28 Şubat'ı protestoya giderken bacağını kaybeden Dilek Yıldırım yaşadıklarını anlattı:

"28 Şubat darbesini yapanların adil yargılandığını düşünmüyorum. Toplumun vicdanında hala aklanmış bir 28 Şubat yok. Bu beni çok rahatsız ediyor"- "Örtülerimizi açmak istemeyince daha sert bir tutumla karşılaştık. Bize 'Güvenlik güçleri devreye girecek, o
28 Şubat'ı protestoya giderken bacağını kaybeden Dilek Yıldırım yaşadıklarını anlattı:

ANKARA (AA) - FIRAT TAŞDEMİR - Bursa'da, 28 Şubat postmodern darbesi sürecinde okulundaki başörtüsü yasağını protestoya giderken kamyonun çarpması sonucu bacağını kaybeden 35 yaşındaki Dilek Yıldırım, "28 Şubat darbesini yapanların adil yargılandığını düşünmüyorum. Toplumun vicdanında hala aklanmış bir 28 Şubat yok. Bu beni çok rahatsız ediyor." dedi.

Bursa'da bir imam hatip ortaokulunda 2. sınıf öğrencisiyken başörtüsü yasağı nedeniyle okula devam edemeyen Yıldırım, ortaokul ve liseyi açık öğretim okuyarak bitirmek zorunda kaldı.

Daha sonra Bosna Hersek'e giderek psikoloji alanında lisans ve yüksek lisans eğitimini tamamlayan Yıldırım, 4 ay önce döndüğü Türkiye'de mesleğini icra etmek istiyor.

- "Okulun önünde oturma eylemleri başlattık"

AA muhabirine, 28 Şubat sürecinde yaşadığı zorlukları anlatan Yıldırım, o dönemde başörtüsü nedeniyle imam hatip ortaokulunu tercih ettiğini söyledi.

Başörtüsü yasağı nedeniyle okula alınmamalarını o dönem anlayacak yaşta olmadığını belirten Yıldırım, "Yasaklar önce öğretmenler üzerinde başladı. Öğretmenler başörtüsüyle derslere girmemeye, peruk takmaya başladı. Sonrasında ise bu öğrencilere yansıdı. Bize 'Örtülerinizi açmadan okula giremezsiniz.' dediler. En sonunda kapının önünde kaldık." diye konuştu.

Okul yönetiminin kendilerine baskı yaptığını dile getiren Yıldırım, "Derslere, sınıflara alınmadık. Okulun bahçesinde, kapının önünde kaldık. Güvenlik güçleri de artık devreye girmeye başlamıştı. Ondan sonra okulun önünde oturma eylemleri başlattık." dedi.

Öğretmenlerinin başörtülerini çıkarmaları için kendilerine telkinde bulunduğunu anlatan Yıldırım, "Örtülerimizi açmak istemeyince daha sert bir tutumla karşılaştık. Bize 'Güvenlik güçleri devreye girecek, okula alınmayacaksınız.' deyip kapıları tamamen kapattılar." ifadelerini kullandı.

Okulunda başörtüsü yasağını protesto eden arkadaşlarının yanına giderken trafik kazası geçirdiğini belirten Yıldırım, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Kaza geçirdiğim gün güvenlik güçlerinin okulun etrafını sardığını gördüm. Ben de bir an önce alana geçip eylemcilerin yanına gitmek istedim. Okulun önünde karşıya geçmek isterken otobüsün arkasından gelen kamyonu fark etmedim. Çok hızlı geliyormuş. Bana çarptı, ondan sonraki süreci hatırlamıyorum. Ondan sonra sağ bacağımı diz altından itibaren kaybettim. Ameliyatım gerçekleştirildikten sonra öğrendim. O an şok oldum."

Kazadan sonra başörtü yasağını protesto eden arkadaşlarına yazılar göndererek destek olduğunu söyleyen Yıldırım, "Arkadaşlarım ve kazaya şahit olanlar hastaneye geliyordu. Ama ben yine oradaydım. Hala bir şeyden yarım kaldığım hissi hastanede bile vardı." dedi.

Üniversite eğitimi için Türkiye'den ayrılırken kendisini çok tuhaf hissettiğini belirten Yıldırım, "Her şeye rağmen yine de bir şeyler yapabilirim isteği ve şevkiyle gittim. O süreçte protez bacağımı kullanıyordum. Başka sağlık sorunlarım da vardı. Ama her şeye rağmen 'Başladığım yola devam etmeliyim.' dedim. Bu çok cesur bir hareketti bence." şeklinde konuştu.

- "28 Şubat'ta mücadeleci tarafım ön plana çıktı"

Yaşadığı mağduriyetlerin kendisini yıpratmakla beraber aynı zamanda güçlendirdiğine işaret eden Yıldırım, "28 Şubat'ta mücadeleci tarafım ön plana çıktı. Çok ciddi bir mağduriyet yaşadım ama bununla beraber mücadele eden, uğradığı haksızlığa karşı susmayan, inandığı ilkelerden taviz vermeden yoluna devam eden tarafım ortaya çıktı." dedi.

Yıldırım, başörtüsü yasağının kalkmasına değinerek, şunları kaydetti:

"Hala başörtüsü kanunla teminat altına alınmış değil. 28 Şubat darbesini yapanların adil yargılandığını düşünmüyorum. Toplumun vicdanında hala aklanmış bir 28 Şubat yok. Bu beni çok rahatsız ediyor. Kişisel hak ve özgürlükleri yalnızca başörtüsüyle sınırlı görmüyorum."

Kaynak: