AK Parti Genel Başkanvekili Kurtulmuş, canlı yayında soruları yanıtladı:

"Ne Libya'nın bir karış toprağında gözümüz vardır ne Suriye'nin bir karış toprağında gözümüz vardır ne de başkalarının olduğu gibi bir damla petrolde gözümüz vardır. Biz Türkiye olarak çağrı üzerine gidiyoruz, haklarımızı koruyoruz, oradaki dostlarımızı k
AK Parti Genel Başkanvekili Kurtulmuş, canlı yayında soruları yanıtladı:

ANKARA (AA) - AK Parti Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş, "Ne Libya'nın bir karış toprağında gözümüz vardır ne Suriye'nin bir karış toprağında gözümüz vardır ne de başkalarının olduğu gibi bir damla petrolde gözümüz vardır. Biz Türkiye olarak çağrı üzerine gidiyoruz, haklarımızı koruyoruz, oradaki dostlarımızı koruyoruz, bu bizim tarihten gelen bir sorumluluğumuz." dedi.

Kurtulmuş, Akit TV canlı yayınında gündeme ilişkin soruları yanıtladı.

İdlib'de yaşanan gelişmelere ilişkin soru üzerine Kurtulmuş, İdlib'de büyük bir insani dram olduğunu ve dünyanın bunu seyrettiğini ifade etti.

Uluslararası camianın rejimin İdlib'de sivil halka yaptığı saldırıları önleyecek bir mekanizmayı acilen bulması gerektiğine işaret eden Kurtulmuş, "Biz buna Türkiye olarak seyirci kalamayız, İdlib bize komşu olmasaydı dahi seyirci kalamazdık." diye konuştu.

İdlib'in Türkiye için bir güvenlik meselesi olduğunu vurgulayan Kurtulmuş, "Orada oluşacak yeni göç dalgasının, zaten yaklaşık 4 milyon Suriyeli'ye ev sahipliği yapan Türkiye için artık istiap haddini doldurmuş bir yeni dalga olacağını görüyoruz. Türkiye böyle bir yükü çekemez. Dolayısıyla burada bütün insanlığın işte Batı dünyasının Doğu dünyasının kimse bu işin sorumlusu buradan bir şekilde bir siyasi sonuç alınması lazım." değerlendirmesinde bulundu.

Konunun Türkiye için güvenlik meselesi olduğunu ve bu konunun silahla çözülemeyeceğini söylediklerini anımsatan Kurtulmuş, "Hiçbir ülke, ne Amerika ne Rusya ne başka bir ülke tek başına buradaki sorunu silahla çözemez, bu kadar açık. Yani ne yapacaksınız? 4 milyon insanı tek tek öldürecek misiniz? Mümkün değil." dedi.

- "Türkiye bu kadarını kaldıramaz"

Kurtulmuş, varılan mutabakatlar olduğunu ve Türkiye'nin mutabakatlardaki şartları sonuna kadar yerine getirdiğini belirterek, "Birkaç gözlem kulemizin olduğu köy muhasara altındadır. Türkiye bu kadarını kaldıramaz. Dolayısıyla biz oradaki askeri varlığımızı, barışı sağlamak için orada var olan askerlerimizin canını emniyet altına alacak yeni adımlar atarız." ifadesini kullandı.

İdlib konusunda diğer ülkelerin tutumuna ilişkin bir soru üzerine ise Kurtulmuş, Rusların sıcak denizlere indiğini ve Suriye'de önceden hiç olmadığı kadar kuvvetli bir altyapı sağladığını anlattı.

ABD'nin de üslerinin bulunduğunu, başka devletlerinin de bölgeye yönelik hesapları olduğunu aktaran Kurtulmuş, "Bunların hepsinin arkasında hesabı çok kuvvetli olan bir ülke var o da İsrail. İsrail de başından itibaren ellerini ovuşturuyor 'aman ne güzel' diyerek bütün bu gelişmeleri izliyor. Hazır bölge ülkeleri derin kamplaşmaların içerisine girmişken işte işgallerin, savaşların, yıkıntıların arasında kalmışken o da son adımını atmak ve bütün işgal planlarını gerçekleştirmek için düğmeye basıyor. Dolayısıyla bu oyuna karşı çok uyanık olmak lazım." şeklinde konuştu.

Numan Kurtulmuş, Türkiye'nin diğer harekatlarda olduğu gibi İdlib'de de gerekirse kendi hakkını, hukukunu koruyacak güçte ve kararlılıkta olduğunu dile getirdi.

Bulunduğu coğrafyanın kilit taşı olan Türkiye'nin varlığını tahkim etmeye ve kendi eksenini güçlendirmeye çalıştığına dikkati çeken Kurtulmuş, bunun birilerini rahatsız ettiğini ifade etti.

ABD Başkanı Donald Trump'ın açıkladığı sözde Orta Doğu barış planına ilişkin de değerlendirmelerde bulunan Kurtulmuş, "Bu tek taraflı olarak ilan edilen sözde barış, esasta ise Filistin'i ilhak ve işgalin resmileştirilmesi planı geçersiz bir plandır. Kim bunun arkasında durursa dursun çöp tenekesine atılacaktır. Yani buna Filistin halkı bir kere müsaade etmeyecektir." dedi.

- Libya konusu

Libya'daki gelişmelere ilişkin değerlendirmelerinin sorulması üzerine Kurtulmuş, Türkiye'nin Akdeniz'de kıyılarının içerisine hapsedilmeye çalışıldığını söyledi.

Türkiye'nin Libya Ulusal Mutabakat Hükümeti ile anlaşma yaparak kendisini BM'de tescil edilmiş, hukuki zemini olan münhasır ekonomik bölgeye kavuşturduğunu belirten Kurtulmuş, "'Bizim Libya'da ne işimiz vardı' sorusuna cevap vermeden evvel 'Atatürk'ün Libya'da ne işi vardı' sorusunun cevabını bulsunlar." diye konuştu.

Kurtulmuş, "Bizim hiçbir ülkenin bir karış toprağında gözümüz yoktur. Ne Libya'nın bir karış toprağında gözümüz vardır ne Suriye'nin bir karış toprağında gözümüz vardır ne de başkalarının olduğu gibi bir damla petrolde gözümüz vardır. Biz Türkiye olarak çağrı üzerine gidiyoruz, haklarımızı koruyoruz, oradaki dostlarımızı koruyoruz, bu bizim tarihten gelen bir sorumluluğumuz. Bugün de Türkiye'nin kıskaçtan kurtarılması için atılması gereken adımlar." dedi.

Türkiye'nin geçmiş dönemlerde de yurt dışı operasyonlara gittiğini anlatan Kurtulmuş, şunları kaydetti:

"Bunların hepsi yaptığınız anlaşmalar gereği sizin gitmek durumunda kaldığınız şeylerdir. Bir işgal değil, bir menfaat elde etmek değil. Türkiye için asla ve asla bizi istemeyen insanlara bir şekilde zorla muhatap olmak değil tam tersine bizden yardım isteyen ve gerçekten kendi ulusal bütünlüğünü sağlamak arzusunda olan merkezi hükümete karşı Türkiye orada onların askerlerini eğitmek, onların ordularının yeteneklerini daha fazla artırmak bakımdan bir destek oluyor. Mesele bundan ibarettir, bunu böyle görmek lazım."

Libya'da çok askerin şehit olduğuna ilişkin haberlerin hatırlatılması üzerine, resmi açıklamanın yapıldığına değinen Kurtulmuş, "İki askerimiz maalesef atılan roket sonucu şehit oldu. Bunun dışında yapılanların hepsi de tezvirattır, kara propagandadır." ifadelerini kullandı.

- FETÖ'nün siyasi ayağı tartışmaları

Siyasi ayak tartışmalarının sürdürülmesinin FETÖ'ye destek sağladığı kanaatinde olduğunu vurgulayan Kurtulmuş, "FETÖ'nün dini FETÖ'cülüktür. Bu amaçla ilgili kimi kullanabilirlerse onu kullanırlar." uyarısında bulundu.

AK Parti Genel Başkanvekili Kurtulmuş, 7 Şubat MİT krizi sırasında bazı siyasetçilerin "Onlar da devlet kurumu değil mi gidip ifade versin" şeklinde telkinlerde bulunduğuna işaret ederek, "Cumhurbaşkanımızın dirayeti, o zaman diyor ki 'Asla gitmeyeceksiniz, ifade vermeyeceksiniz, bu oyunu bozacaksınız'. Hakikaten MİT de burada çok sağlam durarak o oyunun içerisine düşmedi." yorumunda bulundu.

Amacın dönemin başbakanı olan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı mahkeme edecek zeminin hazırlanması olduğunu bildiren Kurtulmuş, "O günden itibaren bu adamların hükümet düşmanı, devlet düşmanı olduğu, görmeyen gözlerin bile göreceği kadar ayan beyan oldu." dedi.

Kurtulmuş, 17/25 Aralık, Gezi Parkı odaklı olaylar ve 15 Temmuz darbe girişiminin bu silsilenin içinde olduğunu vurgulayarak, "Bu adamların birinci derecede uğraştığı kişi Recep Tayyip Erdoğan ve uğraştıkları parti AK Parti'dir. Bu kadar açık, yani ufacık çocukların bile 'evet hakikat budur' diye teslim edeceği gerçek bu iken buradan başka bir şey söylemek haksızlıktır, vicdansızlıktır, terbiyesizliktir." ifadelerini kullandı.

Örgütün bütün partilere sızmış olabileceğini söyleyen Kurtulmuş, "Biz en azından 7 Şubat'tan beri bu mücadeleyi veriyoruz, canhıraş bir şekilde veriyoruz. 15 Temmuz gecesi 15 dakika ile hayatı kurtulmuş olan bir Cumhurbaşkanından bahsediyoruz ve o gün Akıncı Üssü'nde yakalanan binlerce ceset torbası ne için oralara getirildi?" dedi.

Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) içerisinden birilerinin siyasetçilere hala mesaj vermeye çalışıp çalışmadığına ilişkin bir soru üzerine Kurtulmuş, TSK'den emekli olan herkese siyaset yolunun açık olduğunu hatırlattı.

Hiç kimsenin TSK üzerinden siyaset yapmaya kalkmaması gerektiğinin altını çizen Kurtulmuş, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Türk Silahlı Kuvvetleri mensuplarının adını hatta gölgesini kullanarak siyaseti dizayn etmek isteyenler vardı. Bu devirler geride kaldı, köprünün altından çok sular aktı. Kimse kendi siyasi hesaplarını Türk Silahlı Kuvvetlerimiz üzerinden yapmaya kalkmasın. Türk Silahlı Kuvvetlerimiz tam da olması gereken yerdedir. Esas meselesi vatan müdafaasıdır, bu ülkenin esenliğini korumaktır, sınırlarının güvenliğini temin etmektir."

Gezi Parkı davası kararına ilişkin değerlendirmelerinin sorulması üzerine Kurtulmuş, olayların başta birkaç kişinin çevre hassasiyetleri ile başlamış gibi göründüğüne, kısa bir süre sonra ise hükümeti düşürmeye doğru evrilen bir başkaldırı haline dönüştürülmeye çalışıldığına dikkati çekti.

Olayların ekonomik olarak Türkiye'ye önemli ölçüde zarar verdiğine değinen Kurtulmuş, hiçbir toplumsal olayın tek başına gerçekleşmeyeceğini sözlerine ekledi.

Kaynak: