AK Parti Sözcüsü Çelik, MYK toplantısına ilişkin açıklamalarda bulundu: (3)

(ABD'de yayımlanan Dini Özgürlükler Raporu) Özellikle azınlıklar konusunda Türkiye'ye yapılan değerlendirmelerin tamamı haksız ve yanlıştır"- "Sınav tarihinin geri çekilmesi, normalleşme takviminin bir parçasıdır. Sınav süresinin yarım saat uzatılması, ta
AK Parti Sözcüsü Çelik, MYK toplantısına ilişkin açıklamalarda bulundu: (3)

ANKARA (AA) - AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, ABD'de yayımlanan Dini Özgürlükler Raporu'nu eleştirerek, "Özellikle azınlıklar konusunda Türkiye'ye yapılan değerlendirmelerin tamamı haksız ve yanlıştır." dedi.

Çelik, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınına karşı alınan tedbirler kapsamında video konferansla gerçekleştirilen AK Parti Merkez Yürütme Kurulu (MYK) toplantısı devam ederken, parti genel merkezinde düzenlediği basın toplantısında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Dünya Sağlık Örgütünün, ilerleyen süreçteki en büyük krizin, üretilen aşının tüm insanlığa nasıl dağıtılacağıyla ilgili çıkacağının işaretini verdiğini belirten Çelik, şu ifadeleri kullandı:

"Sayın Cumhurbaşkanımızın ifade ettiği 'Aşı dünyanın ortak malı olmalıdır.' mesajı, esasında 'dünya beşten büyüktür' prensibimizin korona krizine uygulanmış biçimidir. Aşının dünyanın nasıl ortak malı olacağı konusundaki strateji, siyaset oluşturma biçimi, anlaşma dünyanın geleceğini belirleyecek. Eğer birilerinin tedavi hakkı insanlığın geri kalanının diğerlerinden öncelikli hale geliyorsa onun hangi sebebe dayandığı sorgulanacaktır. Hangi kuralla bazılarına aşı verilirken diğerlerinin sonraya bırakıldığı ya da diğerlerinin tamamen bundan mahrum bırakıldığı bir dünya artık herhangi bir şekilde dikişleri tutan bir dünya olmayacaktır."

Ömer Çelik, bu sürecin küreselleşmeyi sadece serbest ticaretin varlığı üzerinden tanımlayan dünyanın, küreselleşmeyi artık dayanışma üzerinden tanımlanması gerektiğine dönük güçlü bir mesaj olduğunu ifade ederek, burada radikal bir değişimin olacağının görüldüğü, aksi takdirde dünyada herhangi bir şekilde düzenden bahsetmenin söz konusu olmayacağını söyledi.

Dünyanın, çevreye ve topluma duyarlı iş modellerini takip ve teşvik edeceğini aktaran Çelik, savunma sanayi konusunda yapılan atılamlar kadar Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın talimatıyla sağlık, tarım ve gıda konusuna daha yoğun bir şekilde eğilecekleri bir döneme girdiklerini dile getirdi.

"Bugün artık ben şu sağlık ekipmanlarını üretmeyeyim, nasılsa dünyadan alırım." gibi bir yaklaşımın işe yaramayacağını vurgulayan Ömer Çelik, "Avrupa Birliği üyeleri, bir birliğin üyeleri olmalarına rağmen birbirlerinin maskelerine el koydular, birtakım tıbbi ekipmanlarını çalan, el koyan, gasbeden ülkeler söz konusu oldu. Dolayısıyla hem sağlık açısından, savunma sanayi gibi kendinize yeter hale gelmeniz, tarım açısından kendinizi yeter haline getirmeniz, su açısından kendinize yeter hale gelmeniz ve kendi tedarik zinciriniz konusunda kuvvetli olmanız yeni dünyada Türkiye'yi öne çıkaracak unsurlardan olacaktır." diye konuştu.

- "Milli teknoloji hamlesini yüzde 100 destekliyoruz"

Teknolojinin geliştirilmesi, dijital çağa ayak uydurulması konusunda T3 Vakfına yapılan saldırıların da son derece dikkat çekici olduğuna işaret eden Çelik, bu durumun tamamen yalan üzerine yine aynı odaklar ve cunta çağrısını yapanlar tarafından ortaya konulan yaklaşımlar olduğunu söyledi.

Geçmişte, Demirağlara, Vecihi Hürkuşlara yapılan siyasi suikastlerin aynı şekilde bu konudaki gelişmelere de yapılmaya, onlara yapılan sabotajların bugün de milli teknoloji hamlesi çerçevesinde yürütülen çalışmalara yapılmaya çalışıldığını gördüklerini anlatan Çelik, bu durumun, yine aynı siyasi odaklarından geldiğini ve yine aynı siyasi argümanlarla yapıldığını ifade etti.

Terörle mücadelede oyun değiştirici olan insansız hava araçları (iHA) ve silahlı insansız hava araçlarıyla (SİHA) Türkiye'nin terörle mücadele kapasitesini artırmasının çok derin bir rahatsızlık yarattığını gördüklerini belirten AK Parti Sözcüsü Çelik, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Meclis çatısı altında, milletvekili sıfatıyla görev yapan birilerinin, bu şekilde Türkiye'nin demokrasisini ve cumhuriyetini korumak için terörle mücadele kapasitesini artırmasından duyduğu rahatsızlığın herhangi bir demokratik anlayışla izah edilmesi de mümkün değildir. Dolayısıyla biz milli teknoloji hamlesini yüzde 100 destekliyoruz, ülkemizin ve gençlerin geleceği için gençlerin hayallerinin gerçekleşmesi için. Özellikle de bu koronavirüs döneminde sadece İHA, SİHA üretiminin ötesinde aynı zamanda vantilatör üretimi diğer sağlık ekipmanları üretimi konusundaki Türk mühendislerinin cevval yaklaşımlarıyla ortaya çıkan kapasiteyi son derece kıymetli bulduğumuzu ifade ediyoruz. Demokrasimize saldıranların, Cumhuriyetimize saldıranların, Türkiye'deki her türlü iyi gelişme gibi bu teknoloji hamlesine de saldırmalarının altını çiziyoruz. Biz milli teknoloji hamlesine güçlü bir şekilde destek vermeye, kıymet vermeye, gençlerimizin ve bu ülkenin geleceği için bunun altını çizmeye devam edeceğiz."

- "Dini Özgürlükler Raporu' bir propaganda metnine benziyor"

Ömer Çelik, ABD'de yayımlanan Dini Özgürlükler Raporu'nu eleştirerek, şu değerlendirmeleri yaptı:

"Maalesef hiçbir şekilde rapor olarak addedilemeyecek sadece bir propaganda metnine benziyor. Özellikle azınlıklar konusunda Türkiye'ye yapılan değerlendirmelerin tamamı haksız ve yanlıştır. Hatta en son biz Amerika Birleşik Devletleri'ne ziyaretimiz sırası Cumhurbaşkanımız bir heyetle bir araya geldiğinde, o heyetin sorduğu sorular karşısında bizim azınlık mensubu vatandaşlarımızın nasıl tepki gösterdiğini hatırlıyorum. Hatta bir arkadaşımız, 'Bunlar ne kadar geri kalmış' diye bunlara tepki göstermişti. Bu raporları, bu bilgileri kimden alıyorlarsa, bu aldıkları kişilerin, bizim azınlık mensuplarımızın liderleri olmadığı, tamamen başka saiklerle hareket eden odaklar olduğu bilinmektedir.

Özellikle Barış Pınarı bölgesine bu raporda işgal bölgesi denmesi tamamen kınanacak bir yaklaşımdır. Teröristlerin olduğu yerden teröristleri temizliyorsunuz, oradaki halkı zulümden kurtarıyorsunuz, bunlar oraya işgal bölgesi diyorlar. Fetullahçı Terör Örgütü'nün elebaşına 'Amerika'da yaşayan bir din adamı' gibisinden masumiyet atfedilmesi de son derece manidardır. Tabii en önemlisi de böyle bir raporda Batı'da yükselen İslam düşmanlığından, yabancı düşmanlığından, göçmen düşmanlığından hiç bahsedilmemesi son derece bu raporun nasıl subjektif olduğunu, nasıl önyargılı olduğunu gösteren bir yaklaşım olmaya devam ediyor."

- "Bütün dünya, Türkiye'nin mücadele yöntemini takdir etti"

Bir gazetecinin sorusu üzerine Çelik, yeni tip koronavirüse (Kovid-19) yönelik normalleşme takvimini hatırlatarak, vakaların, olumsuz rakamların düşmeye başladığı görüldüğünde yeni kolaylaştırmaların gündeme gelebileceğini bildirdi.

Dünyanın en dinamik ve tehlikeli kriziyle karşı karşıya kalındığını belirten Çelik, bütün dünyanın Türkiye'nin krizle mücadele yöntemini takdir ettiğini vurguladı.

Başta güvenlik güçlerinin, Vefa Sosyal Destek Gruplarının vatandaşların ihtiyacını gidermek için ter döktüğünü söyleyen Çelik, vatandaşların memnuniyetinin yüksek olduğunu aktardı.

"Maske konusunda, 'elimizde vardı da vatandaşımıza vermedik, yurt dışına verdik' şeklindeki propaganda yalana dayalıdır." ifadesini kullanan Çelik, bu propagandanın gerçeği yansıtmadığının görüldüğünü dile getirdi.

Çelik, Türkiye'nin krizle mücadele biçiminin dünyadaki en başarılı mücadele yöntemlerinden biri olduğunu, Dünya Sağlık Örgütünün de bunu söylediğini ifade etti.

Yükseköğretim Kurumları Sınavına (YKS) ilişkin bir soru üzerine Çelik, "Sınav tarihinin geri çekilmesi, normalleşme takviminin bir parçasıdır. Sınav süresinin yarım saat uzatılması, taban puanın aşağıya çekilmesi, müfredatın belli alanlarından muafiyet öğrencilerin önüne avantaj olarak gelecektir." dedi.

Çelik, muhalefetin her şeyi istismar ettiğini belirterek, Türkiye'nin geleceği gençler için olumsuz karar almalarının mümkün olmadığını söyledi.

(Bitti)

Kaynak: