Afet eğitiminde Konya ikinci sırada

YUSUF KARAKAŞ / YENİ HABER
Afet eğitiminde Konya ikinci sırada

Amaçlarının gerçekleşmesi kaçınılmaz olan afet zararlarını ve etkilerini azaltmak olduğunu söyleyen Konya AFAD İl Müdürü Yıldız Tosun: “Vizyonumuz bilinçli, misyonumuz ise dirençli bir toplum oluşturmak’’ dedi. Tosun ayrıca afet eğitimlerinin yoğunluğunda Konya’nın Türkiye’de ikinci sırada olduğunu kaydetti. 

Konya İl Afet ve Acil Durum Müdürü Yıldız Tosun, bilinçli ve dirençli bir toplum oluşturma vizyon ve misyonuna sahip kurumun temel amacının, gerçekleşmesi kaçınılmaz olan afet zararlarını ve etkilerini azaltmak amacıyla gerekli önlemleri almak olduğunu ve bu  hızla çalışan Uluslararası standartlarda bir kurum olmayı hedeflediklerini söyledi. Kurum çalışmaları ve hedefleriyle ilgili açıklamalarda bulunan yıldız, halkı bilinçlendirmenin temel görevleri olduğunu, bu kapsamda temel afet bilinci eğitimi verdiklerini ifade etti. Tosun, ‘’www.konyaafetacil.gov.tr adresinden afet eğitimi yapılıyor. Afet öncesi, sırası ve sonrası olmak üzere depremde doğru davranış şekillerini öğretiyoruz. Öncesinde insanların evini sigortalatması, tarlalarını sigortalatması, iş yerlerini sigortalatması çok önemli. Tabii ki her şeyden önce sağlam binaların olması şart.  Son deprem yönetmeliğine göre yapılan binalarımız gerçekten çok sağlam” diye konuştu.

AFET BİR YAŞAM KÜLTÜRÜ HALİNE GELMELİ

Deprem sırasında doğru davranış şekillerini bilmenin de önemine dikkat çeken Yıldız Tosun, doğru davranış şekilleri hakkında şu bilgileri verdi: “İnsanların yataklarını camın kenarına koymaları ve deprem olduğunda hemen merdivenlere, asansörlere kaçmaları çok yanlış. Deprem sırasında sağlam bir yere saklanmak hayat kurtarır. Bir hayat üçgeni oluşturulması gerekiyor. Bu sağlam masa da, sağlam kanepe de olur. Mutfağa kaçılıyor. Mutfağa kaçtığın zaman kesici, delici, yanıcı maddeler orada var. Oraya da kaçmamak gerekiyor. Bunlar deprem sırasında doğru davranış şekilleri, deprem sonrasında ise ayağımızda lastik ayakkabı yoksa tellerin üzerine basmamak gerekir, elektrik çarpabilir. Bunun haricinde de bu kaos ortamında nasıl davranması gerektiğini bilmek çok önemli. Kaos ortamında yetkililer ne diyorsa ona ayak uydurmalılar.” Türkiye olarak Akdeniz Himayala Kuşağı’nın üzerinde ve bir deprem ülkesi olduğumuzu vurgulayan Yıldız Tosun, “Afet bizim bir yaşam kültürümüz haline gelmeli, Japonya gibi. Japonya’da insanlar nerede ne yapacaklarını çok iyi biliyorlar, doğru davranış şekillerini biliyorlar ama biz henüz bu bilince varabilmiş değiliz. Bu ancak eğitimle olur’’ dedi.

ÜNİVERSİTELERİMİZDEN BEKLENTİLERİMİZ VAR

Temel afet bilincinin hayatın her alanında kullanılabilen bir bilgi olduğunu aktaran Yıldız Tosun, elde edilecek bilgiler acil durumlarda kullanabilir olduğunu da dile getirdi.  Türkiye Eğitim Seferberliği ile ilgili bir proje olduğunu da dile getiren Yıldız Tosun, 2015 yılında afete hazır aile, afete hazır okul, afete hazır iş yeri, afete hazır Türkiye hedeflediklerini aktardı. Konya’da 18 bin kişiyi proje kapsamında eğittiklerini ve il olarak Türkiye’de ikinci sırada olduklarını bildiren Yıldız Tosun, “Temel afet bilinci eğitimini birçok yerde yapıyoruz. Herkesi de afet gönüllüsü olmaya davet ediyoruz. Mesela proje ayağında bir tanesi de Afet Gönüllüsü Gençler. Biz bunu üniversitelerimizden bekliyoruz. Öğrenciler bizim için çok önemli. Bir topluluk oluştursunlar mesela. Selçuk Üniversitesi ile bir protokol imzaladık. Bu imzalamış olduğumuz protokolde her öğrenciye bir saat temel afet bilinci eğitimi veriyoruz. Ücretsiz ve sertifikalı bir eğitim. Bütün gençlerimizi bu bir saatlik temel afet bilinci eğitimine davet ediyoruz.  Eğitim salonlarında, liselerde, okullarda, konferans salonlarında bu eğitimi veriyoruz’’ sözlerine yer verdi.

ÖNCELİĞİMİZ ÖĞRENCİLER

Eğitim kapsamında birçok tatbikatında yapıldığına değinen Yıldız Tosun, kurumun çalışmaları hakkında bilgi vererek, “Biz okuldaki öğrencilere çok önem veriyoruz, her şey küçük yaşta başlıyor. Önce teorik olarak bilgi veriyoruz. Sonra bir deprem oldu, bir ses duyduk, ne yapacaksın? Nasıl davranacaksın? Hepsini söylüyoruz. Bunun yanı sıra dağcılık, kimyasal biyolojik nükleer radyasyon eğitimlerimiz de var. Bizim arama kurtarma ihtisaslı personellerimiz var” şeklinde konuştu. Kimyasal, biyolojik, nükleer saldırılarına karşı nerede ne yapacağımızı bilmenin önemine dikkat çeken Yıldız Tosun, yapılması gerekenleri şöyle sıraladı: “Nükleer bir silaha maruz kaldıysanız evin alt katlarını tercih edin. Bodrum gibi olan yerleri tercih edersiniz. Penceresi az olan yerleri tercih ediniz. Zaten bunun için bizim ikaz işaretlerimiz var. Eğer ki kimyasal gazsa hemen yukarılara çıkmamız gerekir. Yine penceresi az olan bir yere çıkılması gerekir. Ağzımızı ıslak bir bez ile kapatarak kamufle etmemiz gerekir. Çünkü kimyasal saldırıdan beş altı dakika sonra hiçbir gaz kalmaz. Senin bir hareketi bilmen senin hayatını kurtarır’’.

DİLENCİLER KAMPA GÖNDERİLİYOR

Şu anda Konya’da kayıtlı 33 bin Suriyeli mülteci ile 2 bin Iraklı Türkmen olduğunu söyleyen Yıldız Tosun, “Bunların kayıtları İl Emniyet Müdürlüğü Yabancılar Şubesi’nde yapılıyor. Koordinasyonunu biz yapıyoruz. Bir veri tabanımız var. Bu veri tabanını da MEVKA Kalkınma Ajansı’ndan destek alarak oluşturduk. Sivil toplum kuruluşları (STK) ne kadar yardım yapmış, kime yapmış, kimin yardıma ihtiyacı var. Filan evde buzdolabı var, filan evde çamaşır makinesi var, şu kadar gıda gitmiş, hangi tarihte gitmiş şeklinde.  Bizim denetimimizde her STK’lara bir şifre veriyoruz.” Dedi. Bunun yanı sıra sosyal yardımlaşmanın içerisinde olduklarını da aktaran Tosun, “Aile ziyaretlerinde bulunuyoruz. Halk sağlıyla kamu hastaneleriyle sürekli istişare içindeyiz. STK’lar ve Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakıfları’nın yaptıkları yardımları biz biliyoruz. Sosyal Yardım derneklerinin yapmadığı yardımları, biz belediyelerle iş birliği içerisinde yapıyoruz, odun kömür dağıttırıyoruz. Bu tür çalışmaları yapıyoruz. Türkiye’de 10 ilde 25 tane kamp var. Dilenmek gibi olumsuz davranış sergileyenler bu kamplara gönderiliyor’’ diyerek sözlerini noktaladı.