocamın Ecevit’le hükümet kurduğu dönemde orta kısmı tekrar açıldı. Ama ilk açılan imam hatiplere göre farklı bir nitelikteydi. Kur’an-ı Kerim ve Arapça dersleri seçmeli ders haline getirildi” cümlelerini kullandı.

onemli-4-003.jpg

İMAM HATİPLER EN BÜYÜK DARBEYİ 28 ŞUBAT’TA YAŞADI

İmam hatip okullarının en büyük darbeyi 28 Şubat döneminde yaşadığını söyleyen Erdoğdu, “1971 yılına kadar, 64-65 döneminde öğrenci sayısı 11 bine çıkmıştır. 1970’te 42 bin, 1977’de 334 bin öğrenci imam hatiplerde eğitim alıyordu. 28 Şubat döneminden önceki dönem olan 1996-97 öğretim yılında ise imam hatip okullarının orta kısmında 301 bin 983 öğrenci vardı. Bu rakamın yüzde 43’ü kız öğrencilerdi. İmam hatip liselerinde ise 247 bin 376 öğrenci vardı. 464 imam hatip lisesi, 108 Anadolu imam hatip lisesi eğitim veriyordu. 1996-97’ye gelindiği zaman İstanbul’da Kartal İmam Hatip Lisesi’nin; 94-95-96-97 yıllarında üniversite sınavlarında peş peşe Türkiye birincisi çıkarmasıyla birlikte 28 Şubat dediğimiz döneme gelindi. O güne kadar hiç olmayan bir uygulama yapıldı. Hem orta kısmı kapatıldı hem de liseden mezun olanlara katsayı uygulaması getirildi. İmam hatip öğrencilerinin mücadelesini en güzel özetleyen söz, o dönemin Yüksek Öğretim Kurulu Başkanı olan Kemal Gürüz’den geldi. Dedi ki; ‘Biz imam hatip öğrencisini üniversitede istemiyoruz.’ Neden istemediği sorulduğunda ise, ‘Biz bilginin kaynağı olarak aklı esas alıyoruz, onlar ise bilginin kaynağı olarak vahyi esas alıyorlar. O yüzden biz bunları istemiyoruz’ ifadelerini kullandı. Ama Aliyaİzzetbegoviç’in dediği gibi, bunlar bizi toprağa gömdüklerini zannettiler fakat bizim tohum olduğumuzu unuttular” diye konuştu.

HACIVEYİSZADE’YE VEFA BORCUMUZ VAR

29 Ekim 1951 yılında eğitime başlayan Konya İmam Hatip Lisesi’nden çok sayıda değerli şahsiyetin mezun olduğunu söyleyen Erdoğdu şu cümleleri kullandı: “Başta camiamızın önderlerinden sayılan, kendisiyle gurur duyduğumuz bir insan olan Hayrettin Karaman Hocam, Konya İmam Hatip Lisesinden mezun oldu. Onunla birlikte buradan kaymakamlar çıktı, valiler çıktı, milletvekilleri çıktı. Merhum Hacıveyiszade Hoca Efendi burada öğretmenlik yaparken çok büyük emekler vermiştir. Eğer bugün Konya’da İmam Hatip nesli varsa, bürokraside ve iş hayatında bir yerlere gelen insanların Hacıveyiszade Hoca Efendi’ye her gün bir Fatiha okumadan geçmemeleri gerekir. Bu bildiğimiz sıradan bir insan değil. Pedagojik formasyon dersi almamış ama öğrencisini derse geç geldiği zaman niye geç geldin diye sormayan bir insan. Öğrenci yalan konuşmasın diye öğrenciye ‘niye geç kalıyorsun’ sorusunu sormuyor. ‘Bak yavrum geç kaldın dersini kaçırdın’ diye söylüyor. Bu misyonu veriyor. Mehmet Savaş Hocam burada öğretmenlik yaptı. Camiamızın en önemli değerlerinden birisidir. Biz kendisinin öğrencisi olma şerefini yaşadık. Kendisinin ilminden istifade ettik. Öğrenciyle birlikte olmayı, öğrencinin derdiyle dertlenmeyi, isteyen bir insandı. Bu yolda yürümüş bize de böylesine örneklik yapmış bir insandı. Biz Hacıveyiszadeden gelen bir geleneğin yaşatılmasını istiyoruz. Şu anda benim en büyük derdim; okullardaki öğretmenlere Hacıveyiszade’nin o öğretmenlik misyonunun kazandırılmasıdır. Bunu kazandırdığımız zaman Allah’ın izniyle hiçbir sıkıntı yaşanmayacak.  Hacıveyiszade’nin temelini attığı okulumuz bu günlere kadar geldi. Aslında Merkez İmam Hatip’in binalarını yenileme düşüncesi var ama Hacıveyiszade’ye vefa için bırakılmasında yarar vardır diye düşünüyorum. Depreme dayanıklı değil gibi şeyler söyleniyor. İnşallah Cenab-ı Allah korur.”

SEYFULLAH KOYUNCU / YENİ HABER GAZETESİ